|

10 Soruda Türk Tipi Başkanlık

Şu an adından sıkça söz edilen 'Türk Tipi Başkanlık Sistemi' ile ilgili birçok yorum ve varsayımlar ortaya atılıyor. Başkanlık Sistemi ülkemizde her ne kadar "diktatörlük"le eş değer bir sistem hatta bazılarına göre "padişahlık" olarak görülse de işin iç yüzü aslında öyle değil. Peki Türk Tipi Başkanlık Sistemi'nin diğer başkanlık sistemlerinden ayıran özelliği ne? Gerçek Hayat Dergisi muhabiri Sevda Dursun'un Prof. Yusuf Şevki Hakyemez ile yaptığı röportaj ve Türk Tipi Başkanlık Sistemi'nin tüm merak edilenleri…

Yeni Şafak
15:14 - 8/12/2015 Salı
Güncelleme: 15:29 - 8/12/2015 Salı
Diğer

Türkiye'nin neden başkanlık sistemine geçmesi gerekli?

Türkiye'de mevcut hükümet sistemi, 1982 özgün yapısında da sorunluydu, 2007 yılında yapılan anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine geçilince sorunlar daha da belirginleşti. İki başlı yürütme ciddi sorunlara sebebiyet veriyor. Ayrıca Türkiye'de koalisyon dönemlerinde de sistemin işleyişinde çok ciddi handikaplar görülüyor. Türkiye gibi ülkelerde kalıcı reformlar yapılması noktasında yürütmede istikrara ihtiyaç var.

Türk tipi başkanlık sistemi ile dünyada bilinen başkanlık sistemleri arasındaki fark nedir?

Amerikan modeli başkanlık sisteminde yasama ile yürütme arasında bir kriz çıktığında, krizi çözmek için halkın hakemliğine başvurmak gibi bir yol öngörülmemiştir. Türk tipi başkanlık sisteminde parlamentoyla Başkan'ın eş zamanlı fesih yetkisiyle hem yasama hem yürütme seçimlerinin aynı anda yapılma yoluyla halkın hakemliğine başvurmak gibi bir yol öngörülmüştür.

Türk tipi başkanlık sisteminde güçler ayrılığı nasıl işleyecek?

Başkanlık sistemi, kuvvetler ayrılığının egemen olduğu bir sistemdir. Burada yargı her halükarda bağımsız ve tarafsızdır. Başkanlık sisteminde önemli olan yasama ile yürütme arasındaki etkileşimlerdir. Hatta şunu söylemek lazım, parlamenter rejim, başkanlık sistemine göre yasama ile yürütme noktasında, daha fazla bir etkileşimi öngörüyor. Türk tipi başkanlık sisteminde kuvvetler ayrılığı yargı boyutuyla sorunlu değildir. Başkanın da yargıda atayacağı kişiler vardır. Parlamentonun da atayacağı kişiler vardır.

Türk tipi başkanlık sistemi demokrasiye engel midir? Başkana sınırsız yetki verir mi?

Türk tipi başkanlık sistemi başkana sınırsız yetki vermez. Demokrasiye de engel değildir. Bir kere demokrasiye engel değildir, çünkü yasama ve yürütme halkın oylarıyla göreve geliyor. Halka karşı sorumlu olan bir sistem. Hatta tam tersi, şu andaki sistem demokrasiye engel. Cumhurbaşkanını halkın oyuyla seçiyor, ama Cumhurbaşkanı

güçlü yetkilerinden dolayı sorumsuz. Oysa halkın oyuyla gelen Başkan, halka karşı sorumludur. Başkan'ın bütün tasarruflarının yargısal denetimi vardır. Kararnamelerde dahi yargısal denetimi mevcuttur. “Başkan yürütmede tek kişi, o halde kral gibidir. Krallar da sorumsuzdur” benzetmesinden gidiliyor. Türk tipi başkanlık sisteminde hem anayasaya uygunluk denetimi için anayasa mahkemesi ön görülmüş hem de idarenin bütün tasarruflarının (başkanın tasarrufları da dahil olmak üzere) yargısal denetimi vardır.

Türk tipi başkanlık sisteminde çift meclis mi düşünülüyor, tek meclis mi?

AK Parti'nin önerisinde tek meclis vardır. Amerika'da çift meclis federasyon olduğu için var. Federal devletlerde eyaletlerin ulusal parlamentoda temsili noktasındaki sorunları gidermek için, çift meclis bir zorunluluktur. AK Parti üniter devlet modeliyle birlikte başkanlık sistemi öneriyor, dolayısıyla AK Parti'nin önerisinde çift meclis sistemi yoktur.

Denge ve denetleme nasıl olacak?

Eğer bir tıkanma varsa, karşılıklı fesihle birbirlerinin seçimlerini yenileme durumu söz konusudur. Bunun dışında başkanın parlamentoya karşı kullanacağı koz, beğenmediği kanunları veto yetkisine sahip olmasıdır. Yasamanın da Başkan'a karşı kullanacağı koz, Başkan'ın bütçesini onaylama yetkisidir. Karşılıklı olarak birbirlerine muhtaç olmak durumundalar. Denge ve denetleme durumu ister istemez yaşanacaktır. ABD'de de durum bu şekildedir.

Dar bölge seçim sistemi ne demektir? Ne kazanımı olacaktır?

Her bir seçim çevresinden sadece tek bir milletvekilinin çıkartılacağı bir sistemdir. Türkiye 550 milletvekili çıkartıyorsa, 550 seçim bölgesine ayrılacaktır. Her bölgeden bir milletvekili çıkarmak için partiler yarışacaktır. Bunun kazanımı da; Türkiye'de şu anda parti disiplini ve merkezin ağırlığı olduğu için, mesela, Ankara birinci bölgeden bir partinin belli bir oy potansiyeli varsa, Ankara'nın tasvip etmediği bir adayın oradan seçilme ihtimali çok yüksektir. Fakat dar bölgede her parti bir milletvekili için çalışacak. Dolayısı ile o bölgede tanınan, tercih edilen bir aday gösterilmeli ki o bölgeden oy alabilsin. Bunun sağlayacağı fayda, artık partinin genel merkezinin istediği değil, halkın istediği, o bölgedeki seçmenin tanıdığı, bildiği kişiler aday yapılacaktır. Bu da partilerdeki disiplini kıracaktır.

Parti disiplininin kalkmasının faydaları nelerdir?

Demokrasimizin ve hükümet sisteminin işlemesine faydası olacaktır. Hükümet sistemine yönelik faydası, bu durumda artık o bölgede tanınan, bilinen “a” partisinden seçilen kişi, belki de “b” partisinin veya başkanın önerilen bir politikasını, kendi partisi istememesine rağmen onaylayacaktır. Şu anda milletvekilleri parti disiplini olduğu için, vicdanıyla çelişse bile hiçbir sorgulama yapmadan oy kullanıyorlar.

Türk tipi başkanlık sistemiyle federalizme geçiş öngörülüyor mu?

Hayır, bu tamamen cahilane veya bilinçli olarak başkanlık sistemini karalamaya çalışanların kullandığı bir argümandır.

Türkiye özellikle yaşanan terör sorunu nedeniyle, üniter devlet noktasında bir hassasiyet yaşıyor. ABD'deki başkanlık sistemi böyle diye, bu argümanı dile getirerek başkanlık sistemini hiç alakalı olmayan bir yerden yıpratmaya çalışıyorlar. Bu dürüstçe bir yaklaşım değildir. Tam tersine Türk tipi başkanlık sistemiyle federalizmin hiçbir bağlantısı yoktur. Daha doğrusu başkanlık sistemiyle yoktur. Çünkü federalizmi veya üniter devleti benimsemek, tamamen devletlerdeki iç örgütlenmeyle alakalıdır.

Yerinden yönetimin güçlendirilmesi söyleminden ne anlamalıyız?

Türkiye'nin temel sorunlarından birisi hükümet sorunu olduğu gibi, bir diğeri de demokrasi ve yerinden yönetim sorunudur. Ama bu yerinden yönetim, siyasi yerinden yönetim değil, idari yerinden yönetim olmalıdır. Belediyeler olabilir, köyler, il özel idaresi, üniversiteler olabilir, idari açıdan hepsini kastediyorum. Yani mahalli idareler veya idari özerkliğe sahip kuruluşlara daha fazla görev ve yetkiler vererek bunu yapmak lazım. Çünkü halk çok değişik kanallardan daha fazla karar alma sürecine katılmalıdır.

#başkanlık sistemi
#türk tipi başkanlık sistemi
#gerçek hayat dergisi
8 yıl önce