Ege Denizi'nde yaşanan deprem, Türkiye'deki çürük binalar gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Türkiye'de 7.5 milyon konutun deprem riski taşıdığını ve büyük bölümünün yıkılması gerektiğini söyledi. Özhaseki, Erzurum Üniversiteleri Mezunları MTTB Platformu tarafından Kayseri Kadir Has Kongre Merkezi'nde düzenlenen 17. Geleneksel Vefa Buluşması'nda yaptığı konuşmada, Ege Denizi'nin depremsellik açısından çok riskli olduğunun herkes tarafından bilindiğini belirterek, "Zaten bilim adamları da uyarıyor. O bölgedeki bütün belediye başkanı arkadaşlarımızın da yapı izni verirken kesinlikle bunları göz önünde bulundurarak gayret etmelerini özellikle bir kez daha ihtar ediyoruz" dedi.
Özhaseki, 1999 yılındaki yönetmelikle binaların daha sağlam hale getirildiğine dikkat çekerek. kendilerinin hazırladığı bir programın Bakanlar Kurulu'nda kabul gördüğünü aktardı. Özhaseki, şunları kaydetti: "Hesabımız şu: 1999 yönetmeliği öncesinde Türkiye'de yapılan yaklaşık 7,5 milyon civarında konut stoğu var. Bunların büyük çoğunluğu depreme dayanıksız ve yaşam için elverişsiz. Bunların yıkılması lazım. Bunları, senede 500 bin konutu değiştirmek üzere bir program hazırlayarak 15 yıl içerisinde tamamlamayı düşünüyoruz. Allah izin verirse biz işe başlarız, bizden sonra gelenler devam ettirirler ve 10-15 yıl sonra Türkiye'deki bütün yapı stoğu sağlam hale gelir.
En kısa zamanda icraata başlayacaklarını ifade eden Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, "İnşallah, önümüzdeki günlerde bunu kamuoyuyla paylaşacağız hem de icraata başlayacağız. Yılda 500 bin konutun değiştirilmesi. Bunun 200 bini İstanbul'da, 300 bini Anadolu'da. Böyle yaparsak bakanlık olarak üzerimize düşeni yapmış oluruz diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, yapılacak çalışmalarla bir çok felaketin önüne geçilebileceğini ifade etti. Özhaseki şunları söyledi: "Özellikle deprem felaketinden bahsedilecek olursa Türkiye'nin bulunduğu coğrafi konum ve ortam, depremsellik açısından bu ülkenin çok sağlam bir zemin üzerine oturmadığını bir kez daha ortaya koyuyor. Şu anda Anadolu coğrafyasının yüzde 71'i deprem bölgesinde. Deprem bir gerçek. Depremle savaşılmaz, depreme karşı önlem alınır. Aslında insanların canını alan deprem değildir. İnsanların canını alan kötü yapılaşmadır, insanoğlunun kendi yaptıklarıdır. Eğer deprem gerçekliğini bilerek hareket edersek, ona uygun bir şehirleşme, model ortaya koyabilirsek hiç can kaybı olmadan da bu depremleri atlatabiliriz. Bunu birçok Uzakdoğu ülkesinde görebiliyoruz."
Depremde hayatını kaybeden Sinan Kurtoğlu’nun kuzeni 37 yaşındaki bankacı Selim Çaydamlı, tedavi gördüğü hastanede yaşadığı korku dolu anları anlattı. Yunanistan’ın İstanköy Adası’nda mahsur kalan ve feribotla Muğla’nın Bodrum ilçesine getirilen Çaydamlı, gezdikleri sırada bir gürültü koptuğunu bildirerek, “Yer havaya kalktı, biz de yere düştük. Üzerimize tuğlalar, bina parçaları yağmaya başladı. Başımdan yaralandım. Acının şiddetiyle geçici bilinç kaybı yaşadım. Ertesi gün uyandığımda hastanedeydim. Teyzemin oğlunun başına duvar parçaları isabet etti. Kuzenim Sinan Kurtoğlu’nun öldüğünü 6-7 saat sonra tedavi gördüğüm hastanede öğrendim” dedi.
Bu arada, Sinan Kurtoğlu’nun İzmir’de yaşayan ailesi, oğullarının naaşını almak için adaya gitti. Depreme İstanköy Adası’nda yakalanan 46 kişi daha Bodrum'a getirildi
