Hasan Öztürk, İsmail Kılıçarslan, Kemal Öztürk, Ömer Lekesiz ve Hatice Karahan'ın yazılarının en dikkati çeken bölümleri:
“Katar parası…”
“Erdoğan liderimiz ama…” diye başlıyor söze… “Gerilim kime yarıyor ki, iş dünyası tedirgin be kardeşim” diye devam ediyor.Görünüşte, sureti haktan, içi fesat..! Karşısındakini ikna için söze başlarken, “Yanlış anlaşılmasın ben de…” diye cümleler kuruyor. Sorsanız, “İşler nasıl?” Diyor ki “İyi iyi… 2014 cirosunu yakalayacağız inşallah!” Sorsanız, “İyi de biraz önce ‘Ne olacak bu memleketin hali, gerginlikten önümüzü göremiyoruz’ diyen siz değil miydiniz?” Yüzünüze bakıp, sırıtarak “ama, ama…” diye bir iki kez kekeleyip… Susuyor! Borsanın yükselişine, doların düşüşüne hiç değinmiyor. “Katar parası…” gibi bir lafları ağzının içinde geveleyip duruyor.
‘Upgrade olmaya’ uygun durumda tutmak kendini
IŞİD felaketine ek olarak
Bugün İslam dendiğinde, insanların aklına sefalet, cehalet, şiddet, terör, ölüm geliyor. Ne hazindir ki, bu algı ve imaj sadece Batı toplumlarında değil, Müslümanlar arasında da gittikçe yayılıyor.IŞİD’in Irak ve Suriye’de uyguladığı şiddet, katliam ve canilik, Türkiye başta, birçok ülkede gerçekleştirdiği terör saldırıları, insanları dinden soğuttu.Bir zamanlar Batının yaşadığı derin krize alternatif olarak gösterilen İslam medeniyeti, bugün kimsenin aklına bile gelmiyor artık. İSLAM’A BÜYÜK ZARARI IŞİD VE FETÖ VERDİ Türkiye’de, IŞİD felaketine ek olarak, FETÖ felaketini de eklemeliyiz. Cani ve acımasız robotlara dönmüş FETÖ üyelerinin yaptıkları, darbe girişiminde insanlarımızı gözünü kırpmadan öldürmesi, İslam anlayışına, Müslüman algısına, dini hayata çok büyük darbe vurdu. Bunların sonucu olarak, dinden uzaklaşan, mesafe koyan, hatta deist ve ateist olma yönünde hızla ilerleyen bir kuşak geliyor arkadan.
Öteki saymasından kaynaklanan bir gerilim…
Gerilim derken, İsrail’in havaalanı giriş ve çıkışlarında zorluklar yaratmasını kastetmiyorum.Elbette, “Kaşın gözüne çok yakın duruyor, yoksa bu fotoğraf senin değil mi” kabilinden sorularla başlayıp, “deden de Kudüs’e gelmiş miydi” türünden farklı mecralara kayan ima yüklü soruların bu gerilimde mutlaka bir payı vardır.Ancak benim kast ettiğim gerilim, bu değil. Öteki’nin Kudüs’teki hakimiyetini sürekliymiş gibi göstererek, inançları nedeniyle ve kutlu evlerinden birinde olmanın rahatlığıyla orada bulunanı, öteki saymasından kaynaklanan bir gerilimden söz ediyorum; diğer bir ifadeyle, ötekilik anlayışında meydana gelen karmaşadan; asıl öteki olanın öteki olmayanı öteki saymasından kaynaklanan bir gerilim…
Tüketim harcamalarında ise bir düşüş var
Türkiye ekonomisinin yılın 2. çeyreğinde %5,1 oranında büyüdüğünü duyuran GSYH verileri, ilk çeyreğin de %5,2’ye revize edildiğini haber verdi. Böylelikle 2017’nin ilk yarısını sağlam bir büyümeyle kapatmış olduk. Ve söz konusu performans, dünya ortalamasının da hayli fevkinde bir hıza işaret ediyor. G20 içinde, Çin ve Hindistan’dan sonra gelen bir hız…PERDE ARKASINDAVe köşemizin bir klasiği olduğu üzere, şimdi mesele bu büyümenin perde arkasını anlamaya geliyor. Acaba 2. çeyrekte hangi kanallardan beslenmişiz de, anlamlı bir büyüme ortaya çıkmış? Analizin detayları aşağıdakileri söylüyor: En tepeden bakıldığında, hem iç hem de dış talebin katkısını içeren iki ayaklı bir büyüme görmek memnun ediyor. Denge ilk çeyrektekine ziyade daha bir iç talebe kaysa da, iki taraftan da kuvvet alıyor olmak önemli…