Başbakan Binali Yıldırım, 53. Uluslararası Münih Güvenlik Konferansı'nın son gününde Almanya'nın Münih kentinde gazetecilerle bir araya geldi, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile görüşmesinin ardından ABD tarafından yapılan açıklamada, “Terör örgütü DEAŞ'a karşı çabaların hızlandırılması" ifadesinin yer aldığı hatırlatılarak, bunun dışında görüşmede hangi konuların ele alındığının sorulması üzerine Başbakan Yıldırım, görüşmede üç konuyu dile getirdiklerini belirtti.
Yıldırım, bunlar arasında ABD'nin terör örgütü DEAŞ ile mücadelesinin de yer aldığını ifade ederek, “Bunların, 'PKK'nın kuzeni' dedikleri, bizim 'şubesi, aynısı' dediğimiz PYD/YPG unsurlarıyla DEAŞ mücadelesi doğru bir yöntem değil. Bir terör örgütüyle bir başka terör örgütünün yok edilmeye çalışılması doğru değil. Dolayısıyla bu işin stratejik ortaklığa, NATO ortaklığına yakışır şekilde yürütülmesi gerekir. Onların da bu hassasiyetimizi dikkate alacaklarını düşünüyorum." diye konuştu.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün elebaşı Fetullah Gülen'in iade konusunu da gündeme getirdiklerini ifade eden Yıldırım, “(Mesele hukuki ama anlaşmalarımıza uygun olarak çok ciddi bir şekilde ele alacağız) denildi. Bu, bizim için yeni bir durum. Önceki yönetim 'Bu, yargının işi' diyerek kestirip atıyordu. Dolayısıyla burada yeni bir anlayış var. Ben de 'Bu sorun çözülmediği sürece Türklerin ABD algısı düzelmez, bu algıyı olumluya çevirmek için mutlaka ciddi bir adım atılması lazım' dedim" dedi.
Başbakan Yıldırım, “Üçüncüsü, DEAŞ ile mücadelede 'El Bab'dan sonrası için de varız' dedik ama tabii terör örgütlerinin işin içinde olmaması şartıyla. Zannederim, değerlendirecekler ve bir karar verecekler." dedi. Yıldırım, ABD'nin Rakka'ya yönelik operasyonunda terör örgütü YPG'yi dayatması durumunda Türkiye'nin ne yapacağının, tek başına hareket edip etmeyeceğinin sorulması üzerine, “Ben öyle bir izlenim edinmedim. Bir değerlendirme sürecindeler, sonucu görmemiz lazım. Münbiç ile ilgili niyetimiz çok net. Münbiç, PYD unsurlarından temizlenmeli. Bunu DEAŞ'tan ayrı değerlendiriyoruz. ABD'nin bize bu konuda taahhüdü var ama yerine getirmedi." yanıtını verdi.
Yapılan açıklamaların ardından Türkiye'nin olası Rakka operasyonuna sadece taktiksel destek vereceğine yönelik bir algının oluştuğunun belirtilmesi üzerine Başbakan Yıldırım, “Rakka'da, El Bab'daki mücadele stilimiz neyse aynısı olacak. Bölgede zaten Özgür Suriye Ordusu'na destek veren askeri unsurlarımız var. Muhtemelen onlar destek verecekler. ABD yönetimiyle yeni bir sayfa açıyoruz, 'New day' (Yeni bir gün) diyorlar." ifadelerini kullandı.
Yıldırım, ABD'den yapılan açıklamadaki “İran'ın tehdit oluşturduğu"na yönelik ifadeye ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, şunları söyledi: “Yalnızca İran değil, başka ülkeler de var bölgede. Amaç Suriye'de, Irak'ta bir ülkenin nüfuz üstünlüğü sağlaması olmamalı. Amaç Suriyelilerin kendi kaderlerini belirleyeceği, kendi yönetimlerini oluşturacağı bir çözüm sağlamak olmalı. İran bizim tarihi komşumuz. Aramızdaki ilişkilerde inişler, çıkışlar oldu ama burada bir konuda hoşnutsuzluğumuz var. Burada mezhep öne çıkartılırsa bu zarar verir. Mezhep savaşları Avrupa'da bulunduğumuz ülkede Almanya'da tarihte 12 milyon insanın hayatına mal oldu."
Binali Yıldırım, “MHP ile Yenikapı ruhunu yeniden canlandırmak ve referandum sürecinde ortak miting, program yapmak gibi bir planınız var mı" sorusu üzerine, AK Parti ve MHP'de Yenikapı ruhunun hiç yok olmadığını, eksilmediğini vurguladı. Yıldırım, “Aslında CHP'de de vardı ama yavaş yavaş ruh bedenden ayrılmış gibi görünüyor ama 'çıkmayan candan ümit kesilmez' denir. CHP'nin yeniden bu sürece dahil olmasının önünde hiçbir engel yok" diye konuştu.
Yıldırım, AK Parti ve MHP'nin iki ayrı parti olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: “Bizim bir amaç birlikteliğimiz var. Bu anayasa değişikliğini birlikte yapmaya karar verdik. Meclis aşamasını da birlikte gerçekleştirdik. Bu söylemlerimiz 'Evet' noktasında benzer olacaktır. Birlikte program yapmanın önünde bir engel yok. Uygun şartlar oluşursa, birlikte program yaparız ama adı konmuş bir şey yok. Kısa vadede bir şey öngörmüyoruz."
MHP'li bakanların kabinede yer alıp almayacağı sorusuna, “Olasılıklara göre amel olmaz. Gündemimizde şu anda referandum var" karşılığını veren Yıldırım, AK Parti ve MHP arasındaki halkoylaması birlikteliğinin arkasında bir hesap-kitap olmadığını vurgulayarak, “Referandumdan sonra ne olacak? Ya kabul ya ret olacak. Türkiye yoluna devam edecek. Biz kabul edileceğini düşünüyoruz. Burada da bir tereddüt de görmüyoruz" dedi. Yıldırım, şöyle devam etti: "Biz dedik ki 'PKK, hayır' diyor, 'Hayır için her şeyi yapacağız' diyor. FETÖ de DEAŞ da onlara katıldı. Vatandaşlarımın terörü sevindirmeyeceklerini sanıyorum. Yoksa bizim ne haddimize? PKK, 'Evet çıkarsa biz bittik' diyor. Doğru bilmiş. Biz de onu yapıyoruz. Biz bir hassasiyetten bahsediyoruz."