|

Bütün imkanlarımızı seferber ettik

Milletin canına, devletin bekasına kasteden hainlere sokakları, meydanları, köprüleri dar ettik. Bilgisi olan yara sardı, motoru olan yaralı taşıdı. Her meslekten darbeye karşı tek yürek olup elinden geleni yapan gizli kahramanlardan Hicabi Bitik, “Bütün imkanlarımızı vatan için seferber ettik. Yine olsa daha fazlasını yaparım” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 16/07/2017 Pazar
Güncelleme: 08:21 - 16/07/2017 Pazar
Yeni Şafak
Erdem Yazıcı
Erdem Yazıcı

Temmuz gecesi darbe girişimine karşı sokağa çıkan insanlar arasında pazarcı, doktor, garson, muhtar, öğrenci, reklamcı gibi toplumun her kesiminden kahraman vardı. Şehadet şerbetini içenlerin yanı sıra kimi motoruyla yaralı taşıdı kimi hastanelere koşup kan verdi. Ülkenin her cephesinde ayrı bir kahramanlık destanı yazıldı. Çanakkale’den günümüze taşınan direniş ruhu yeniden uyandı ve milletin ordusu FETÖ’cü hainlere galip geldi. Yeni Şafak Pazar olarak o gecenin kahraman tanıkları Hicabi Bitik, Erdem Yazıcı, Fatih Oruç ve Sezai Çelik ile konuştuk.


ANADOLU’DAKİLER
O GECEYE HAYRET EDİYOR

Göğüs Cerrahisi Uzmanı Operatör Dr. Sezai Çelik Boğaziçi Köprüsü’ndeki üniformalı teröristlerin kurşunlarına hedef olan vatandaşlara ilk tıbbi müdahaleyi yaptı. O gecenin gizli kahramanlarından olan Sezai Çelik, FETÖ’nün nasıl bir örgüt olduğunu üniversite yıllarından bildiği için “Mili İrade - Milli Şuur” adlı bir konferans programı hazırlayıp 42 defa sunum yapmış: “O gece yaşananları anlatmanın çok uzun soluklu bir hareket olduğunu belirten Çelik, “Gerekirse insanların kapıları tek tek çalıp nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuz anlatılmalı. İstanbul’da Ankara’da olmayan insanlara yaşadıklarımızı anlattığımızda ‘Neler olmuş öyle’ diyip hayret ediyorlar.” Ümraniye’de yaşayan doktor Çelik, Cumhurbaşkanımızın konuşmasının ardından 8 arkadaşıyla dışarı çıkmış. Yolda sivil halka ateş açıldığını söyleyenler olsa da inanmamış ve “Askerlerin ateş edecek hali yok, plastik mermi ile korkutuyorlardır” diyip yola devam etmiş.

BAYRAĞA ATEŞ ETMEZLER SANDIM

Görevi dolayısıyla birçok terör bölgesinde yer alan Çelik, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Kalabalığın ön tarafına ilerledik. İnsanların araç arkalarına siper aldıklarını gördüm. Bir anda askerler ateş açtı. Önümdeki adam bana ters döndüğünde sırtının arkasında kurşun deliği gördüm. Mermi giriş yarasını biliyorum. G3 ile ateş edildiği belliydi. Elimdeki bayrağı sırtıma bağladım. Bayrağı görürler de hürmet ederler de belki ateş etmezler diye düşündüm ama ateş açmayı sürdürdüler. Birçok şehit verdik. Uzun süre alana ambulans gelemedi. Vatandaşın tişörtüyle kanamaları durdurduk.” Köprüde yaşanan olaylarda motorlu gençlerin önemine değinen Çelik, “O gece motorcular çok büyük bir görev üstlendi. Yaralıları kendi canları pahasına hastaneye taşıdılar. O gecenin gerçek kahramanlarından birisi genç motosikletli bir grup gençti. Alçaklardan birisi motosikletli kahraman gencimiz kendilerine doğru geldiği için ateş etti. O genci vurduktan sonra arkadaşları müdahale etmesin diye de ateş açtı. Hainler, yarım saat can çekişmesini seyretti” ifadelerini kullanıyor.

İMANLI GENÇLİĞİ
FARK ETTİM

Yaralılara bez parçası, tişört ve kemerle müdahale ettiklerine değinen Sezai Çelik, en çok yara alınan yerin bacaklar olduğunu söylüyor. Üniformalı hainlerin yere sektirerek ateş ettiğine tanık olan Çelik sözlerine şöyle sürdürüyor: “Bir de köprü tepesinde keskin nişancıyı gördük. Özel harekâtçı polisler o keskin nişancıyı fark edip vurarak etkisiz hale getirdiler. O hainin şehit ettiği kişiler göğüslerinden, başlarından tek kurşunla vurulmuşlardı. Artık hayatımda çok sayıda gazi var. Ve çok güzel, vatan sever imanlı gençliği fark ettim. 15 Temmuz sonrası güzel insanlar tanıdım. Görüşmeye de devam ediyorum.”


Malımızla mülkümüzle devletin yanındayız

Kanlı gecenin en hareketli yerlerinden biri de Saraçhane’deki İstanbul Büyükşehir Belediye binası ve çevresiydi. İstanbul Fatih’te pazarcılık yapan Erdem Yazıcı da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla sokağa çıkıp belediye binasına gitmiş. Askerin acımadan millete ateş ettiğini gördüğünde korkmadığını söyleyen Yazıcı, sözlerine şöyle devam ediyor: “Ölüm haktır merminin kime nasıl geleceğini biz bilemeyiz. Oraya çıktık ama ecelimiz yokmuş. Yanımızda çok sayıda arkadaşımız gazi ve şehit oldu. Göğsüne mermi gelen arkadaşımız oldu diğerinin bacağı koptu. Arkadaşlarımızla iş bölümü yaptık. Kimi hastaneye kan vermeye gitti. Biz de kaldığımız yerden mücadeleye devam ettik. Arkadaşlarımızı şehit vermeye başlayınca olayın ciddiyetini anladık. Kadın, çoluk çocuk herkes oradaydık. Bambaşka bir beraberlik duygusu vardı. Örtülü açık bütün ablalarımız oradaydı, her kesimden kardeşlerimizle omuz omuza bir mücadele verdi. Bu vatanın asıl sahibinin kim olduğunu darbecilere gösterdik. Malımızla mülkümüzle devletin yanındayız. Bizim canımız devletin canıdır, devletin canı bizim canımızdır. Darbeyi duymuştuk ama bunları yaşayacağımızı tahmin etmemiştik. Allah göstermesin bir daha böyle bir olay gerçekleşirse daha tedbirli davranacağımız aşikar.” Geçen bir yıl içinde birçok şeyin değiştiğini belirten Yazıcı, davaların daha hızlı sonuca bağlanması gerektiğini söylüyor. Ayrıca “15 Temmuz’da yaşananları sadece 15 temmuz’da değil 365 gün boyunca yüksek sesle anlatmalıyız” diyor.



Sabaha kadar yaralı taşıdık

Darbe girişiminde bulunan hain askerlere karşı durmak için köprüye giden Fatih Oruç, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Bir hareketlilik olduğunu duyar duymaz motoruma atlayıp köprüye doğru yola çıktım. Askeri araçların üzerine giderken bize ateş açtılar. Motorla gelen birkaç kişi daha vardı. Yaralanan bir kişiyi Üsküdar Devlet Hastanesi’ne götürdüm. Zamanla yaralılar ve şehitler gelmeye başladı. Orada olduğum sürede elliye yakın kişi gelmişti. Tekrar köprüye döndüm. Olayların büyüdüğünü gördüm. Motorun ışıklarını kapatıp yaralıları topluyorduk. Sabaha kadar birkaç kişiyi daha hastaneye götürdüm. Kimse eline taş, sopa almadı. Tek yaptıkları ellerini kaldırıp ‘ne yapıyorsunuz’ demek olan savunmasız insanlara silah sıktılar.” Her yaştan insanın darbeye karşı durduğunu belirten Oruç, “Tanklar ateş ettikçe yer sallanıyordu. Onlara karşı herkes dik durdu. Bir daha olursa bu sefer farklı gideriz. Ben 40 yaşındayım. Nasıl ölmek istersiniz derlerse vatan savunurken şehit olmak isterim. Hiç korkumuz yok, en şerefli ölüm olacaktır. Öyle bir fırsat çıkarsa değerlendiririz inşallah” diyor.

Hİcabi Bitik
Milletçe vatanı savunduğumuz gecenin Ankara Kazan cephesindeki kahramanlarından Hicabi Bitik, 4 römork saman ve 2 kamyon lastik yakarak Akıncı Üssü’nden kalkacak uçakları engelledi. Bitik Mahallesi’nin Muhtarı olan Bitik, hükümetin yanı sıra birçok kurum ve kişi maddi zararı karşılamak istese de bunu asla kabul etmeyeceklerini söylüyor ve ekliyor: “Anlatmak hep eksik kalır, olayları yaşamak gerekiyor. Bütün imkanlarımızı vatan için seferber ettik. Yine olsa daha fazlasını yaparım. Çoluğunu çocuğunu, yeğenini düşünmüyorsun. Herkes gibi biz de sadece bayrak, vatan, milleti düşündük. Bizim için maddiyat değil maneviyat önemli. Hainleri mahkemeye çıkartmaya gerek yok, hepsinin idam edilmesi gerekiyor.”

#15 Temmuz
#Millet
#Direniş
7 yıl önce