|

10 maddede ümmetin birliğinde idareciler

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Hayrettin Karaman köşesinde 'ümmetin birliğinde idareciler' konusuna ışık tuttu. Kemal Öztürk, Hasan Öztürk, Fatma Barbarosoğlu ve Özlem Albayrak da gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
08:45 - 24/02/2017 Cuma
Güncelleme: 08:57 - 24/02/2017 Cuma
Yeni Şafak
Gündem
Gündem

Hayrettin Karaman, Kemal Öztürk, Hasan Öztürk, Fatma Barbarosoğlu ve Özlem Albayrak'ın yazılarının en dikkati çeken bölümleri:



İlk adımda hedef siyasi birlik olmamalı

Ümmetin birliğini gerçekleştirmek için her bir mümine düşen vazifeler var, vazife taksiminde önemli paylardan biri de idarecilere aittir, ancak vazife grupları arasında ilişki, zincirleme sebep sonuç ilişkisidir; arada kopukluk olursa sonuç alınamaz.




Alimler ve kanaat önderleri etkileyebildikleri halk kitlesine “ümmetin birliğinin hayati önemini” anlatacak, onlarda birlik şuuru ve gayretinin yerleşmesini sağlayacaklardır. İdarecileri halk veya onların gerçek temsilcileri seçeceğine göre ırkçı, bölücü, birlik düşmanlarının işbirlikçisi, gafil, cahil… kimseleri başta devlet başkanlığı olmak üzere önemli mevkilere getirmeyecekler, kazara gelmiş olanları da tez elden değiştireceklerdir.




Makamını korumak isteyen idareciler halkın inanç ve taleplerini bir an bile unutmadan hareket etmek durumunda kalacaklardır.





PR şirketiyle anlaşma yapılmış

Washington




Dünyanın merkezi kabul edilen Washington'da sokakların sakinliği her zaman dikkatimi çekmiştir. Nasıl olur da bu kadar sesin çıktığı şehrin sokakları, aynı zamanda bu kadar sakin, telaşsız ve sıradan gözükür. Bu gelişimde de aynı şeyleri düşündüm. Sanırım bu nedenle, Washington, Newyork'tan daha yaşanabilir geliyor bana.




Oysa ki, şehrin görünmeyen tarafında büyük güç mücadeleleri, kavgalar, hesaplaşmalar, intikamlar, ittifaklar, çirkinlikler ve güzellikler en yoğun şekilde yaşanıyor.




Kongre, Senato, Beyaz Saray, Pentagon, Dışişleri, Hazine, Wall Street, medya ve bunların etrafında kümelenmiş özel sektör kurumları, bu en güçlü başkentte, dünyanın gündemine ve gidişatına etki ediyor.





Bu teklif 15 Temmuz sonu oluşan konsensüsün neticesi

Dinliyorum… Anlatıyorlar, yorumluyorlar, iğneli imalarda bulunuyorlar. Sonra soruyu soruyorlar… Mesela, “Ya Erdoğan'dan sonrası ne olacak?”




Dinliyorum… Konuşuyorlar. Bazen abuk sabuk… Olsun yine de dinliyorum. Sonra dönüp soruyorlar… Mesela, “Askere gitmeyeni adamdan bile saymıyorlar, ama milletvekili yapacaklar, olacak iş mi?”




Dinliyorum… “Aslında biz…” diye başlayıp, Erdoğancı, Ak Partili olduklarını ispatlamak için çabalıyorlar. Son dönüp soruyorlar… Mesela, “Yetkiler tek elde toplanınca iyi mi olacak?”




Örneklerin sayısını artırabiliriz… Birçok örneği peş peşe sıralayabiliriz.




Anladınız, konumuz şu günlerde yapılan anketlerde yüzde 20'ler seviyesindeki kararsızların “Ak Partili” olanlarının yine Ak Partililer(!) tarafından etkilenmeye çalışılması.




'Ne olmuş buralara?' diye sordum

Sabahattin Ali'nin “Çirkince” öyküsünü bilir misiniz? Yayım tarihi 1947.




Anlatıcı gece yarısını bir saat gece Alsancak'tan Ankara'ya gidecek olan tren için bir kaç gün önce bilet almıştır. Son günü İzmir'de dolaşmaktansa Selçuk'a gitmeye karar verir.




Selçuk'ta harabeleri dolaşacak, akşamı edecektir. Lakin hayalindeki gibi olmamıştır. Harabelerin daha da harap hale gelişi canını sıkmış, gece yarısına kadar vaktini nasıl geçireceğini bilememenin çaresizliği ile çocukluğunda anne ve kardeşi ile gittiği “Çirkince” köyüne gitmeye karar vermiştir. Çocukluğunun en güzel bir kaç gününün geçtiği bu köy hatıralarında, Rumların şenlikli bir şekilde iş tutuşları pırıl pırıl evleri ile yaşamaya devam etmektedir.





'...Afrika'da bir ülke oldunuz bana'

İbrahim Tenekeci'nin yeni şiir kitabını okuyorum bir süredir; Görmeden Ölmek'i. Okuyorum da değil aslında; gidip gelip dizelerin üstünde dolaşıyorum, birinden havalanıp ötekine konuyorum ve her seferinde hepsini çok seviyorum.




O dizeler ki kimi zaman kaderden, bazen ölümden bahsediyor; yeri geliyor ciddi bir kapitalizm eleştirisine dönüşüp sanayileşmeyi ele alıyor, modernizmi, giderek yükselmiş binaları, o binalar arasında sıkışıp kalmış ve mutsuz olmuş yorgun insanları anıyor.




Aynı dizeler, kimi zaman da, dostluğa ve vefaya selam duruyor, şair kitabında dostlarını, arkadaşlarını tek tek anıyor. Bazen de bir yol hikayesi kıvamında tabiatın içinden geçiyor. Karapürçek'i Göynük'ü, Mudurnu Çayı'nı, şimşir ve gürgen ağaçlarını, alıçları ve ahlatları, dağların tepelerini bir başka seviyorsunuz tertemiz şiirlerin rehberliği boyunca…





#Hayrettin Karaman
#Kemal Öztürk
#Hasan Öztürk
#Fatma Barbarosoğlu
#Özlem Albayrak
7 yıl önce