|

Bu 'Cevher'i hiç kaybetmeyelim

İstanbul'un 550 yıllık kuyumculuk geleneğinin izlerini taşıyan ve yok olmaya yüz tutan el sanatlarının ustaları "Cevher ve Zanaat" sergisinde buluştu. Sadekarlık, mıhlayıcılık, cilacılıkın "son usta"ları, bu kültüre sahip çıkılmasını istiyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 19/02/2017 Pazar
Güncelleme: 01:56 - 19/02/2017 Pazar
Yeni Şafak
Bu 'Cevher'i hiç kaybetmeyelim
Bu 'Cevher'i hiç kaybetmeyelim

Sadekârlık, mıhlayıcılık, cilacılık, kalemkârlık, minecilik... Bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış İstanbul'da 550 yıllık kuyumculuk geleneğinin izlerini taşıyan el sanatları... Ve yavaş yavaş yok olmaya yüz tüten bu sanatları hala daha yaşatmaya çalışan ustalar... Kapalıçarşı'nın köklü kuyumculuk geleneğinin son temsilcileri Rezan Has Müzesi'nde açılan "Cevher ve Zanaat" sergisinde buluştu. UNESCO tarafından 'Yaşayan İnsan Hazineleri' envanteri kriterlerini karşılayan ustaların hikâyelerini anlatan sergi 550 yıllık geleneğin toplumsal, ekonomik ve kültürel ahvalinin izini sürüyor.







SANAT SANAYİYE GİRERSE BİTER


Mıhlayıcı Agop Kuyumcuoğlu, 1960 yılında İstanbul'da doğdu. 15 yaşında çıraklığa başladı. 198 yılından beri kendi aötölyesinde çalışan sanatçı mıhlayıcı uzmanlığının yanından ürün de tasarlıyor. "Mücevher sanatının el işi olması gerektiği topluma vurgulanırsa bu meslek ölmez" diyen Agop Usta, "Mücevher başka, takı başkadır. Belli takıların sanayi anlamında uygun fiyatlara çıkması lazım, kabul. Ama bunlar mücevher için geçerli değil. Osmanlı'da bir usta bir padişahın hançeri için 1 yıl uğraşır. Mücehver budur, el işidir, emektir. Sanatı sanayiye soktuğunuz anda onu bitirmişsiniz demektir" şeklinde konuşuyor.







BU HAZİNE KEŞFEDİLMELİ


Sadekar Surmak Susmak ise Sivas doğumlu. 9 yaşındayken İstanbul'a göçen ve 12 yaşındayken çıraklığa başlayan Surmak Usta, kendi dükkanında çalışmayı sürdürüyor. Aynı zamanda resim ve heykel de yapan sanatçı eserlerini tasarlarken doğayı ilham alıyor. Kapalıçarşı'da yetişmenin güvene dayalı olduğunu vurgulan Susmak ,"Çocuk yaşta bir ustanın, ailenin görüşlerini alırsınız. Yaratıcılıkla ustalığı birleştirdiğiniz zaman sizde iz bırakmış kültür ile ülkenizdeki değerlere değer katarsınız. Sanat, kültüre değer veren insanlar tarafından keşfedilmeli. Bu kültür hepimizin. Sanatçıya sahip çıkarsak bu kültür yaşar" diyor. stanbul kuyumculuğunun yaşayan son nesil ustalarının benzersiz örneklerine yakından şahitlik edeceğiniz bu sergide yer alan isimler ise şöyle: Hraç Arslanyan, Hagop Erol Bahadıroğlu - Aret Çakıcı, Sevan Bıçakçı, Kürşat Bilmiş, Partam Derderyan, Manuk Durmazgüler, Berç Melikyan, Berç Kazancı, Haçik Kelleci, Avedis Kendir, Agop Kuyumcuoğlu, Arman Suciyan, Surmak Susmak, Rafi – LevonŞadiyan, Nerses Yağar, Kader Yıldız, Sebuh Yılmaz, Hrant – Şant Zorbaş.







Özümüze dönelim


Kalemkar Berç Melikyan, 14 yaşında Sadekar olarak Kapalıçarşı Çuhacı Han'da kuyumculuğa başladı. Kalem işine olan yeteneği keşfedilince serüvenini bu yolda sürdürdü. 1981 yılından beri kendi atölyesinde çalışan sanatçı, hala daha kalem işinde eşsiz eserler vermeyi sürdürüyor. "Vicdani olarak bu topraklara olan borcumu böyle ödedeğime inanıyorum" diyen Berç Usta şöyle konuşuyor: "Günümüz şartlarında makineleşen dünyada her şey basitleşti. Pratikleşirken de kendi tadını ve zaerattini kaybetmeye başladı. Biz bu sanatlarla gönül bağımız var. Muhteşem bir arkeolojik alanda yaşıyoruz. Özümüze ve kendi toprağımıza dönelim. Torunlarımıza güzel şeyler bırakalım."







Büyük usta Berç Kazancı


1939 doğumlu Sadekar Berç Kazancı ise deyim yerindeyse serginin en "usta" ismi. Mesleğe 1955 yılında Zincirli Han'da çırak olarak başlayan Kazancı, 1970'te usta oldu. 78 yaşında üretmeye devam eden Berç Usta, dijitalleşen dünyanın el sanatlarını yok ettiği görüşünde. "Bilgisayar bu işi bitirdi. Artık mecmuadan resmi buluorlar, bilgisayarada çizdiriyor ve bastırıyorlar. Bir ustalık kalmadı. Artık işi düşünce, ihtiyaç olup yaptırmaya zamanı olmadığında bize geliyorlar. Eskiden biz okulu bitirdiğimizde ailemiz bizi işe koyardı. Şimdi öyle bir şey yok. Birkaç ayda bir bir iş geliyor" diyor.







Zeki Müren'in yüzüklerini tasarladı


Berç Kazancı, aynı zamanda Zeki Müren'in o meşhur yüzüklerini de yapan kişi. Albüm kapaklarını süsleyen birbirinden güzel yüzüklerin hepsinde Berç Usta'nın imzası var. Fakat usta Zeki Müren ile hiç tanışmamış. Eserleri yaptıktan sonra dükkancıya vermiş. Sergide bir de not dikkatimizi çekiyor. "Reis-i Cumhur'un broşu çok aceledir. Lütfen en yakın zamanda yetişsin" notun hikayesini şöyle anlatıyor: "Dönemin Reis-i Cumhur'u Cevdet Sunay'ın eşi için istemişlerdi. Usta da bana notu bırakmış."









#Kuyumculuk
#Sadekarlık
7 yıl önce