Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) gizli iletişim ağı ByLock'un sahibi olduğu iddia edilen David Keynes'in Hürriyet Gazetesi'nde yayınlanan röportajı, uluslararası FETÖ operasyonuna dönüştü. Haberin ByLock'u sulandırmaya hizmet ettiği ve Hürriyet'e de FETÖ tarafından bu amaçla servis edildiği dün ABD'li yayın organı Huffingtonpost'ta yayınlanan makaleyle ortaya çıktı. FETÖ tetikçilerinin imzasıyla Hürriyet'in haberine atıfta bulunularak “Türk gazetesi hükümetin uydurduğu ByLock senaryosunu çökertiyor” denildi. Türkiye'yi ve kararlılıkla devam eden FETÖ operasyonlarını hedef alan, darbecileri ise açıkça aklayan makaleyi FETÖ mensubu firari gazetecilerden Mahir Zeynelov kaleme aldı.
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından ByLock'un sadece FETÖ üyeleri tarafından kullanıldığının net olarak açıklanmasının yanı sıra, örgüt üyelerinin 15 Temmuz darbe girişimine dair görüşmelerin ByLock üzerinden yapıldığını belirten ifadeleri bulunuyor. ByLock'un sahibi olarak sunulan kişinin programın kurulumu ve kullanıcılarla ilgili verdiği bilgiler ise FETÖ operasyonları sırasında ortaya çıkan delilleri karartmayı amaçlıyor. Söz konusu kişinin iddiasına göre ByLock'un ilk adımları 3 Aralık 2013'te atılıyor. Ekim 2015 itibariyle ise GoDaddy adlı server firmasına ücret ödemeyi kestiği için ByLock, 2016 yılında kullanımdan çıkıyor. 2016 yılında kullanılmaması ifadeleri, “FETÖ'cülerin darbe girişimi hazırlıkları için bu programı kullanmadıkları” algısı yaratmayı amaçlıyor. Oysa İzmir Emniyeti'nin darbe sonrası yaptığı FETÖ operasyonunda ele geçirilen belgelerde, örgütün esnaflardan sorumlu “imamı” olduğu belirtilen bir kişinin, “ByLock” üzerinden 2016 yılı Ocak ayı boyunca yaptığı yazışmalarda, çeşitli uyarılarda bulunduğu ve örgüt faaliyetlerini anlattığı belirlenmişti.
Şanlıurfa'da ByLock kullandıkları tespit edilen FETÖ üyesi komiserler, ByLock ile ilgili önemli itiraflarda bulunmuştu. Komiser Yardımcısı A.Ç. “Bize söylenen, ByLock programını kimse deşifre edemez. ByLock ve Eagle programları küçük mini hafıza kartıyla bilgisayar aracılığı ile ya da telefonun Bluetooth'u aracılığıyla yükleniyor. Bunun haricinde kesinlikle indirme ile ya da başka bir yolla yüklenemez. Sadece cemaat için bir program icat edildi. Bu da ByLock'tu. Daha gizli işlerin döndüğü program Eagle'dır. Eagle halen cemaat içinde kullanılıyor. Şayet birisinde ByLock ve Eagle programları varsa kesinlikle Gülen cemaati mensubudur. Cemaat mensubu dışında kimse bu programları kuramaz” diye ifade vermişti.
Bir diğer Komiser Yardımcısı A.A. ise şunları söylemişti: “Ali abinin talimatı ile ByLock kuruldu. Bu programdan haberleşme yapıldı. Gülen cemaatine özel olarak bu program kullanıldı. Sonrasında silme talimatı verildi. Daha güvenli olan Eagle programı yüklendi. ByLock ve Eagle programları varsa kesinlikle Gülen cemaati mensubudur. Kimse, 'bu programı indirme yoluyla yükledim' diyemez. Cemaat mensuplarının dışında bu iki programı kimse kuramaz.”
ByLock'un deşifre olmasını sağlayan ilk itiraf Fuat Avni ekibinden olduğu iddiasıyla ilk gün gözaltına alınan Mustafa Koçyiğit'ten gelmiş ve mühendislerle o günlerde buradan görüştüğü bilgisini paylaşmıştı. Ayrıca ByLock'un 15 Temmuz sonrasında dahi FETÖ üyeleri tarafından görüşme aracı olarak kullanıldığının kanıtı da ani baskınlarla gözaltına alınan isimlerin yazışmalarından ortaya çıkmıştı.
ByLock, 2010 KPSS şüphelilerinde de çıktı. KPSS kapsamındaki “Eğitim Bilimleri” testinde 100 ve üzeri doğru yapan 3 bin 227 şüpheliden 700'ünün ByLock kullanıcısı olduğu tespit edildi. Söz konusu şüphelilerden çoğunluğunu öğretmenlerin oluşturduğu bildirilirken, programı aktif olarak kullandıkları belirlenen şüpheliler arasında örgütte “Abi” ve “Abla” konumda bulunan isimlerin olduğu ifade edildi. Bylock'un, kripto özelliği ile aynı zamanda başka kişilerin erişimini engelleyen bir uygulama olduğu belirtildi. İsteyen herkesin indirip giriş yapamayacağı bir program olan Bylock'un en önemli özellikleri arasında, sadece tarafların kullanıcı adlarını bilmesi ve karşıdan gelen onay kodunu girmesiyle çalışması bulunuyor. FETÖ'nün Kasım 2014 itibariyle şifreli yazışma programı ByLock uygulamasını hem Android hem de iOS tabanlı cihazlar için tasarlayarak kullanmaya başladığı dile getirilmişti. ByLock'un sunucusu Litvanya'da çıktı. Yazışma içerikleri ile bu yazışmaları yapanların bilgilerine ulaşmak için yapılan çalışmalar Mayıs 2016'da sonuç verdi. Litvanya'daki sunucuya giren MİT, ByLock verilerini Türkiye'ye aktarmayı başardı. Yapılan analizde ByLock'ta 18 milyon yazışma ve 3,5 milyon e-posta belirlendi.
İnternet Strateji Atıf Ünaldı ByLock'la ilgili şu bilgileri verdi: “ByLock'un en büyük avantajı çok kişi tarafından kullanılmaması. Bu şekilde güvenli hale geliyor. Daha az kişinin kullandığı sistemler, daha az güvenlik problemi olur. ByLock'ta uygulamanın yetkilisi olanlar tüm sistemi görebiliyor, tüm iletişimi kontrol edebiliyor. Bu şekilde tüm kullanıcılar kontrol altında tutabiliyor. Bazı özel konuşmalar için tasarlandığını düşündüğüm ByLock sistemi, kırılamaz bir sistem değil. İletişim altyapısı olan, bu sistemi kurabilen ve yürütebilen şirketler bile ByLock sistemi kurabilir. Iphone ve android telefonlar için ayrı ayrı şekilde kullanımı mevcut. Iphone telefona uygulamalar appstore üzerinden indirilmek zorunda. Dolayısıyla mutlaka appstore bir dönem bulunmuş olması gerekiyor. Ancak Iphone sistemi içinde, bir sistem geliştirilirken Apple kullanıcı ismi kullanılarak, kişiye özel link paylaşılıp, program indirilmesi sağlanabilir."
"Yani, uygulama geliştirme platformu kısmında kalması koşuluyla, uygulama mağazasına girmeden uygulamayı indirmek mümkün. ByLock, Appstore üzerinden yapılmış bu şekilde kullanıcılara ulaştırılmış olabilir, fakat kaç kişiye bu şekilde gönderilebileceğini bilemiyoruz. Bu tip bir yapı kendi içinde hedefi varsa, o hedefe ulaşmak için iletişim platformu kullanması normal. Birçok yapı, şirket de olsa, iletişim altyapısı oluşturabiliyorsa bu şekilde bir yol izler. Onlar da bu yolu tercih etti.”
