AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Suudi Arabistan uçaklarının İncirlik'e konuşlanmasıyla ilgili, “Türkiye'nin buradaki pozisyonu belli. Türkiye uluslararası komisyonla beraber hareket edeceğini söylüyor. DAEŞ konusunda ilkeli olmak lazım. Burada pek çok devlet 'DAEŞ'le savaşıyorum' diyerek geldi Suriye'ye yerleşti. Ama başka amaçlar peşinde koştuğunu görüyoruz. Muhalifleri bombalıyorlar. Ilımlı muhalefeti bombalıyorlar. Sivil halkı bombalıyorlar" dedi.
Çelik, pek çok devletin 'DAEŞ'le mücadele ediyoruz' bahanesi adı altında başka işlerin peşinde koştuğunu söyleyerek “Görmemiz gereken şey şudur; 'DAEŞ bir terör örgütüdür. İnsanlık dışı bir örgüttür.' Bu örgüte karşı uluslararası koalisyonun ilkeli bir şekilde davranması gerekir. Ortak tehdite karşı ortak mücadele etmek gerekir. Sırf DAEŞ'le mücadele ediyor diye PYD gibi örgütlerin meşrulaştırılması çabalarına karşı olduğumuzu ifade ediyoruz. Müttefiklerimizin bu konudaki tutumumuza destek vermelerini bekliyoruz. DAEŞ'le mücadele konusunda Türkiye ilkeli bir tutuma sahiptir" diye konuştu.
TSK'nın PKK'ya yönelik Sur'da gerçekleştirdiği operasyonlarla ilgili de bilgi veren Çelik, “Şimdi sona doğru yaklaşılıyor. Güvenlik güçleri o zor mekansal koşullarda vatandaşa zarar vermemek amacıyla ince bir çalışma yürütüyor. Süre konusu belki arzu etmediğimiz bir şekilde süre uzayabiliyor. Ama bilinmesi gereken şudur; tüm bunlar bir hassasiyetin neticesidir. Vatandaşa zarar gelmemesi için oranın terör unsurlarından tam olarak temizlenmesi için. Şunda şüphe yok ki, bu konuda hükümet kararlıdır, devlet kararlıdır" ifadelerini kullandı. Avrupa ülkelerinin Türkiye'ye yaptığı mülteci çağrısının da komedi ile trajedi arasında olduğunu belirterek "Avrupa'nın bu kapıları açması lazım" dedi.
Terör saldırısı nedeniyle gazetemizi ziyaret eden Çelik, “Gerek Albayrak ailesi gerek Yeni Şafak ailesi Türkiye'de
bir kibrit çöpü kadar bile ışığın olmadığı en zifiri karanlık dönemlerde her zaman dik durmuş ve ilkeli yayın yapmıştır.
Geçmişte Albayrak ailesi kişisel olarak bunun bedelini ödedi. Çeşitli zulümlerle karşı karşıya kaldı. Ama ne aile ne de gazete
prensiplerinden ödün verdi. O sebeple bunlar Yeni Şafak için bir korku vesilesi değil bir onur vesilesidir" dedi.
