|

Sigortamız tanımlansın

Gün geçtikçe bankacılık sistemiyle büyüyen katılım sigortacılığı kendi sektörüne özel düzenlemeler talep ediyor. Hali hazırda mevcut sigortacılık yasalarıyla katılım sigortacılığının idare edildiğini aktaran Katılım Sigortacılığı Derneği Başkanı Özgür Bülent Koç, “Katılım sigortacılığıyla alakalı herhangi bir müstakil mevzuat yoktur. Kanunda tanımı olsun istiyoruz" dedi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 30/06/2016 Perşembe
Güncelleme: 23:11 - 29/06/2016 Çarşamba
Yeni Şafak

Sigortacılık işlemlerinin dini kurallara uygun hale getirilmesi sonucu ortaya çıkan ve toplanan primlerin faiz getirisi olmayan finansal araçlara yatırılması esasına dayanan katılım sigortacılığına (tekafül sistemi), Sigortacılık Kanunu'nda tanım olarak yer verilmesi ve bu alanda kamu denetiminin İslami esaslara göre yapılması isteniyor. Katılım Sigortacılığı Derneği Başkanı Özgür Bülent Koç, Türkiye'de “katılım sigortacılığı” ya da “İslami sigortacılık” olarak adlandırılan tekafül sisteminin, dinen cevaz verilmeyen geleneksel sigortacılığa alternatif olarak 1970'li yıllarda ilk kez Sudan'da ortaya çıktığını hatırlattı.



TEKAFÜL 14 MİLYAR DOLARA ULAŞTI


Koç, dünya genelinde 2009'da 7 milyar dolar olan toplam tekafül prim tutarının yıllar itibarıyla istikrarlı bir şekilde yükselerek 2 kat artışla 2014 sonunda 14 milyar dolara ulaştığını, Türkiye'de 2009 yılında Neova Sigorta'nın kurulmasıyla hayata geçen katılım sigortacılığının 7 yılda hızlı bir gelişim gösterdiğini, 2010 sonunda yüzde 0,52 olan pazar payının Mart 2016 itibarıyla yüzde 2 seviyesine ulaştığını kaydetti.



ÖZEL MEVZUAT İSTİYORUZ


Türkiye'de katılım sigortacılığının müstakil bir mevzuatı olmadığı için genel sigorta mevzuatına göre faaliyet gösterildiğini, geleneksel sigorta şirketleriyle aynı şartlar dahilinde iş yapıldığını anlatan Koç, “Şu anda katılım sigortacılığıyla alakalı herhangi bir müstakil mevzuat yoktur. Biz en azından kanunda tanım da olsa katılım sigortacılığı ibaresinin geçmesini temenni ediyoruz.” ifadelerini kullandı.





BANKADAKİ GELİŞİM SİGORTAYA YANSIR


Albaraka Türk Genel Müdürü Fahrettin Yahşi de katılım sigortacılığı sisteminin kar etmeyi değil, bir riskin bir diğeri hesabına üstlenilmesi prensibi ile müşterek garantinin sağlanmasını amaçladığını kaydetti. Yahşi, “Pazar şimdilik bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda şirket tarafından yönetilmektedir. Son yıllarda İslami finans ürünlerinin uygulanması ve gelişiminde hızlı bir ivmelenme var. Kamu tarafından kurulan yeni katılım bankaları bunun en açık göstergesi. Aynı gelişimin sigortacılık alanına da yansıyacağını düşünüyoruz.” diye konuştu.



BAR VE İÇKİ DEPOSUNA SİGORTALAMA YOK


Dinen uygun görülmeyen bar, faizli banka şubesi ve içki deposu gibi rizikoların sigortalanmadığı sistemde, fıkhi açıdan alanında uzman bir danışma kurulu, tüm iş ve işlemleri denetliyor. Dönem sonlarında tüm giderler çıkarıldıktan sonra prim havuzunda herhangi bir artı bakiye kalmışsa söz konusu tutar, sigortalılara dağıtılabiliyor, hayır işlerinde kullanılabiliyor veya havuzun güçlendirilmesi amacıyla havuzda bırakılabiliyor.



#Bankacılık sistemi
#Katılım Sigortacılığı
8 yıl önce