Samsun'da düzenlenen toplu açılış töreninde meydanı dolduran on binlere seslenen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Avrupa ülkelerinin Türkiye'ye yönelik tavrına tepkisini sürdürdü. Erdoğan, özetle şunları söyledi:
Biz bu ülkeyi, bu milleti ölümüne sevdik. Bu sevginin önünde hapishane demirleri bile duramadı, bu sevdanın önünde nice tuzaklar, nice çelme takmalar, nice arkadan hançerlemeler duramadı, bu açıdan bizi tankıyla, topuyla darbeciler dahi vazgeçiremedi. Avrupalı, gösterilerine pankartlara resmimizi koyup, kafamıza silah dayıyorlar ya, sanıyorlar ki bu şekilde bizi korkutacaklar, bu yoldan geri döndürecekler.
İsviçre'de terör örgütü yandaşları pankart açtı. 15 Temmuz'da F-16'larla, savaş helikopterleriyle bizi yolumuzdan döndüremediler. Bunların kıytırık pankartı mı bizi yolumuzdan döndürecek? Yaptığınız terbiyesizlik sizin sicilinizde kara bir leke olarak kalır. Onun dışında biz tehditlere eyvallah etmeyiz.
Güya İsviçre bu olayla ilgili soruşturma açtı. Pankart İsviçre'de yönetimin, polisinin gözü önünde, onların korumasıyla açıldı. Bu gösteri Alp Dağlarının tepelerinde değil İsviçre Parlamentosunun önünde oldu. Geçin bunları, geçin, siz kimi aldatıyorsunuz. Eğer samimiyetinizi ispat etmek istiyorsanız, ülkenizdeki teröristleri derdest edip kapının önüne koyarsanız, işte o zaman bizim gözümüzde ibra olursunuz.
Caddelerinizde teröristler diz boyu dolaşıyor. Almanya'da, Belçika'da, Hollanda'da öyle. Alman polisinin arabasında PKK'lı terörist gösteri yapıyor, arabanın içinde. Elinde bölücü başının posteri. Bunların hepsi elimizde. Biz bunların ne olduğunu biliyoruz.
Ana muhalefet partisi terör örgütüyle beraber hareket etti, maalesef. Şu anda Kandil ne diyor? 'Hayır' diyor. İmralı'da bölücü örgütün başı ne diyor? 'Hayır' diyor. Pensilvanya'daki FETÖ'nün başı ne diyor. Şimdi, ana muhalefet işte onlarla beraber yürüyor. Terörle mücadelede kararlı gidiyoruz. Son günlerde Güneydoğu'da, Tendürek Dağları'nda, Bestler-Dereler, Cudi, Gabar'da silahlı kuvvetlerimiz, polisimiz, korucularımız evelallah inlerine girdi. Şu anda bunların lider kadrolarını yakalıyorlar ve etkisiz hale getiriyorlar.
Gelin, Kandil'in isteklerine 16 Nisan'da bizler öyle bir ders verelim ki bunlar Avrupa'ya en büyük cevap olsun. Şu anda Kandil, Avrupa'yla beraber yürüyor, Avrupa'nın solak partileriyle beraber yürüyor. Bizim karşımızda kim var? Batı. Bu seçim, Avrupa'da mı yapılıyor, Avrupa'nın partililerine mi, Avrupa'nın parlamenterlerine mi? Dert başka. 'Acaba biz Türkiye'nin bu yürüyüşünü nasıl durdururuz', bunun için çalışıyorlar.
Samsun'daki toplu açılış töreni için İstanbul Atatürk Havalimanı'na gitmek üzere dün öğle saatlerinde Huber Köşkü'nden çıkan Erdoğan, Sarıyer Hacıosman metro durağında makam aracından indi.
Burada AK Parti Sarıyer Gençlik Kollarının “evet" standını ziyaret eden Erdoğan, stantta bir süre çalışmalar hakkında bilgi aldı, vatandaşlarla sohbet etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra bu standın hemen karşısında yer alan “hayır" standını da ziyaret ederek vatandaşlarla görüştü. Vatandaşlar, ziyaretler sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sevgi gösterisinde bulundu.
Çadırın girişinde ellerinde 'Hayır' broşörleri bulunanlarla konuşan Erdoğan'a 'Hayır' çalışması yapan bir kişi su ikram edip içeriye davet etti. Erdoğan, içeri girip yaklaşık 15 dakika 'hayır' çalışması yapanlarla konuştu. Basın mensuplarının uzaktan görüntüleyebildiği sohbette Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, birlik beraberlik vurgusu yaptığı, çadırdakilerin de hayırcıların terörist olarak nitelenmesinin birlik beraberliği bozduğunu söyledikleri öğrenildi.
İstanbul'da CHP'nin 'hayır' çadırını ziyaret ettiğini belirten Erdoğan, burada yaşanan diyaloğu anlattı:
“Hayır' çadırındakilere 'niçin hayır diyorsunuz ya bana şunu söyler misiniz?' dedim. Tabii dediler ki 'Biz çağdaş Türkiye istiyoruz.' Dedim ki 'Şu anda çağdaş Türkiye yok mu? Neyiniz eksik? Yollarınız, köprüleriniz, hızlı tren, okullar, bunlar yok mu? 14 sene önce bunlar var mıydı? Maalesef, bakıyorsunuz 'siz Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne niye bu ismi koydunuz?' Dedim ki 'çok ayıp.' Yavuz Sultan Selim Han'ın padişah olduğu zaman Osmanlı'nın toprağı 18 milyon kilometrekare. Böyle bir Devleti Aliye Osmaniye'nin başında olan Sultan'ın adını böyle bir köprüye koymaktan daha önemli ne olabilir? Ama olaya bakış ne?
Bakıyorum, mezhepçilik. Hemen arkadan geldi, 'Siz Alevilerle Sunnileri ayırıyorsunuz.' Kardeşlerim, biz bu ülkede Alevi-Sunni ayrımı yapmadık. Eğer böyle bir ayrım varsa o zaman Sayın Kılıçdaroğlu'nun kendisi Alevi."
