|

Babam hepimizi garip bırakıp gitti

Neyzen İlyas Çelikoğlu'nun vefatının ardından Küçük Ayasofya'da ders verdiği 23 numarada oğlu Rıdvan Çelikoğlu, Manevi kızı Kader Daimagüler, öğrencisi Oğuz Günaydın ve dostu Özcan Özcan ile bir araya geldik. Oğul Rıdvan Çelikoğlu, "Babam hepimizi garip bırakıp gitti. Annemi kaybettiğimde babam bana teselli veriyordu ama şimdi teselli edecek kimsem yok" diyor.

Yeni Şafak
04:00 - 9/07/2017 الأحد
Güncelleme: 16:57 - 13/07/2017 الخميس
Yeni Şafak
Babam hepimizi garip bırakıp gitti
Babam hepimizi garip bırakıp gitti

Neyzen Tevfik'in son öğrencilerinden İlyas Çelikoğlu'nu geçtiğimiz hafta sonu ebedi istiratgahına uğurladık. Herkesçe bir 'İstanbul beyefendisi' olarak bilinen Çelikoğlu'nu manevi kızı ve asistanı Kader Daimagüler, oğlu Rıdvan Çelikoğlu, öğrencilerinden Oğuz Günaydın ve Küçük Ayasofya'daki dostu, minyatür sanatçısı Özcan Özcan'dan dinledik. Herkes onu Neyzen Tevfik'in son öğrencilerinden biri olarak biliyor. Çelikoğlu'nun ney üflemesinin, mevlevi ve cerrahi olmasının yanı sıra Lefter'in çocukluk arkadaşı olduğunu, çok iyi Rumca konuştuğunu, üst düzey bir modelleme ustası ve marangoz olduğunu, Haliç'i yüzerek geçecek kadar iyi yüzdüğünü, tek başına 8 metrelik kamaralı bir tekne yaptığını, boks madalyaları olduğunu, bir Osmanlı kemençesi yaptığını öğrendik.

TESELLİ EDECEK KİMSEM YOK

"Babam hepimizi garip bırakıp gitti. Her sabah kalkıyorum, yatağında yatıyor gibi. Annemi kaybettiğimde babam bana teselli veriyordu ama şimdi teselli edecek kimsem yok" diye söze başlıyor oğul Rıdvan Çelikoğlu. Babasını anlatırken kullandığı kelimeleri özenle seçen Çelikoğlu, "Gençlik yıllarında zaman zaman asabi olduğunu gördüm ama genelinde sakin bir insandı. Çok olgun bir yapıya sahipti. Babam her yönüyle mükemmel bir insandı. Türkiye'nin hangi mevlevihanesine giderseniz gidin tanırlar babamı. Tam bir mevlevi dünya görüşü vardı. İnsanları hiçbir surette ayırt etmezdi. Her milletten ney öğrencisi vardı" diyor babası için.

KOMPLE BİR SANATÇI

İlyas Çelikoğlu, Kara Kuvvetleri'nde makine modelciliği üzerine öğretmenlik de yapmış. Birçok subay yetiştirmiş. 1978'de İzmir Narlıdere İstihkam Komutanlığı'ndan emekli oluyor. İstanbul'a dönüyorlar. Babasını ta küçüklükten 3-4 yaşlarından itibaren neyle iç içe büyüdüğünü söyleyen Çelikoğlu, ney dersleri vermeye de emekli olduktan sonra Caferağa Medresesi'nde başladığını kaydediyor. Sultanahmet Sanat Okulu mezunu olan İlyas Çelikoğlu, makina modelciliği bölümünü bitirmiş. "Babam komple bir sanatkardı. İnanılmaz bir yetenekti. 8 metrelik kamaralı bir tekneyi tek başına yaptı. Bir şeyi bir kere gördü mü aynısını yapardı" derken göğsü kabarıyor Rıdvan Bey'in.


'HALİÇ'i YÜZEREK GEÇTİ'

Neyzenin geçmişte kürek çektiğini boks sporuyla ilgilendiğini, ilgileniyor demek hafif kalır madalyaları olduğunu, Rıdvan Bey'den öğreniyoruz. "Sağlığını hem genlerine hem de spor yapmasına borçluydu" diyor ve ekliyor: "Çok iyi yüzücüydü. Boğaz çocuğuydu. Haliç'i yüzerek geçmişti birkaç kez. Fener'den atlamış, sütlüce'den çıkmış. Bana kürek çekmeyi babam öğretti. Kendisiyle birkaç defa İstinye Spor Kulübü'ne ben de gittim. Boksta bölge şampiyonluğu var. Çok yönlü bir insandı."

KÖTÜLÜK YALANLA BAŞLAR

Babanızın size en büyük öğüdü ne idi diye sorduğumda Rıdvan Çelikoğlu şu cevabı veriyor: "Babam bana sadece dorğu olmamı söylerdi. 'Doğruluktan hiç şama her gittiğin yerde doğru ol, yalandan uzak dur, gerisine karışma. Ahlak güzelliğinin temeli doğruluktur. Her türlü kötülük yalanla başlar. Her türlü kötülüğün temeli yalandır' derdi. Babamdan çok güzel tecrübeler edindim. Bir tecrübe deryasıydı. Hemen her konuda birçok tecrübesi vardı. Bulunmaz bir hazineydi."

HEM MEVLEVİ HEM CERRAHİ

"Hocam, hem mevlevi hem cerrahidir. En büyük özelliği de sevgisidir. Dinde sevgi, imanda sevgi. Hocamız hepimizin gönlüne çok güzel sevgi tohumları ekti. Ben insan gönlünün bir köşk olduğunu, her gönül dostunun da o köşkte bir odasının olduğunu düşünüyorum. Benim köşkümün en güzel odası İlyas Hocamın" diyen Kader Daimagüler, İlyas Çelikoğlu'nun manevi kızı, aynı zamanda asistanı, Daimagüler'in deyimiyle de çırağı. 19 senedir onun yanında olan Daimagüler, "Eşim ve benim manevi babamız oldu. Çocuklarımın da ney dedesiydi. Bir talebesi olarak başladım. Kalabalıkta meşk olmaz deyip dersleri en fazla iki kişilik yapardı. Haftanın yedi günü doluydu" diyor.

İçimizdeki nefsi beslemeyelim

Kader Daimagüler'in öncülüğünde İlyas Çelikoğlu'nu anlatan bir kitap hazırlanıyor. Hocanın sağlığında bu kitaba başladıklarını söyleyen Daimagüler, "Hocama kendisi için bir kitap basalım diye çok ısrar ettim ancak bir türlü ikna edemedim. En sonunda kabul etti ama ticari olarak satılmasını istemedi. Sadece talebelerine ve birkaç kütüphaneye verilmesini istedi. Yatağa düşmeden başladık çalışmaya ama sağlığına yetişemedi. O da zaten hep 'Bu kitap ben ölünce yayınlanacak. İçimdeki enaniyeti beslemesin' diyordu. Kesinlikle övgüden hoşlanmazdı" diyor.




'NEYZEN TEVFİK İYİ AMA SABIRSIZDI'

İlyas Çelikoğlu'nun Neyzen Tevfik'le tanışması ondan ders almaya başlaması da ayrı bir hikaye. Hoca Mesut Paker'den icazetli. Bir gün Paker onu Neyzen Tevfik'e yönlendiriyor. Birlikte Neyzen Tevfik'in kaldığı pansiyona gidiyorlar. Neyzen Tevfik, Çelikoğlu'nu görünce Paker'e dönüp "Kim bu İspanyol zamparası kılıklı herif" demiş. Çelikoğlu'nun bir özelliği de her zaman şık gezmesi. Oğuz Günaydın bir gün Çelikoğlu'na Neyzen Tevfik nasıl bir öğretmendi diye sormuş ve şu cevabı almış: "Çok iyi ama çok sabırsızdı. Öğrettiğini anında kapıyorsan tamam. Fark etmeden küçük bir hata yaptığında kalayı basardı."


Elest bezmi'nde tanıştık

Minyatür sanatçısı Özcan Özcan, İlyas Çelikoğlu ile 2001'de tanışmış. Nasıl tanıştıklarını "Bir gün ben de hocama sordum nasıl tanıştığımızı. Bana 'Bezm-i elesti biliyorsun değil mi? Sen benim bezm-i elestte sırtıma dokundun. Ben de sana dönüp gülümsedim. İste biz öyle tanıştık' dedi. Kırk yıllık dost gibiydik.


Lefter'in çocukluk arkadaşıydı

Çelikoğlu'nun Rumca bildiğini, şakır şakır konuştuğunu ve bir zamanların yıldız futbolcusu Lefter ile çocukluk arkadaşı olduğunu biliyor muydunuz? Çelikoğlu'nun baba tarafının kökleri Yunanistan'a dayanıyor. Rıdvan Çelikoğlu, "Dedelerimin kökenleri Yanya'dan gelme, yani Yunanistan. Babam yalnız kaldığımızda bana hep Yanya'nın güzelliklerini anlatırdı. Cumhuriyetten önce İstanbul'a gelmişler, önce Feriköy'e sonra Fener'e yerleşmişler. Baba tarafımda bir Helen kültürü var. Halam, babaannem Rumca şarkılar bilir, konuşurlardı. Aslında enteresan bir aile orijini var. Babaannem de Mısır'dan kalkıp Yunanistan'a gelmiş. Orijini karışık bir aile" diyor.

#Neyzen İlyas Çelikoğlu
#Ayasofya
٪d سنوات قبل