Adalet Bakanlığı ve Türkiye Adalet Akademisi tarafından İzmir'de düzenlenen “Hakim ve Cumhuriyet Savcılarının Meslek Öncesi ve Meslek İçi Eğitim Çalıştayı"na katılan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Anayasa Mahkemesi'nin Can Dündar ve Erdem Gül hakkında verdiği kararı değerlendirdi.
Bozdağ, Türkiye'de her mahkemenin yetkilerini bilmesi, Anayasa'nın kendisine çizdiği sınırın dışına çıkmaması ve diğerlerinin alanına müdahale etmemesi gerektiğini söyledi. Bozdağ, AYM'nin verdiği kararla, “Yargıtay'a ihtiyaç yok, ben işi kökten hallettim diyen bir yaklaşımı burada görüyorsunuz. Anayasa hükmü, basın özgürlüğü söz konusu olduğu zaman yargı yolunun tüketilmesi şartını ortadan kaldırmaz. Anayasa'nın bu ilkesini AYM çiğnemektedir" diye konuştu.
Konuşması sırasında AYM'nin verdiği gerekçeli karardan bölümler okuyan Bakan Bozdağ, şunları söyledi:
“Kararda mahkeme yaptığı yanlışı düzeltmek için epey çırpınıyor, kıvranıyor adeta. Bu yanlışı nasıl izah edeceğinin çabasını görüyorsunuz, tarihi görüyorsunuz. Ama bu çaba izah etmeye yetmemiş esasında hukuku, anayasayı nasıl çiğnediklerini kendi kararları içerisinde ortaya koymuşlar."
Bakan Bozdağ, “Somut bir delilden bahsedilmemiştir diyor delil incelemesi yapıyor. Sayın Anayasa Mahkemesi Başkanı'na da buna imza atanlara da soruyorum, bunun Türkçesi bal gibi delil incelemesidir, bal gibi ilk derece mahkemesinin yerine geçip, esas incelemesi yapmaktır. Mahkemenin buna hakkı yoktur. Anayasa, Anayasa Mahkememize böyle bir hakkı, vazifeyi vermemektedir" dedi.
Bozdağ, “Türkiye'de hukukçu olan herkese şunu söylüyorum, taraf olursunuz karşı olursunuz, benimle aynı görüşü paylaşmazsınız ama hepimizin bu hukuk cinayeti karşısında mahkemeye dememiz lazım ki 'bu gerekçelerin yanlıştır, kararın hem delil değerlendirmesidir hem de esas değerlendirmesidir. Anayasanın kuralını açıkça çiğnemektir. Vallahi Anayasa Mahkememiz mahkeme daha davaya el atmadan işe vaziyet etti. Hem delil değerlendirmesini yaptı hem esastan karar verdi" diye konuştu.
Dündar ve Gül ile ilgili gerekçeli karar konusunda, Anayasa Mahkemesinin, “ilk derece mahkeme daha davaya el atmadan işe vaziyet ettiğini" kaydeden Bozdağ, “Bu ilk derece mahkemesi yerine geçmektir. Daha da ötesi Yargıtayın temyiz yetkisini de gasp etmektir. Anayasa Mahkememiz, ilk derece mahkemesi değildir, temyiz mahkemesi hiç değildir. Süper temyiz mahkemesi de hiç ama hiç değildir. Yetki alanını genişletmeye böyle devam ederse Türkiye'de önümüzdeki yıllarda çok ciddi bir hukuksal sorunumuz, tartışmamız daha olacaktır. Türkiye'yi böylesine gereksiz tartışmalara kimsenin itmemesi gerekmektedir" dedi.
Anayasanın 149. maddesinin 2. fıkrasında, “Siyasi partilere ilişkin dava ve başvurulara iptal ve itiraz davalarıyla Yüce Divan sıfatıyla yürütülecek yargılamalara Genel Kurulca bakılır, bireysel başvurular ise bölümlerce karara bağlanır" ifadelerinin yer aldığını dile getiren Bakan Bozdağ, AYM'nin 5 Mart 2014'te iç tüzük değişikliği yaparak “şöhretli konuların Genel Kurulda görüşülmesinin yolunu açtığını" savundu. Bozdağ, “AYM iç tüzük değişikliğiyle bazı şöhretli konuların Genel Kurulda görüşmesinin yolunu açtı. Kamuoyunda pirim yapacağına inanılan konular geçmişte Twitter kararında oldu, şimdi bu bir ikincisi oldu" dedi. AYM'ye anayasa dışında başka bir yasayla görev verilemeyeceğini ancak iç tüzükle dahi görev tanzimi yapıldığını dile getiren Bozdağ, bunun da açık bir anayasa ihlali olduğunu söyledi.
Bozdağ, “Anayasa bireysel başvuru için iç hukuk yollarının tüketilmiş olmasının şart olduğunu söylüyor. Bunu anayasa diyor, şarttır diyor. Anayasa kararın 58. paragrafında ne diyor? 'Tutuklama tedbiri nedeniyle ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiği iddialarının incelenmesi için devam eden yargılama sürecinin tamamlanması gerekmemektedir' diyor. Kararında yazıyor, nereden çıkardın bunu? Anayasa şarttır diyor. Bunu bilmek için AYM Başkanı olmaya gerek yok. Hukuk fakültesine gitmeye de gerek yok" dedi.
