|

Aceleniz neydi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AYM’nin casusluktan yargılanan Dündar ve Gül hakkında milletin ve ülkenin aleyhine karar almaktan çekinmediğini söyledi. Erdoğan, “AYM, Anayasa’yı hiçe saydı. Binlerce başvuru beklerken hızlı bir süreç işletti. Ne oldu da bu kadar acele ettiniz” dedi. Erdoğan, karar nedeniyle AYM Başkanı Arslan’a kırgın olduğunu belirtti.

Yeni Şafak ve
04:00 - 12/03/2016 Cumartesi
Güncelleme: 01:39 - 12/03/2016 Cumartesi
Yeni Şafak

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Burdur'da 208 trilyon liraya mal olan 33 eserin toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, AYM'nin Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili kararına yönelik eleştirilerini sürdürdü. Erdoğan, özetle şunları söyledi:



MİT tırları hadisesi gibi büyük bir ihanete şahit olduk. Failleri adalete hesap veriyor. Bir gazete de aynı oyunda figüranlık yapmaya kalkınca sorumluları adalete hesap verdiler. Suçlama casusluk. Mahkeme tutuklama kararı verdi, konu halen yargı aşamasında. Bu arada AYM Anayasa'yı açıkça hiçe sayarak kendini mahkemenin yerine koydu ve bireysel başvuru hakkında karar verdi.



HIZLI BİR SÜREÇ İŞLEDİ


Çok daha önceden yapılmış binlerce başvuruyu görüşmeyi beklerken bu davadan yargılanan kişilerin tutukluluk süreciyle ilgili hızlı bir süreç işledi. Aceleniz ne ya? Ne oldu da bu kadar acele ettiniz? Kuvvetli suç şüphesi yokmuş. Yetkisi olmadan esasa girerek kararı verdi. Önce kararı hukuka aykırı şekilde günler sonra da gerekçeyi açıkladı. Sayın Başkan (AYM Başkanı Zühtü Arslan) bana daha önceleri bizzat kendisi söylemiştir, 'Gerekçeyi hazırlamadan asla karar açıklamayız' diye.



ÇOK KIRGINIM


Ama ne yazık ki şimdi ben bu olayı yaşayınca gerçekten çok üzüldüm ve buradan söylüyorum, çok kırgınım. Niye, o makamda olana dürüstlük yaraşır da onun için. Bana bunu söylediler. Çünkü önceki başkanı gerekçe hazırlanmadan alelacele açıklanan kararlarda eleştiren bu arkadaşımız, bu defa alelacele böyle bir kararı açıklama konumuna gelmiştir. Gerekçede her şey var ama hukuksuzluğun izahı yok.



ÜLKENİN ALEYHİNE KARAR


Anayasa Mahkemesi bu ülkede devletin ve milletin hakları, menfaatleri, çıkarları konusunda en fazla hassas olması gereken kurumların başında geliyor. Ama bu kurum, üstelik de Başkanının da içinde yer aldığı bir kısım üyeleri eliyle son dönemde Türkiye'ye yönelik en büyük saldırılardan birinin somut örneği olan bir konuda ülkesinin ve milletinin aleyhine karar almaktan çekinmemiştir.



MAHKEME DİRENEBİLİRDİ


İlk derece mahkeme ne demiş, casusluktan bunu tutuklamış. Siz ne diyorsunuz; 'Hayır burada böyle bir şey yok.' Oraya iade ediyorsunuz. Fakat daha önce casusluktan tutuklanmayı isteyen mahkemenin de verdiği kararı anlamıyorum. Halbuki ilk derece mahkeme de kararında direnebilirdi. Diren bakalım. O zaman Anayasa Mahkemesi ne yapacak, bir de onu görelim. Bence o verdiği kararda direnmiş olsaydı inanıyorum ki dengeler çok daha farklı gelişecekti.







BU BENİM GÖREVİM


Ben Cumhurbaşkanı olarak vatana ihanetin dışında hiçbir suçla suçlanmam. Ama Anayasa'yı korumak benim de görevim. Cumhurbaşkanı olarak Anayasa'ya göre, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve Türk milletinin birliğini temsil etmekte, Anayasa'nın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetmekle yükümlüyüm. Bu konuda kim yetki sınırlarının dışına çıkarsa karşısında da beni bulur. Anayasa Mahkemesi böyle bir yola girerse milletim adına ona karşı itirazlarımı dile getirmekten de çekinmem. Eleştirilen değil takdir edilen bir Anayasa Mahkemesi istiyoruz.







Bütün hileleri ortaya çıkıyor


Zaman gazetesine kayyum atanmasına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, devlet içinde devlet olmayacağını söyledi. Erdoğan, “Bunlar sahtekar, bunlar cambaz. İşte buyrun, bak çıkıyor bütün hileler ortaya. Yok neymiş, basın hürriyetiymiş. Düşünebiliyor musunuz gazeteleri var, suç üstü yakalanıyorlar. Gazetelerin önüne geldiler, girdi oraya Emniyet. İçeride ne makine kalmış ne bilgisayar. Hepsini götürmüşler. Niye, devletin bütün kurumlarına sızmışlar. Ne yaparsanız yapın kaçamayacaksınız. Ne dedim, bunların inine gireceğiz. Girdik mi, girmeye devam ediyor muyuz?” dedi. Erdoğan, “Toplamışlar oraya başı açık, başı örtülü tüm kardeşlerimizi, orada polisin önüne onlarla bariyer oluşturuyorlar. O başörtülü kardeşlerimizi bunlar var ya Güneydoğu'da PKK'lılarla da sırt sırta seçimlerde biraraya getirdiler” diye konuştu.



Sürece saygı duymadılar


Erdoğan, terör örgütüne yönelik operasyonlar ve HDP'lilerin dokunulmazlıklarına ilişkin, “Çözüm sürecine saygı duymadılar. Çözüm süreci artık buzluğa konmuştur. Adımlar atılmadı mı atıldı. Benim Kürt kardeşlerimin kanını emdiler, bu ülkeyi adeta kendi içinde birbirine düşman ettiler. Şehitler veriyoruz, ciğerimiz kanıyor. Bu vatanda operasyon yapmaya kalkan bedelini öder” dedi. Cumhurbaşkanı şöyle devam etti: “Şu anki iktidar kalacağına Rus gelsin, Suriye gelsin diyenler var. Buradan kalkıp Moskova'ya gidip Rus Dışişleri Bakanı ile görüşüp, PYD/YPG'ye Moskova'da ofis açtıranlar var bu ülkede. Bu parlamentoda teröre bulaşanlar varsa ki var bedelini ödemelidirler. Anayasa'nın dediği yerine getirilmeli. Millet bunu bekliyor, milletin beklentisine cevap verilmeli.”



Yeni bir Güneydoğu inşa edilecek


Erdoğan, Güneydoğu'daki operasyonları birilerinin istismar ettiğini belirterek, terör olaylarının yaşandığı bölgelerde alt yapıdan üst yapıya kadar çok sayıda projenin planlandığını ve yıkımların olduğu yerlerin çok daha modern, kentsel mimariye de uygun olmak suretiyle yapılacağını söyledi. Başbakan Ahmet Davutoğlu ve bakanlarla görüştüklerini ve herkesin arazide dolaştığını, yer tespit ve proje çalışmaları yaptığını ifade eden Erdoğan, “O leş kargalarına gerekli cevap yeni düzenleme ile birlikte verilecektir. Öyle zannediyorum ki bir yılı bulmadan bir kısmı, bir yıl içinde de diğerleri veya biraz daha sarkabilir ama yeni bir Güneydoğu inşa edilecektir. Hiç şüpheniz olmasın” açıklamasında bulundu.



Bunlara fırsat vermeyiz





Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'nde düzenlenen 1. Uluslararası M.Akif Ersoy Bilim ve Sanat Ödül Töreni'ne katıldı. Akif'in, örnekleri son zamanlarda Türkiye'de sıkça görülen "sömürge aydını"na karşı yerli ve milli duruşun olduğunu belirten Cumhurbaşkanı şunları kaydetti: Şundan emin olun, Akif dün kimlerle mücadele etmişse, biz de bugün o anlayışın temsilcileriyle mücadele ediyoruz. Kalemini işgal kuvvetlerinin emrine verenler o günde vardı, NATO'ya, Avrupa Birliği'ne, şu veya bu ülkeye yalvaran müstemlekecilere bugün de şahit oluyoruz. Birileri taşeronluk yapmayı, başka ülkelerin nüfuz ajanı olmayı, bize gazetecilik, akademisyenlik, ilericilik diye yutturmaya çalışıyor. Bu kesimlerin yaşadıkları vatansızlık sendromudur. Terörü kutsayacak kadar muvazeneyi şaşıranların bu milletle gönül bağı yoktur. Bunlara bugüne kadar fırsat vermedik, vermeyeceğiz.





#Cumhurbaşkanı Erdoğan
#Anayasa Mahkemesi
#casusluk davası
#can dündar
#erdem gül
8 yıl önce