|

Daha fazla tüketme, daha fazla paylaş

Ünlü filozof Baudrillard bize tüketmeye ihtiyaç duyduğumuzu söylese de bu tüketim bize zamanla mutsuzluk getiriyor. Bununla baş edebilmenin yollarından biri paylaşmak. Aşırı tüketimle mücadele eden bir grup kadın paylaşım ağı kurarak ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. "Daha Fazla Tüketme, Daha Fazla Paylaş" grubunun kurucusu Nagehan Pakdamar Tüzgen’le paylaşımlarını konuştuk.

Yeni Şafak ve
04:00 - 12/02/2017 Pazar
Güncelleme: 23:25 - 11/02/2017 Cumartesi
Yeni Şafak
Mutlu olmak için az tüket
Mutlu olmak için az tüket

Bir zamanlar kıtlık içinde yaşayan bir adam varmış. Birçok serüvenden ve ekonomi bilimine uzun bir yolculuktan sonra, adam bolluk toplumuyla karşılaşmış. Birbirleriyle evlenmişler ve bir sürü ihtiyaçları olmuş.” Bu ironik masalı bizlere Fransız filozof Jean Baudrillard anlatıyor. Baudrillard'a göre insanlar artık ihtiyaç duyduğu için tüketmiyor, tüketmeye ihtiyaç duyuyor. Yani uzakdoğu terapisinin sığdığı duş jellerimiz, her yıl değiştirdiğimiz telefonlar, modaya uygun kıyafetlerimiz, giyilmeyi bekleyen, indirimden alınmış ayakkabılarımız, paketinden mutluluk çıkan çikolatalar…. Bunların her biri kendimizi daha 'iyi' hissetmek için satın aldığımız ürünler. Çünkü tüketim toplumunun bireyleri olarak, popüler olanın gereksinim olduğuna inandırıldık. Oysa hepimizi kendimize getirecek tek bir soru var: Satın aldıklarımıza gerçekten ihtiyacımız var mı?



ÖDÜNÇ ALMAK BİZE UZAK DEĞİL


Bir süredir bu soruyu soran bazı gruplar, kendi aralarında 'paylaşma', 'ödünç verme' temalı gruplar kurmaya, çevrelerini de bu yönde teşvik etmeye başladı. Onlardan biri de Tüketme-Paylaş grubu. Tüketimin bir sonu olmadığını düşünen Nagehan Pakdamar Tüzgen, yaklaşık beş yıl önce Daha Fazla Tüketme Daha Fazla Paylaş isimli bir Facebook grubu açmış. İlk önce amaçları pratik bir soruna çözüm bulmakmış. Tesettürlü özel gün kıyafetleri ve aksesuarlarının arkadaşlar içinde paylaşımını sağlamak. Grup, şu an yüzlerce üyesi olan bu topluluğun içinde hemen her şey dolaşıma sokuluyor veya paylaşılıyor. İsteyen ise artık ihtiyacı olmayan ürünleri satışa çıkarıyor. Tüzgen, grubun hikayesini şöyle anlatıyor: “Hem kendimde hem çevremde “sürekli bir şeylere ihtiyaç duyma hali” vardı. Grup ilk kurulduğunda tüketim gözümde yıkılamaz bir duvardı. Büyük değişiklikler için yeterince inanca sahip değildim. Öncelikli kaygım günlük tüketim alışkanlarında ufak değişiklikler yaratmaktı. Örneğin özel günlerde yalnızca bir defa giyilen kıyafetler ve kullanılan aksesuarları paylaşıma sokarak başlamak makul bir başlangıç olabilirdi.”







GELİNLİKLER BİLE PAYLAŞILIYOR


Beş yıl önce Boğaziçi Üniversitesi'ndeki üniversiteli kadınlardan oluşan üyelerle başlayan bu yolculukta şimdi yüzlerce kadın var. Tüzgen, “Dünyayı değiştirecek çok büyük hedeflerle bu yola girmedik. “Kim ne yapabiliyorsa, o kadarını yapalım dedik.” diyor. Süreç içinde, sadece referansla üye alınarak katılımcı sayısı bin 500 olmuş. Tüzgen “Şu an eşi kaybolmuş çok sevilen bir tuzluğun eşini bu grupta bulabileceğiniz gibi, denemek için ördüğünüz bebek patiğini hiç tanımadığınız bir çocuğun ayağında değerlendirebiliyorsunuz. Çok özel diye çürümeye bırakılan gelinlikler yeni mutluluklara vesile oluyor, “Benim çok işime yaradı, senin de işine yarasın” diye paylaşılan şeyler eşyanın sadece maddesine değil ruhuna da değer katıyor. ”



PARAYA KÖLE OLMAK, DAHA ÇOK HARCAMAK


Tüzgen, “Bir şeyin değeri; hayatımıza ne kadar olumlu katkı yaptığı ile ölçülür” cümlesiyle açıklıyor düşüncelerini. Tüzgen tüketime karşı bir mücadele içinde olduklarını, bunun hem sisteme hem de nefsimize karşı olduğunun da altını çiziyor: “Bu mücadele iki ana koldan yürüyor diyebiliriz. İlki; engelleyemediğimiz tüketim ihtiyaçlarımızı en az zararla nasıl giderebiliriz? Örneğin bilgisayarım bozuldu ve bilgisayara ihtiyacım var, ne yapabilirim? Tamir ettirebilir, bir başkasının kullanmadığı bilgisayarını ödünç alabilir gibi fikirler üzerine düşünüyor ve birbirimize telkin ediyoruz.



YIKANABİLİR BEBEK BEZLERİNDEN AZ ÇÖP ÇIKARMA YÖNTEMLERİNE


İkinci mücadele kolu ise, potansiyel tüketim ihtiyaçlarımızı nasıl azaltabiliriz? Buna yönelik yaptığımız paylaşımlar. Grupta yer yer yıkanabilir bebek bezleri kullanmak, plastik tüketimini aza indirmenin yolları, az çöp çıkarma yöntemleri, sade bir hayat için daha az eşya ile yaşama fikirleri, kendi kıyafetimizi dikmek/ tamir etmek fikirleri gündemleştiriliyor.”



TİCARİ BİR GİRİŞİM DEĞİL


Tüzgen ürün ne olursa olsun buna “satış” değil “paylaşım” adını vermeye çalıştıklarını söylüyor. Çünkü bu ticari bir girişim değil: “Bizim bunu yapmaktaki amacımız öncelikle para kazanmak ya da kar etmek değil; hammaddenin, insan emeğinin, ona sahip olmak için harcanan zamanın, paranın hakkını vermek, kenarda atıl durmasına izin vermeden işe yaramasına ve faydalı olmasına katkıda bulunmak.”



MADDİ DEĞER MANEVİ KARŞILIK


Üyeler arası ilişkilerde grubun sadece aracı rolü var. Sadece bireysel tanışıklık ve referans ile üye alınıyor gruba. Tüzgen manevi bir motivasyonları olduğunu da söylüyor. “Elimizdeki maddi değerin manevi bir karşılığa dönüşeceğine dair inancımız bizi bu noktada motive ediyor" diyor.







Müslüman zaten böyle olmalı


İsraf, emeğe saygı duymak, yeterince kullanmak, az tüketmek, çevreye zarar vermemek... Tüzgen, grupta vurgulanan bu tür konuların bilinçli bir Müslümanın farkında olduğu şeyler olduğunu belirtiyor: “Tüm bunlar dinimizde çoklukla vugulanan konular. Bizim çabamız bilinçli bir Müslüman, duyarlı bir insan olmak icin çaba sarf etmek ve bunları birbirimize hatırlatmak. "Tüzgen, gruplarının amacının popüler olmak, onbinlerce takipçiye sahip olmadığını söylüyor ancak kar amacı gütmeyen bir sivil toplum projesine dönüşmesini de arzu ettiğinin altını çiziyor.







Geri dönüşüm projeleri çözüm değil


Grup üyelerinin birçoğunun günlük hayatı da Tüketme Paylaş'la değişmiş. Alışveriş yapmadıkları için evde artık, 'poşet/çanta' bulamayan üyeler için bez çanta, Pazar arabası gibi alternatif çözümler üretilmiş. Tüzgen, firmaların 'geri dönüşüm' projelerinin sorunun kaynağına inmediğini söylüyor: “Sen iste biz gözünün önünden kaldıralım” gibi söylemler sadece tüketimi körüklüyor.” Tüketimin ilk anda mutluluk olarak insana geri döndüğünü söyleyen Tüzgen, bu hissin sahteliğine vurgu yapıyor: “Bir an durun ve hayal edin: Sizi çok mutlu edeceği için o çok istediğiniz kıyafeti aldınız, zamanla kıyafetler dolaba sığmıyor diye çok istediğiniz o büyük dolabı da aldınız, sonra dolap eve sığmıyor diye hep hayalini kurduğunuz daha büyük bir evde yaşamaya başladınız, daha büyük bir evin daha çok gideri var bunun için daha çok ve daha uzun süre çalışmaya başladınız, artık o kadar çok çalışıyorsunuz ki yaşamaya vaktiniz kalmadı… İşte tam o noktada mutsuzluğumuz başlıyor.”












#Baudrillard
#Nagehan Pakdamar Tüzgen
#Tüketim
#Alışveriş
7 yıl önce