|

AB-Türkiye ilişkisi ete kemiğe büründü

Türkiye ile AB ilişkilerinin yapısal bir nitelik kazanmaya başladığını belirten Başbakan Davutoğlu, “İlk defa AB-Türkiye ilişkisi ete kemiğe büründü. Bu yapısal ilişkiler sürdükçe her seferinde Türkiye’nin stratejik ağırlığını hissettirmek mümkün olabilecek” dedi. Mülteci sorununda makul bir noktada anlaşma sağlandığını belirten Davutoğlu, Rusya’nın vize kararını da “Türkiye’nin alternatifleri tükenmez” sözleriyle değerlendirdi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 1/12/2015 Salı
Güncelleme: 08:57 - 1/12/2015 Salı
Yeni Şafak

Başbakan Ahmet Davutoğlu, AB-Türkiye Zirvesi ve NATO Genel Sekreteri ile görüşmesinin ardından Türkiye'ye döndü. Davutoğlu, dönüş yolunda Brüksel temaslarını değerlendirdi.



Türkiye-Avrupa Birliği Zirvesi'ndeki temasların çok iyi geçtiğini söyleyen Davutoğlu, “AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, AB içindeki havayı iyi yansıttılar. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'ın katılması önemliydi. Paris saldırıları sonrasında oradan ayrılmamaya önem gösteriyor. Hem Hollande ile hem de Almanya Başbakanı Angela Merkel ile ayrı ayrı görüştük. Daha sonra diğer liderlerle görüştük. Bütün liderler katıldı. İçeriden bir konuşma yapmayı tercih ettim. Bir Avrupalı olarak Avrupa meselelerine bakış, Brüksel'de konuşurken ben kendimi hiç yabancı hissetmedim. İçeriden biri, aday gibi hissettim" dedi.



TÜM ÜLKELER TÜRKİYE'Yİ ÖVDÜ


Türkiye'nin en büyük şansının bazıları açısından en büyük dezavantaj olduğunu belirten Davutoğlu, “Bu önemli bir hususiyet. Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz'un konuşması da önemliydi. Kamplarda Türkiye'nin yaptığı iş, geliştirdiği ortam bütün herkese örnek olmalı. Bütün liderler Türkiye'yi övdüler, en ufak birşey olmadı" diye konuştu.



MERKEL'İN KONUŞMASININ ALTINA İMZAMI ATARIM


“Mülteciler konusu ortak gündem olmakla birlikte Türkiye'nin üyeliği gündeme geldi" diyen Davutoğlu, şunları söyledi:


“Merkel mükemmel bir konuşma yaptı. 'Merkel'in konuşmasının altına imza atarım' dedim. Hollande da iyi konuştu. Psikolojik olarak ortam çok değişmiş görünüyor. Bu psikolojik değişim dışında beni memnun eden husus, strateji de değişti. İlk defa AB-Türkiye ilişkisi ete kemiğe büründü. Yılda iki kez zirve yapacağız. Bundan sonra ne zaman zirve yapılacak diye kimse beklemeyecek. 11 yıl önce biz buraya geldiğimizde, 2004'te bütün aday ülkelerle birlikte, anayasa için bir araya geldiler. 2002'de geldiğimizde 12 aday ülke ile aynı masaya oturmuştuk. Şimdi ilk defa Türkiye ile AB sadece Türkiye için bir araya geliyor."



STRATEJİK AĞIRLIĞIMIZI HİSSETTİRECEĞİZ


Üst düzey ekonomik diyalog mekanizması kuracaklarını belirten Başbakan Davutoğlu, “Bunun da görevi Gümrük Birliği'ni 'upgrade etme'. Üst düzey yine enerji diyaloğu yapacağız. Siyasal diyalog üst düzeyde başladı. İlişkiler yapısal bir nitelik kazanıyor. Bu yapısal ilişkiler devam ettikçe her seferinde Türkiye'nin stratejik ağırlığını hissettirmek mümkün olabilecek. Komisyona ortak mektup yazan ülkeler oldu. Psikolojik değişim, stretejik bir değişime de yol açıyor" şeklinde konuştu.



TÜRKİYE TARİHİN DAR YOLLARINDA SIKIŞMAZ


Vize muafiyetinin halk tarafından talep edileceğini vurgulayan Davutoğlu, Ekim ayında artık konsoloslukların önünde beklenilmeyeceğini söyledi. Davutoğlu, “Senkronize yapıyoruz, şimde de yaptığımız şey şu, Mart ayında bununla ilgili bir ikinci rapor yayınlayacak, Haziran ayında biz pilot olarak 2-3 aylık uygulayacağız, aynı anda da karar çıkıp Ekim ayında vizesiz girme başlayacak. Doğrudan uygulama başlayacak" diye konuştu.


“Rusya'nın vizeyi askıya aldık demesiyle vize muafiyetinin aynı gün cereyan etmesi de manidar" diyen Davutoğlu, “Türkiye'nin alternatifi hiç tükenmez, Türkiye'nin yolu da hiç tükenmez. Her zaman kendimize yeni yollar, yöntemler buluruz, tarihin dar yollarına sıkışıp kalmayız" dedi.



HERKES KENDİNİ BİZE GÖRE KONUMLANDIRIR


Davutoğlu, “AB ile sıkıntılar yaşadığımızda da Rusya ile uçak krizinde durduğumuz yerde dururuz. Herkes kendini bize göre konumlandırır. Biz bir yerde durmayız. Eskiden beri hepsi muhalefet ederdi. Şimdi destek veriyorlar. Avusturya destek verdiğini ifade etti" diye konuştu.



AB çıpasına yeniden sarıldık


Görüşmelerinde, “Burada alacağımız her karar en az 4 yıl için icrai yetki anlamında yerine getirilecek karardır. TC Hükümeti tarafından size verilen bir teminattır" dediğini ifade eden Davutoğlu, “Bu zirveyi Eylül ayında yapmış olsaydık, bu heyecan bizde de onlarda da olmazdı. Reformlarla bunların el ele yürüyecek olması, Türkiye'nin AB çıpasına yeniden sarılmış olması çok önemli. 'Hiçbir demokrasi mükemmel değil, hepimizde eksiklikler olur, birbirimizi eleştirme konusunda da rahat olmalıyız. Ama ateş çemberi içinde demokrasi yaşatmak, İskandinavya'dan daha zordur' dedim" şeklinde konuştu. Kimlik bağlamında Avrupa kimliğine Türkiye'nin de sahip olduğunu belirten Davutoğlu, “İslam potansiyel bir tehdit değildir. İrlanda Başbakanı çok güzel birşey söyledi. İslam bir barış dinidir. Hangi İslamı seçeceğinize siz karar vereceksiniz dedim. DAEŞ'in temsil ettiği İslam mı, Türkiye'nin temsil ettiği İslam mı... DAEŞ nasıl bizi temsil etmiyorsa Pegida da Hristiyanları temsil etmiyor, Miloseviç de Hristiyanları temsil etmiyor. Hangi İslamı güçlendireceğiniz de sizin elinizde" dedi.



Hiçbir ülke bizden özür beklemesin


Davutoğlu, Rusya ile yaşanan uçak krizine ilişkin, hiçbir ülkenin sorumluluğunu yerine getirdiği için özür dilemeyeceğini söyledi. Davutoğlu, “Ordumuz sorumluluğunu yerine getirdi. Hiçbir ülke, işimizi yaptığımız için özür beklememeli. Biz bu gerginliği tırmandırmayız. Diyaloğa hazırız" dedi.



Başbakan Ahmet Davutoğlu, önceki gün AB-Türkiye Zirvesi'nin ardından dün de NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile bir araya geldi. İkili, 45 dakika süren görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.



Davutoğlu, Stoltenberg ile 24 Kasım'da Türk hava sahasını ihlal eden Rus uçağının düşürülmesi konusunu detaylı bir şekilde ele aldıklarını ifade etti. NATO'nun bu konudaki desteği için teşekkür eden Davutoğlu, “Türk hava sahası, Türk egemenliğidir ve bizim eylemimiz savunma amaçlıydı. Keşke olmasaydı ancak aynı zamanda angajman kurallarımız da çok netti, öncesinden açıklanmıştı. Türkiye-Suriye sınırı Türkiye için milli güvenlik konusu anlamına geliyor. Bu, savunma eylemiydi ve ihlal olmasa böyle bir kriz de olmazdı" dedi.





DİYALOĞA HAZIRIZ


“Biz bu gerginliği tırmandırmayacağız. Diyaloğa hazırız" ifadesini kullanan Davutoğlu, şöyle devam etti:


“Türkiye-Suriye sınırında benzer durumları engellemek için bütün seviyelerde konuşmaya hazırız. Burası Türkiye-Suriye sınırı, herhangi bir ülkenin sınırı değil ve Türkiye hava sahasını savunma hakkına sahip. Türkiye, ayrıca sahada DAEŞ'e karşı savaşan Rusya ve diğer ülkelerle iyi ilişkilere sahip olmak istiyor. İşbirliği yapmaya hazırız. Bu krizin faturasını ödeyen Türkiye, hava sahasını savunduğu için suçlanamaz."



KOORDİNE EDİLMELİ


Davutoğlu, bir tarafta DAEŞ'e karşı savaşan ABD ve Türkiye tarafının, diğer tarafta Rusya'nın operasyonlarda bulunduğunu ve bu faaliyetlerin koordine edilmesine ihtiyaç duyulduğunu vurguladı ve “İstenmedik olayların engellenmesi ve gelecekte terörizmle mücadele konusunda diplomatik ve askeri kanallar ile hem Rusya hem diğer ülkelerle konuşmaya hazırız" dedi.



NATO'YA DÖNÜK İHLAL


Davutoğlu, “Türkiye Suriye sınırı bir NATO sınırıdır. İhlal sadece Türkiye'ye dönük bir ihlal değil, NATO'ya dönük bir ihlaldir. Aynı gün NATO müttefiklerimize Konsey toplantısında bütün detayları verdik ve bütün bilgileri de, pozisyonumuzu anlatmak, memnun ve ikna etmek için paylaşmaya hazırız" şeklinde konuştu. Davutoğlu, Türkiye'nin Rusya'dan özür dileyip dilemeyeceği ile ilgili bir soru üzerine şunları söyledi:



ASKERİMİZ DOĞRU OLANI YAPTI


“Ben onurlu bir ülkenin başbakanıyım. Bizim kara sınırlarımızı ve hava sahamızı korumamız ülke güvenliği için bir zorunluluktur. Hiç bir hükümet hiçbir ülke görevini yerine getirdiği için özür dilemez. Hava sahasının korunması, Türkiye sınırlarının korunması ulusal bir görevdir. Bizim ordumuz işini yapmıştır hava sahasını korumuştur. Ama Rus tarafı konuşmak istiyorsa, gelecekte böyle olayların yaşanmamasını istiyorsa her türlü diyaloğa açığız. İlişkilerimizi geliştirmeye ve diyaloğa hazırız. Ama hiçbir ülke işimizi yaptığımız için özür beklememeli."



Davutoğlu, “Askerlerimiz doğru olanı yapmıştır. Bizim için sınırlarımızı korumuştur" şeklinde konuştu.



NATO'dan tam destek


NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise “Bütün müttefikler Türkiye'nin toprak bütünlüğünü ve hava sahasını koruma hakkını tamamıyla destekliyor. Türkiye'nin gerilimi düşürme ve Moskova'yla temas kurma gayretlerini memnuniyetle karşılıyorum. Sakin kalmak ve gerilimi düşürmek önemli" dedi. Stoltengerg, Rusya'yı ortak düşman IŞİD'e karşı yapıcı rol almaya çağırdı.



İtalya'nın anlaştığı tek konu Türkiye


İtalya Başbakanı Matteo Renzi'nin kendisine “Eski İtalya başbakanları Romano Prodi ile Silvio Berlusconi her konuda anlaşmazlığa düşerler, hiçbir konuda anlaşamazlar. Tek anlaştıkları konu Türkiye" dediğini ifade eden Davutoğlu, “Avrupa'yı birleşik gördüm. Herkeste ortak kader birliği gördüm. Ortak kader birliğini hayata geçirmemiz lazım" dedi.



Liderlerden 1 Kasım kutlaması


Mülteci hususu olsa da olmasa da vize muafiyetinin ön şart olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Mülteci sorunu olsaydı da, olmasaydı da biz geri kabul anlaşmasını imzalayacaktık. Onlar da biliyorlar ki Türkiye'den AB'ye gidiş durdu. Kaçak Türk işçi diye bir kavram kalmadı. Türkiye'nin sağladığı iş imkanları AB'de yok" şeklinde konuştu. Avrupa'da, Türkiye'nin cazibe merkezi olmaya başladığını belirten Davutoğlu, “İş adamlarımızın Rusya'dan kapıdan dönerken Avrupa'da artık istediklere yere istedikleri şekilde gidebilmeleri tek boyutlu kalıba sıkışmayacaklarının göstergesi" ifadesini kullandı. “1 Kasım seçimlerini muhteşem bir seçim başarısı diye tebrik ettiler" diyen Davutoğlu, “Avrupa'da bir Başbakan bu oyu alsa herhalde olağanüstü hal olarak görülürdü diye hepsi tebrik ettiler. Yüzde 49,5'luk bir başbakan, ülke lideri olarak oturmak da bana çok ayrı bir güç verdi. Bunun bir reform hükümeti olacağı konusunda hükümet programı hakkında da bilgileri var" diye konuştu.



Mülteci sorunu anlaşmayla bitmiş değil


Davutoğlu, mülteci sorunu konusundaysa, “Böyle bir anlaşma yaptık diye mülteci sorunu bitmiş değil, dolayısıyla bu konuda çok makul bir noktada anlaşma sağlandı. Suriye sorunu çözülmeden mülteci sorunu çözülmez. Onlarca metin çıkar, Şam'da Esad oturdukça, mülteci sorunu çözülmedikçe sorun bitmez" diye konuştu. Düzensiz göçün düzenli hale geleceğini dile getiren Davutoğlu, “Duracak değil, aksine şu olacak; şu kadar sayıda mülteci alacağız diyecekler, mülteci alma taahhüdüyle gelecekler. O mültecinin gidişiyle ilgili birlikte çalışacağız. Suriye'de bu kriz durdukça hiçbir şey garanti edemem. Oturup konuşacağız, diyeceğiz ki ben şu kadar 100 bin alacağım. 17 Aralık'ta tekrar buluşuyoruz. AB zirvesinden sonra Merkel'in organizasyonuyla Mültecilerin yerleştirilmesi konusu ile 8 ülke artı komisyonla buluşuyoruz" dedi.





#davutoğlu
#rusya türkiye
#Mülteci hususu
#düşürülen rus uçağı
#nato
#1 Kasım seçimleri
8 yıl önce