Dündar ile Gül'ün, 'ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiği' iddiasıyla AYM'ye başvurduğu sırada, mahkeme heyetinin önünde bekleyen 300 dosya vardı. Bunlardan bir kısmı 2013'ten beri bekliyordu. 'Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme', 'siyasi ve askeri casusluk', 'gizli kalması gereken bilgileri açıklama' ve 'terör örgütü propagandası yapmak' suçlarından 26 Kasım 2015'te tutuklanan Dündar ile Gül, 4 Aralık 2015'te AYM'ye bireysel başvuruda bulunmuş, AYM ise 25 Şubat 2016 tarihinde iki isim hakkında yetkisini aşarak 'ifade hürriyeti ihlali' kararı vermişti. Bu hüküm sonrası Dündar ile Gül, Silivri Cezaevi'nden salıverilmişti.
Yüksek Mahkeme, başvurucunun tutuklu olması gibi durumlarda başvuruyu öncelikli olarak görüşebiliyor. Ancak rafta bu kategoride değerlendirilmesi gereken birçok dosya varken, Dündar ile Gül'ün 'hak ihlali' başvurusunu jet hızıyla gündeme alınması, AYM'nin bazı dosyalara öncelik verdiğini ve dosyalar arasında ayrımcı bir tavır sergilediğini gözler önüne serdi.
Bireysel başvuru hakkının getirildiği 23 Eylül 2012 tarihinden 1 Mart 2016'ya kadar 56 bin 267 kişi Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) kapısını çaldı. Bu başvurulardan 32 bin 944'ü hakkında karar veren AYM'nin önünde 24 bin 953 dosya daha bulunuyor. Bu dosyalar arasında 'kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiği' iddiasıyla yapılan başvurular da var. 2013 yılından buyana 428 tutuklu, AYM'ye 'kişi özgürlüğü' ile ilgili bireysel başvuruda bulundu. Bunlar arasından 128 dosyayı karara bağlayan Yüksek Mahkeme, 67 'ihlal', 61 'kabul edilemezlik' veya 'ihlal yok' hükmüne vardı. 128'nin karara bağlanmasıyla AYM'de bu konuda bekleyen dosya sayısı 300'e indi. 2013'ten 2, 2014'ten 174, 2015'ten 88, 2016'dan ise 36 dosya bulunuyor. Yani AYM'nin önünde bunca 'eski' dosya varken Dündar ile Gül'ün başvurusunun öne çekilip bu kişilere tahliye yolunun açılması “AYM dosya seçti” şeklinde tepkilere neden oldu.
