|

"Aynı camianın adamıyızcılar"

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Hasan Öztürk köşesinde "Kriptoyu nasıl tanıyabiliriz mülahazası" başlıklı yazısını kaleme aldı. İsmail Kılıçarslan, Kemal Öztürk, Ömer Lekesiz ve Hatice Karahan da gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
09:12 - 12/09/2017 Salı
Güncelleme: 09:21 - 12/09/2017 Salı
Yeni Şafak
Ömer Lekesiz İsmail Kılıçarslan, Kemal Öztürk, Hatice Karahan ve ​Hasan Öztürk.
Ömer Lekesiz İsmail Kılıçarslan, Kemal Öztürk, Hatice Karahan ve ​Hasan Öztürk.

Hasan Öztürk, İsmail Kılıçarslan, Kemal Öztürk, Ömer Lekesiz ve Hatice Karahan'ın yazılarının en dikkati çeken bölümleri:

“Katar parası…”

“Erdoğan liderimiz ama…” diye başlıyor söze… “Gerilim kime yarıyor ki, iş dünyası tedirgin be kardeşim” diye devam ediyor.Görünüşte, sureti haktan, içi fesat..! Karşısındakini ikna için söze başlarken, “Yanlış anlaşılmasın ben de…” diye cümleler kuruyor. Sorsanız, “İşler nasıl?” Diyor ki “İyi iyi… 2014 cirosunu yakalayacağız inşallah!” Sorsanız, “İyi de biraz önce ‘Ne olacak bu memleketin hali, gerginlikten önümüzü göremiyoruz’ diyen siz değil miydiniz?” Yüzünüze bakıp, sırıtarak “ama, ama…” diye bir iki kez kekeleyip… Susuyor!  Borsanın yükselişine, doların düşüşüne hiç değinmiyor. “Katar parası…” gibi bir lafları ağzının içinde geveleyip duruyor.

‘Upgrade olmaya’ uygun durumda tutmak kendini

 Maturidi zihin hakkında yazmaya çabalamıştım. Yani dünyaya Selçuklu ve Osmanlı başta olmak üzere pek çok önemli siyasi ve kültürel ada armağan eden düşünsel gelenekten bahis açmıştım. Oradan devam etmek isterim. Maturidi zihin yapısının son derece önemsediğim ilk kavramı ‘etkileşim’dir. Ne demek bu? Karşılaştığı herhangi bir duruma, olaya, gelişmeye, bilgiye kendini kapatmamak. Durumla, olayla, gelişimle, bilgiyle ilişki kurmaktan çekinmemek, bundan geri durmamak. Bilgisayar tabiriyle ‘upgrade olmaya’ uygun durumda tutmak kendini.Bu etkileşim bir insanı, bir toplumu, bir devleti ‘güncel’ tutan temel yaklaşımdır. Donmuş, an’dan kopuk, şimdide yaşamayan değil; canlı; an’ı ve onun getirdiklerini önemseyen bir toplumsal yapı ortaya çıkar Maturidi zihinle. Bununla aynı zamanda ‘Maturidilik kesin olarak muhafazakarlığa, mevcut durumu muhafaza etmek için yırtınmaya karşıdır. Mevcut durumu sürekli geliştirmekten yanadır’ da demiş oluruz. Bence ikinci önemli kavram ise ‘açık ilişki/açık toplum’ kavramıdır. Yine bilgisayar kavramıyla örneklemek gerekirse Maturidi zihin ‘open source/açık kaynak’ bir zihindir.

IŞİD felaketine ek olarak

Bugün İslam dendiğinde, insanların aklına sefalet, cehalet, şiddet, terör, ölüm geliyor. Ne hazindir ki, bu algı ve imaj sadece Batı toplumlarında değil, Müslümanlar arasında da gittikçe yayılıyor.IŞİD’in Irak ve Suriye’de uyguladığı şiddet, katliam ve canilik, Türkiye başta, birçok ülkede gerçekleştirdiği terör saldırıları, insanları dinden soğuttu.Bir zamanlar Batının yaşadığı derin krize alternatif olarak gösterilen İslam medeniyeti, bugün kimsenin aklına bile gelmiyor artık. İSLAM’A BÜYÜK ZARARI IŞİD VE FETÖ VERDİ Türkiye’de, IŞİD felaketine ek olarak, FETÖ felaketini de eklemeliyiz. Cani ve acımasız robotlara dönmüş FETÖ üyelerinin yaptıkları, darbe girişiminde insanlarımızı gözünü kırpmadan öldürmesi, İslam anlayışına, Müslüman algısına, dini hayata çok büyük darbe vurdu. Bunların sonucu olarak, dinden uzaklaşan, mesafe koyan, hatta deist ve ateist olma yönünde hızla ilerleyen bir kuşak geliyor arkadan.

Öteki saymasından kaynaklanan bir gerilim…

Gerilim derken, İsrail’in havaalanı giriş ve çıkışlarında zorluklar yaratmasını kastetmiyorum.Elbette, “Kaşın gözüne çok yakın duruyor, yoksa bu fotoğraf senin değil mi” kabilinden sorularla başlayıp, “deden de Kudüs’e gelmiş miydi” türünden farklı mecralara kayan ima yüklü soruların bu gerilimde mutlaka bir payı vardır.Ancak benim kast ettiğim gerilim, bu değil. Öteki’nin Kudüs’teki hakimiyetini sürekliymiş gibi göstererek, inançları nedeniyle ve kutlu evlerinden birinde olmanın rahatlığıyla orada bulunanı, öteki saymasından kaynaklanan bir gerilimden söz ediyorum; diğer bir ifadeyle, ötekilik anlayışında meydana gelen karmaşadan; asıl öteki olanın öteki olmayanı öteki saymasından kaynaklanan bir gerilim…

Tüketim harcamalarında ise bir düşüş var

Türkiye ekonomisinin yılın 2. çeyreğinde %5,1 oranında büyüdüğünü duyuran GSYH verileri, ilk çeyreğin de %5,2’ye revize edildiğini haber verdi. Böylelikle 2017’nin ilk yarısını sağlam bir büyümeyle kapatmış olduk. Ve söz konusu performans, dünya ortalamasının da hayli fevkinde bir hıza işaret ediyor. G20 içinde, Çin ve Hindistan’dan sonra gelen bir hız…PERDE ARKASINDAVe köşemizin bir klasiği olduğu üzere, şimdi mesele bu büyümenin perde arkasını anlamaya geliyor. Acaba 2. çeyrekte hangi kanallardan beslenmişiz de, anlamlı bir büyüme ortaya çıkmış? Analizin detayları aşağıdakileri söylüyor: En tepeden bakıldığında, hem iç hem de dış talebin katkısını içeren iki ayaklı bir büyüme görmek memnun ediyor. Denge ilk çeyrektekine ziyade daha bir iç talebe kaysa da, iki taraftan da kuvvet alıyor olmak önemli…

#​Hasan Öztürk
#İsmail Kılıçarslan
#Kemal Öztürk
#Ömer Lekesiz
#Hatice Karahan
7 yıl önce