|

Bölgesel değil küresel aktör

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Asya’da çok önemli bir güç dengesi oluştuğunu belirterek, “Eğer oyun kurucular arasında yer alacaksanız, bölgenin değil tüm dünyanın oyun kurucusu konumunda olmanız gerek. Türkiye de bölgesinde ve dünyada güçlü, etkin bir aktör haline gelmiştir. Buradan geri adım atmak söz konusu değildir” dedi.

İbrahim Karagül
01:00 - 16/06/2019 Pazar
Güncelleme: 01:03 - 16/06/2019 Pazar
Yeni Şafak
Erdoğan, Tacikistan’ın başkenki Duşanbe’de gerçekleşen Asya Zirvesi dönüşünde gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, Tacikistan’ın başkenki Duşanbe’de gerçekleşen Asya Zirvesi dönüşünde gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Asya’da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı’nın 5. Zirvesine katılan Erdoğan, dönüş yolunda gazetecilere önemli açıklamalar yaptı. Erdoğan, özetle şu mesajları verdi:

Bu yıl bizim için çok hareketli bir yıl olacak. Osaka’da yapacağımız G20 Zirvesi’nden sonra 2 Temmuz’da Çin ziyaretim var. Akabinde 22 Eylül’de katılacağım BM Genel Kurulunda da birçok ülke ile birebir görüşmelerimiz olacak. Bu arada Sırbistan ve Bosna’ya da ziyaretlerim var. Bunların dışında belki bir Irak ve İran seyahatim olabilir. İnşallah ticaret hacmimizde, ihracatta hedefimize ulaşacağız. Turizmde 51-52 milyon turist sayısını yakalayacağız. Bunun bize getirisi 35 milyar dolar civarında. Yatırımlar konusunda ülkemiz cezbedici bir konuma gelmiş vaziyette. Pazar günü yapılacak seçimin ardından inanıyorum ki uluslararası yatırımcıların, girişimci firmaların Türkiye’ye akışı daha da artacaktır.

S-400 KONUSU BİTTİ

Rusya ile aramızdaki ikili ilişkiler çok çok iyi bir noktada. Türkiye’nin ticaret hacminin en yüksek olduğu ülke Rusya. Şu anda 25 milyar doların üzerindeyiz. Belirlediğimiz hedef 100 milyar dolar. Rusya ile ilişkilerimiz derinlikli bir şekilde ilerliyor. Bu yıl sonu itibarıyla Türk Akımının açılışını yapacağız. Bu da ayrı bir güç. Bu arada Rusya ile S-400 konusunu da görüştük. Zaten S-400 konusu bitmiş vaziyette. Öyle zannediyorum ki Temmuz ayının ilk yarısında artık onlar da gelmeye başlayacaktır. Bu konuyla ilgili takvimi arkadaşlarımız takip ediyor.

ÇİN KUŞAK YOL PROJESİNE ÖNEM VERİYOR

Ayrıca Çin’le ilişkilerimizde de hedef büyütüyoruz. Türkiye ve Çin olarak 50 milyar dolarlık bir ticaret hacmine ulaşmayı Sayın Şi Cinping’e teklif ettim. Kendileri de buna çok sıcak baktı. Kars-Edirne demiryolu konusu büyük önem arzediyor. Kuşak ve Yol projesine girdiği için buna Çin de büyük önem veriyor ve çok fazla ilgi gösteriyor.

PUTİN DE DOĞRU BULMUYOR

(İdlib konusunda) Ateşkes sağlandı ama zaman zaman çatlak sesler gelebiliyor. Sayın Putin olsun diğerleri olsun aslında bu tür şeylere pek sıcak bakmıyorlar. Rejimin yaklaşımını da doğru bulmuyorlar. Rusya ile bu noktadaki ilişkiler gayet iyi gidiyor. Zaman zaman bu tür sıkıntılar olmasa çok daha iyi olacak ama maalesef oluyor.

KARŞI MEKTUP HAZIRLANIYOR

(ABD’den S-400 konusunda gelen mektup) Milli Savunma Bakanlığımız o mektuba karşı bir mektup konusunda çalışmasını sürdürüyor. Çok kısa zamanda, belki de bu hafta içerisinde cevabi mektup gönderilecektir. Çerçevesi içeriği belirlenmiş vaziyette. S-400’den taviz vermeyeceğiz. Her zaman söylüyorum; burası kasaba devleti değil, burası Türkiye Cumhuriyeti. Tükürdüğümüzü yalarsak devlet terbiyemize uymaz, benim de devlet adamlığıma uymaz.

F-35’TE YANLIŞ YAPIYORLAR

F-35 konusunda da söyleyeceğim şeyler aynı. Şu ana kadar 1 milyar 250 milyon dolar ödeme yaptık. F-35’lerden 4 tanesini teslim aldık. Bunlar şu anda Arizona’da. Ama uçakları göndermeye gelince bu noktada maalesef bize yanlış yapıyorlar. Bu konuları ben Sayın Trump ile görüştüğüm zaman bakıyorum ki o farklı konuşuyor. Bunlara gelince bunlar da farklı davranıyor. Bu tür şeyleri yapmak doğru değil. Belli bir yere kadar sabredeceğiz. G20 zirvesinde Sayın Trump ile etraflıca görüşmemiz olacak. Türkiye de ABD de NATO ülkesi. Bir stratejik ortak, bir ortağa yanlış yapar mı? Yapmaması lazım.

S. ARABİSTAN SORUMLULUK ÜSTLENMELİ

(Filistin meselesi) BM Genel Kurulu’ndan çok önemli bir kararı çıkarttık. Demek ki isteyince oluyor. Ama bir Arap Ligi’nden çok sıkı bir duruş maalesef göremedik. ‘Yüzyılın Anlaşması’ deniliyor. Burada da İİT üzerinde çok büyük sorumluluk var. Hatta ben biraz daha ileri gidiyorum. Suudi Arabistan’ın burada sorumluluk üstlenmesi lazım. Bu tarihi bir sorumluluktur.

‘YÜZYILIN ANLAŞMASINI GÖRÜŞTÜK’

(İran medyasısında ABD-İran krizi korusunda, Türkiye’den destek beklentisi olduğu haberleri) Biz daha çok ikili ekonomik ilişkiler üzerinde durduk. İkili ekonomik ilişkilerimizin dışında da bölge için ‘Yüzyılın Anlaşması’ denilen plan üzerine bir görüşmemiz oldu. Ayrıca Dışişleri ile Hazine ve Maliye bakanlarımız arasında devam eden bazı ilişkiler var. Önümüzdeki hafta içerisinde nerede nasıl biraraya gelecekleri konuşuldu. Bankalar arasındaki ilişkileri ve diğer konuları masaya yatıracaklar.

  • Nafakada bir tarafa zulmetmek olmaz
  • Süresiz nafaka ile ilgili çalışmaları Adalet Bakanlığındaki arkadaşlarımız, çeşitli akademisyenler, STK’larla beraber yürütüyorlar. Adil bir karar verme açısından bir tarafı koruyacağız diye bir tarafa zulmetmek olmaz. Burada adil bir neticeye ulaşmamız gerekecek bu işin masada kalması da doğru değil.
  • Fransa’nın orada ne işi var?
  • (Macron’un ‘Türkiye Doğu Akdenizdeki çalışmaları durdurmalı’ çıkışı) Fransa’nın Doğu Akdeniz’de söz söyleme hakkı nereden çıktı? Doğu Akdenize kıyıdaş mı? O kendine göre gelin güvey oluyor. Böyle bir şey yok. Kıbrıs’ta biz garantör ülkeyiz. Yunanistan, İngiltere garantör ülke. Bu ülkeler bir şey söylerse anlarım. Fransa’nın ne işi var burada? Orada benim soydaşımın hakkı var. Biz bu hakkın takipçisiyiz. Bu hakkı yedirmeyiz. Sayın Macron bu işlerde çok acemi. Hala alışamadı bu işe.
  • Asya’da değişik bir güç dengesi oluşuyor
  • Asya tarafında dünya açısından çok değişik bir güç dengesi oluşuyor. Burada dünyaya hükmeden liderler var. Şangay Beşlisi etkin ülkeleri buluşturuyor. Doğrusu benim de şahsi kanaatim Şangay Beşlisi’ne burada olduğu gibi Türkiye’yi dahil ederlerse çok güzel bir gelişme olur.

İstanbul’un kaybedecek vakti yok

  • Karşımızda dörtlü bir ittifak var. Bizim ittifakımızın farklı özellikleri var. Bizim ittifakımız hem milli hem yerli. Bir diğer özelliği de yerelle ilgili çok ciddi bir tutarlılığa sahip olması. Ayrıca İstanbul gibi bir şehre hizmet noktasında çok ciddi bir perspektif ortaya çıktı.
  • İstanbul’un kaybedecek vakti yok. İstanbul kendini ispatlamış bir zihniyetle zaten yönetilmiş. İstanbul’da 24-25 yıldır ne yapılmış diye soranlar, herhalde Avrasya Tüneli’nden, Marmaray’dan, Üçüncü Köprü’den hiç geçmedi. Eskiden İstanbulda kavşak mı vardı, Metrobüs mü vardı. Bunları bu hükümet yaptı. Adayımız Binali Yıldırım Bey’in burada çok ciddi emekleri var.
  • ORTAK YAYININ CİDDİ ETKİLERİ OLABİLİR
  • Adayların yapacağı ortak yayının sonuca ciddi etkileri olabilir. Zira vatandaş kimin kim olduğunu tam manasıyla bilmiyor. Kampanyasını yalan üzerine bina edenler var, bir de gerçekler üzerine bina edenler var. Şimdi vatandaşın da bunu görmesi lazım. Halkımız yalan üzerine kampanya inşa edenlere haddini 23 Haziran’da bildirecek. Bunun için de aydınlatılması gerekir.
  • SANDIKLARA SAHİP ÇIKILACAK
  • (Oy hırsızlığı nasıl engellenecek) Bu konularla ilgili de teşkilatla üç defa bir araya geldim. Belediye başkanlarımıza, il yönetimine ve ilçe başkanlarımıza çeşitli uyarılar yaptım. Onlar da bütün sandık üyelerine müşahitlere varıncaya kadar onları yetiştirecekler. Herşeyden önce sandıklardaki tutanakların ve seçmen sayım döküm cetvellerinin kayıt altına alınması çok önemli. Buralarda su kaçağının bulunmaması gerekir.

Devleti tanımıyorlar

(CHP) Partinin sözcüsünün önce aynaya bakıp kendilerini bir görmeleri lazım. Mesela şu ifadeyi de çok kullandılar: “Başkanlık tutanağını almış olan kişinin elinden tutanak alındı” diyor. Bunlar devleti de tanımıyorlar. İl Seçim Kurulundan alınan tutanak nihai değildir. Mesela ben 1991’de tercihli seçim sisteminde milletvekili seçildim. Kendi partimden aynı listedeki arkadaş itiraz etti. Yüksek Seçim Kurulu tarafından milletvekili mazbatam elimden alındı. Ben ‘ama bana mazbata verildi’ diyebilir miydim? Nihai karar Yüksek Seçim Kurulu’nundur. Bu mazbata, geçiş sürecinde verilmiş olan mazbataydı. Yüksek Seçim Kurulu’ndan verilmedikten sonra geçerli değildir. Şimdi de diyor ki benim 18-19 günde yaptığımı bunlar 25 yılda yapamadı.’

Kadın gazetecilerin görmesini istedim

(Yurt dışı gezilerinde kadın gazetecilerin sayısının çokluğu) Tacikistan gezisinde özellikle olmalarını istedim. Burası birçok arkadaşımızın gidip geldiği bir yer değil. Bu coğrafyayı görmelerini istedim. Bu defa bu sebeple hanım arkadaşlarımızın sayısını artırmak istedim. Ayrıca şunu da eklemek isterim. Ben siyasi hayatım boyunca siyasette kadınların varlığını ve etkinliğini önemsemiş bir insanım. Kadınların siyasette olduğu gibi toplumsal alanın her yanında, özellikle de medyada varlık göstermesi son derece kıymetli bulduğum bir husus. Bir mesaj vermemiz gerekirse, bu fotoğraf böylesi bir mesaj olarak okunabilir.



#Recep Tayyip Erdoğan
#Zirve
#İdlib
#F-35
5 yıl önce