|

Beytülmakdis demek hayatım demektir

Filistinli akademisyen Abdulfettah El-Awaisi ömrünü bu topraklara barış gelsin diye çalışmalara adamış bir isim. El-Awasi, “Beytülmakdis demek benim bütün hayatım demektir. Ben hayata gözlerimi orada açtım. O toprakların sevgisi ile büyüdüm. Bu aşk beni ilmi araştırmalara sevk etti. Mekke hidayetin, Medine rahmetin ve Beytilmakdis ise bereketin sembolüdür. Çünkü burası sadece Filistinliler değil tüm İslam alemi için önemli kutsal bir yer”yorumunu yapıyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 11/12/2016 Pazar
Güncelleme: 22:41 - 10/12/2016 Cumartesi
Yeni Şafak

Beytülmakdis'in İslâm alemi için anlamı çok büyük. İlk kıblemiz, Peygamberimizin miraca çıktığı yer, Müslümanların mukaddes evi.Tüm ümmet için bu denli kıymetli olan mukeddes topraklarda ise işgal halen sürüyor. Filistinli Prof. Dr. Abdulfettah El-Awaisi de işgal altındaki bu topraklarda dünyaya geldi ve ömrünü Beytülmakdis çalışmalarına adadı. İsrail'in tehcirine, sürgününe, hapsine ve işkencelerine maruz kalan El-Awaisi lisans, master ve doktora çalışmalarını İngiltere'de tamamladı. Filistin, İngiltere, Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen ve Malezya üniversitelerinde öğretim üyeliği yaptı. Son dört yıldır ise İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Siyasî Bilimler ve Uluslararası İlişkiler Bölümünde Öğretim Üyesi olarak çalışmalarını sürdürüyor. Prof. Dr. Abdulfettah kendi yurtlarına dönmelerinin ancak kendi kavramlarına dönmekle mümkün olacağını söylüyor. Ve bu bağlamda hiç bir zaman “Kudüs” ismini kullanmıyor. Bu ismi kabul etmiyor. Hz. Muhammed'in (sav) o beldeye Beytülmakdis dediğini hatırlatıyor. El-Awaisi'nin önderliğindeki Beytülmakdis Çalışmaları Akademisi son 20 yıldır dünyanın farklı ülkelerinde düzenlendiği Uluslararası Beytülmakdis Akademik Sempozyumu'nun 16.sı ise bu yıl İstanbul'da gerçekleştiriyor. Sempozyumun bu yılki başlığı “Osmanlılar ve Beytülmakdis”. Biz de Abdulfettah Alawaisi ile hem sempozyumu hem de hayat hikayesini konuştuk.



OSMANLI 500 YIL ÖNCE MESCİD-İ AKSA'YA GİRDİ


Bu yılki sempozyumu diğerlerinden ayıran nedir?


2016 yılının Aralık ayı, Sultan Selim'in Mescid-i Aksa'ya girişinin 500.yılıdır. Osmanlı İmparatorluğu bu tarihten itibaren 400 yıl boyunca bu topraklara hakim oldu. Çok önemli ve tarihi bir olay sözkonusu. Bu yüzden düzenlediğimiz”Osmanlılar ve Beytülmakdis” başlıklı sempozyumla bu tarihi sürecin siyasi, iktisadi, toplumsal ve akademik yönünü ele alacağız.


Bütün bu faaliyetlerin temeli sizin 20 yıl önce İngiltere'de kurduğunuz Beytülmakdis Çalışmaları Akademisi'ne dayanıyor. Bu yola çıkmaya nasıl karar verdiniz?





“Beytülmakdis “demek benim bütün hayatım demektir. Ben hayata gözlerimi orada açtım. O toprakların sevgisi ile büyüdüm. Bu aşk beni ilmi araştırmalara sevk etti. Mekke hidayetin, Medine rahmetin ve Beytilmakdis ise bereketin sembolüdür. Çünkü burası sadece Filistinliler değil tüm İslam alemi için önemli kutsal bir yer. Müminlerin annelerinden Meymune Validemiz, “Ya Resullah bize Beytulmakdis hakkında bilgi ver.” dediğinde Rasulullah (sav) buyurdu ki: “Burası mahşer ve manşer (diriliş) toprağıdır. Oraya gidin ve orada namaz kılın, orada kılınan her namaz bin namaz gibidir. Meymune Validemiz dedi ki: “Ya Resulallah eğer oraya gidemezsek?” Rasulullah (sav) buyurdu ki; “Kandilerinde yakılmak (aydınlatılmak) üzere zeytinyağı gönderin, her kim ki burayı (Mescid-i Aksa'yı) aydınlatırsa onu ziyaret etmiş gibidir. “ demiştir. Ben de Peygamberimizin yolundan gidiyorum ve o topraklara gidemesek de hediyemizi yani zeytinyağının yaktığı ışığı dünyanın her yerinden oraya gönderiyoruz.



18 YIL MÜLTECİ KAMPINDA YAŞADIM


Filistin'den zorla çıkarıldınız. Orada nasıl bir yaşantınız vardı ?


Beytülmakdis sınırları dâhilindeki, Ramle bölgesinden Zernuka köyünde dünyaya geldim. Annemle babam 1948 yılında İsrail güçleri tarafından silah zoruyla köylerinden çıkarıldı. Bu hicret sırasında bir kız ve bir erkek kardeşimi de kaybettim. Bundan sonra on sekiz yıl bir mülteci kampında yaşadım. Bu hayat gerçekten çok zordu. Bir çadırda hayata gözlerimi açtım ve okula da mülteci kampında gittim. En temel insani ihtiyaçlarınızı bile karşılayamayacağınız bir ortamda büyüdüm. Mesela 18 yaşına kadar hiç elektrik ışığıyla aydınlatılan bir odada bulunmadım. 1967 yılında İsrail Batı Şeria ile Gazze'yi birbirinden ayırınca ağabeyim bu işgale karşı verilen savaşta şehit oldu. Böylece altı kız kardeşimin başında ailenin tek erkek evladı olarak ben kaldım. Üstelik babam ve dedem de ailenin tek erkek evladıydı. Babam hiç okuma yazma bilmezdi. Bana “İsrail bizim topraklarımızı zorla, silahlarla işgal etti. Biz onu yeniden alacağız; fakat silahla değil ilimle...”dedi ve ben böylece İngiltere'ye eğitim almaya gittim.





'SENİN SÖZLERİN SİLAHTAN DAHA TEHLİKELİ'


Ama sonra Filistin'e geri döndünüz değil mi ?


Evet, İngiltere'de doktora tahsilimi tamamladıktan sonra Filistin'e döndüm. Dönünce Batı Şeria'da, el-Halil ve el-Kudüs üniversitesinde hocalık yaptım, Beytülmakdis'te öğrenci okuttum. 1992 yılında İsrail bizi Lübnan'a sürdü. Ben öğretim görevlisiydim, silahlı mücadele yapmıyordum ama İsrail bana diyordu ki, “Senin sözlerin silahlardan daha tehlikeli.” Lübnan'daki mülteci kampında bir yıl kaldım ve bu sırada hastalandım. Kızılhaç ameliyat için İngiltere'ye gitmemi sağladı. Bir yıl tedavi gördükten sonra İngiltere'de yeniden akademik hayata döndüm. Artık İsrail benim Filistin'e dönmeme izin vermiyor. Bu sebeple her zaman ilim öğretebileceğim bir yer aradım. Pek çok ülkede öğrenci yetiştirdim. Şimdi de bu görevimi Türkiye'de sürdürüyorum.



Suriye ve Mısır özgür olmadan Beytülmakdis özgür olamaz




Şu anda İsrail Kudüs›te ezan yasağı koydu. İşgalci güçlerin zulmü devam ediyor. Bu toprakların geleceğine dair ne düşünüyorsunuz?


Beytülmakdis sadece Mescid-i Aksa'dan ibaret değildir, hem şehrin adıdır, hem bölgenin adıdır. Beytülmakdis'in ilk dairesi, hiç kuşkusuz, Mescid-i Aksa'nın içinde bulunduğu, Peygamberlerin yaşadığı, ibadet ettiği, mücadelesini sürdürdüğü bu şehirdir. Fakat bu şehri elde tutmak için mutlaka onu çevreleyen daireleri de ihmal etmemiz gerekir. Eğer Mescid-i Aksa merkez olmak üzere bir çember çizersek, Bilad-i Şam olarak adlandırılan bölge ve Mısır'ın aynı daire içinde kaldığını görürüz. Bu daire, ne zaman Müslümanların elinden çıktıysa Mescid-i Aksa da o zaman esir düşmüştür. Yani Suriye ve Mısır özgür olmadan Beytülmakdis özgür olamaz.



Dünyanın pek çok ülkesinde görev yaptınız. Son dört yıldır Türkiye'de öğretim üyeliği yapıyorsunuz. Burayı neden seçtiniz?


Beytülmakdis ile Mekke-i Mükerreme arasındaki mesafe ne kadarsa, Beytülmakdis ile İstanbul arasındaki mesafe de o kadar. Bu da demektir ki, bu toprakların yeniden özgürlüğüne kavuşması, Arapların meselesi olduğu kadar Türkiye'nin de meselesidir. Şu ana kadar Türkiye birçok Arap ülkesinden daha fazla bu davaya sahip çıktı. O yüzden burada olmaktan çok memnunum. Gençler Beytülmakdis'i özgürleştirmeliyiz diyor. Ancak hakkında bir şey bilmediğin bir yeri özgürleştiremezsin. Gençler ,okumalı araştıralı ve en önemlisi bu toprakların İslam alemi için ne denli önemli olduğunu idrak etmeli. Burada da geçen yıl Beytülmakdis Çalışmaları Vakfı'nı kurduk. Önemli araştırmalara imza atıyoruz. Müslüman Türk gençlerini bu alanda en iyi şekilde eğitmek için çalışmalarımı İstanbul'da sürdürmeyi düşünüyorum.


#Abdulfettah El-Awaisi
#Filistin
#Beytülmakdis
7 yıl önce