İtalya'daki gelişmeleri Yeni Şafak'a değerlendiren AB Eski Bakanı ve Galatarasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beril Dedeoğlu, İtalya'nın günü kurtarmaya çalıştığını belirterek, bundan sonraki süreçte ekonomik krizin sorumlusu olarak Avrupa Birliği'nin görülmesi ihtimali artabilir” dedi. İtalya'daki gelişmelerin Britanya gibi sonuç vermeyeceğini anlatan Dedeoğlu, “İtalyanlar kurtuluşu yine de Avrupa'da kalmakta bulabilirler, tıpkı Yunanlılar gibi. Britanya gibi olmaz çünkü o kadar güçlü değil. Sonuç olarak güçlü olan ayrılmaktan yana daha kararlı olur” şeklinde konuştu.
Avrupa Birliği'nin şapkasını çıkarıp masaya koyması gerektiğini anlatan Dedeoğlu, “Önümüzdeki dönemlerde Avrupa'nın büyük bir gelecek tartışmasına gireceğini tahmin ediyorum. Avrupa vizyonel değerler ve gelecek tasarısına inandırmayı gerektiren bir süreçte. Sebebi büyük ölçüde ekonomik buhran. İkincisi küresel sistemde ortak olarak rol oynayabilecek kapasiteye erişemediler. Üçüncüsü de krizleri ön görme, gördüklerini de yönetme imkanları geliştirmediler” açıklamalarında bulundu.
AB'nin dağılmayı göze alamayacağını da kaydeden Dedeoğlu, “Dağılmanın maliyeti bir araya kalmaktan daha yüksek, bu nedenle birlik daha esnek bir yapılanmaya gidecektir. Dağılmanın hem sosyolojik maliyeti var, hem siyasi maliyeti var hemde ekonomik maliyeti var. Yapısal bir dönüşüm geçirmek durumundalar. Sanırım söz konusu krizler buna hizmet eder" diye konuştu.
50 yıldır Türkiye - AB ilişkileri üzerine çalışmalar yürüten İktisadi Kalkınma Vakfı Başkanı Ayhan Zeytinoğlu ise “Avusturya seçim sonuçları Avrupa siyaseti açısından ümit verirken, İtalya'daki referandum sonuçları AB entegrasyonunun yeniden yapılanma ihtiyacını gözler önüne seriyor” dedi. İtalya'da merkez siyasetin mevzi kaybettiğini söyleyen Zeytinoğlu, avronun da tartışmaya açıldığını vurguladı. İtalya'nın yaşadığı sıkıntıların tüm AB ülkelerini sardığını söyleyen Başkan Zeytinoğlu, “AB'nin kurucu ülkelerinden biri olan İtalya'da avronun tartışmaya açılması ve Maastrciht kriterlerinin başında gelen mali ve bütçesel disiplininin sağlanamaması, AB'nin bütünlüğü açısından ekonomik ve siyasi sonuçlar doğurabilir” diye açıkladı.
İtalya'nın 2008 küresel krizinden de oldukça olumsuz etkilendiğini hatırlatan Zeytinoğlu, “İtalya, kötü yönetilmenin ve avro alanında var olmanın gerektirdiği mali disiplini sağlayamamanın bedelini ödüyor. Bankacılık krizinin yanında, göçmen krizinden de bunalan İtalya, AB içinden yeniden tanımlanması gereken modern ve etkin yönetişime ayak uyduramamanın sancılarını yaşıyor" diye konuştu. SETA Araştırmacısı Enes Bayraklı, Avrupa'nın 2008 ekonomik krizini hala atlatamadığını vurgulayarak, Almanya dışında bütün Avrupa ülkelerinin ekonomik büyüme ile ilgili çok ciddi problemler yaşadığını söyledi. Bayraklı, “Avrupalı liderler bu sorunlara, bir türlü çözüm bulamadılar. Bunun üstüne terör tehdidi, korkular, DEAŞ'ın son dönemde yaptığı saldırılar ve Avrupa'ya yönelen bir mülteci akımı, bunları düşünürseniz, Avrupa çaresizlik içerisinde. Aşırı sağın bütün Avrupa'da yükselişe geçmesi, konjonktürel bir durum değil. Önümüzdeki 5-10 sene bunu yaşıyor olacağız” ifadelerini kullandı.
