Türkiye'deki iletişim trafiğinin yüzde 80'i Türk Telekom üzerinden gerçekleşiyor. Bu kritik rolü nedeniyle şirket, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi ve sonrasında gündemden hiç düşmedi. “0 gece interneti yavaşlattı” hatta “kesti” diyenler oldu. Bu iddiaların ardından Türk Telekom'un iki numaralı ismi Erkan Akdemir ile Genel Müdür Yardımcılarından Coşkun Şahin gözaltına alınıp ifadeleri alındı. İki yönetici serbest bırakıldıktan sonra Türk Telekom'dan ayrıldı.
Erkan Akdemir ile Coşkun Şahin'in ayrılışı ve ardından gelen operasyon, gözaltı ve tutuklamalar; kanlı darbe gerişimi gecesinde iletişimle ilgili konuşulanların doğruluğunu mu gösteriyordu? GSM operatörlerine de hizmet veren Türk Telekom'da o gece neler oldu? Darbeci FETÖ teröristlerin söylediklerine mi uyuldu yoksa BTK ve Ulaştırma Bakanlığı'nın talimatları mı yerine getirildi? Hem bütün bu merak edilenleri hem de sektörün diğer oyuncularıyla aralarında yaşanan fiber altyapı çekişmesini Türk Telekom CEO'su Rami Aslan'a sorduk. Bu arada yüzde 55'i Oger Telecom'da olan şirketin yüzde 30'nun Türkiye Hazinesine ait olduğunu yüzde 15'inin de halka açık olduğunu unutmamak lazım.
15 Temmuz gecesi sorumlulukta bizim üzerimizdeydi. Türkiye'nin iletişimi daha doğrusu trafiği Türk Telekom üzerinden taşınıyor. O yüzden bu süreçte önemli bir sorumluluğumuz vardı. Yapmamız gereken fazlaca iş vardı. Türkiye'de herhangi bir noktada iletişimin kesilmemesi Türk Telekom'a ait bir başarıdır. 15 Temmuz gecesinde neler olduğunu detaylı anlatacağım ama; bunu yüzde 100 doğru bir bilgi olarak aktarabilirsiniz Türkiye'de tek bir noktada tek bir saniye bile iletişimde kesinti yaşanmadı.
Olayın olduğu gece yurtdışındaydım ama duyar duymaz planlarımı iptal edip geri döndüm. Darbe girişiminden haberdar olur olmaz, acil durum ekibi kurduk. Hem iletişim hem de teknoloji tarafından. Kurumsal ve bireysel müşterilerin ihtiyaçlarının bir an evvel giderilmesi için çalıştılar. Hem Çalışanlarımızın emniyette olmaları da önemliydi. Hemen kontrol edilip, Hem de demokrasiye destek verilmesi konusunda organize olundu. Alınması gereken tedbirlerin hemen alınması konusunda çok iyi bir iş çıkarıldığını söyleyebilirim.
Ben o akşam doğrudan Yönetim Kurulu Başkanımız Muhammed Hariri ile irtibata geçtim. O da Sayın Başbakanımızla ve birkaç Bakanımızla görüştü. Kendisi yabancı yatırımcılar arasında temsilci olarak televizyona çıkıp ilk desteğini belirten kişidir. Saad Hariri bey ise Cumhurbaşkanımızla görüşerek desteklerini iletti. Devlet yetkilileri ile irtibatta olmak üzere bir ekip oluşturuldu. Bu ekip o gece Bakanlık ve BTK ile irtibat halindeydi. Hem teknolojiden sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı hem de operasyon birimleriyle irtibatlıydık.
Türkiye'de her noktada networkmüzün gerekli şekilde savunulması ve güvenli kalması için dakika dakika saniye saniye, yetkili makamlarla koordinasyon sağlandı. Emniyet kuvvetlerine kendi görevlerini en iyi şekilde yapmaları için yardımlar yapıldı. Emniyet güçlerinin kullandığı VPN (Virtual Private Network/Sana Özel Ağ) kapasitesi artırıldı. Herhangi bir yerde kesinti olmaması için buna özen gösterdik.
Emniyet kuvvetlerinin yoğun olduğu lokasyonları bize bildirdiler. Onların olduğu yerde hız ve kapasite artışı yaptık. Tam tersi darbecilerin olduğu alanlardaki interneti kestik. Mesela hava üsleri gibi. Bunları da bize BTK ve Bakanlık adım adım nerede kesmemiz ve artırmamız gerektiğini bildirdi. Dolayısıyla Emniyet güçlerine o gece verdiğimiz desteğin, önemli bir rol oynadığını düşünüyorum. Darbe girişimi başladığı saatten itibaren ekiplerimiz hiç durmadan 48 saat boyunca çalıştılar. Burada yedek sistemlerimiz de devreye alındı. Ve sadece az sayıda yetkilinin sistemlere ulaşması sağlandı. Gerekiyorsa sistemlerin başında gerekmiyorsa uzaktan erişimle.
Dolayısıyla ülkemizi en iyi şekilde korumak için çok çalışmakla meşgul olduğumuzu söyleyebilirim. Türk Telekom'un aldığı inisiyatifler sonucunda ülkemizin en iyi şekilde korunduğunu söylemekten gururluyum. Bu büyük sorumluluktan şirket ya da bazı şahıslar adına menfaat ya da ticari bir fayda yaratmamaya da özen gösterdiğimizi söylemek istiyorum. Önemli olan ülkenin en iyi şekilde korunmasıydı. Müşterilerimize karşıda yapılması gereken herşeyi yaptık.
Bu işten çıkarmalarla alakalı bir komisyon kuruldu. Bu komisyon hergün düzenli olarak çalışıyor. Bakanlıkla, Başbakanlıkla ve BTK ile koordine halinde çalışıyor. Sadece işten çıkarmalarla alakalı değil işe alımlarla da alakalı işleri son derece sıkılaştırılmış durumdayız.Türk Telekom'un diğer şirketlerden farklı olduğunu düşünmüyorum. Biz bu bahsettiğiniz terör örgütü ile alakalı olarak, tedbirlerimizi çok önceden almaya başladığımız için çok sıkıntıya düşmedik. Darbe girişiminin başarısız olması için çok fazla çalışan insanlardan da bu gururun kimsenin onların elinden almaya hakkı olmadığını düşünüyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'İçinizdeki paralelcileri çıkarıp ihbar edin” çağrısı var. Siz de bu anlamda bir çalışma oldu mu?
Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısına ilk uyan şirketlerden biriyiz. Şu an itibariyle çıkardığımız kişi sayı 290'a ulaştı. Bu sayı belki yüksek görünebilir ancak. Bizim çalışan sayımız fazla. Dolayısıyla bu sorunun Türk Telekom'a özgü olmadığını söylememiz lazım. Bu Türkiye'nin genel bir sorundur. Önemli olan gerekli tedbirleri en doğru ve acil şekilde almak. 2014'ün başından itibaren yetkili makamlarla koordinasyon halindeyiz. Dediğim gibi; biz söylediğiniz bu çalışmaya Aralık 2013'ten sonra hemen başlatmıştık.
Sektörün yüzde 55'ini temsil eden yeni fiber alt yapı şirketi kurulacak. Türk Telekom bunun dışında kalıyor. Size herhangi bir çağrı geldi mi?
Türkiye'deki 20 milyon hanenin yüzde 60'na erişim sağladık. Fiber muafiyet çerçevesinde bunları yaptık. Geçen sene ben birşey söylemiştim. Bilmiyorum hatırlar mısınız? “Şu ana kadar fibere yatırım yapmadıysanız, panik içinde olmanız lazım" demiştim. Burada yapmanız gereken zamanda yatırım yapmadıysanız treni kaçırıyorsunuz demektir. Bu yüzden de operatörler panik içinde olabilirler.
Bunu söylemekle beraber bizim herkese açık olduğumuzu da belirtmek istiyorum. Operatörler bizim hizmetlerimizi kullanmak isterlerse hayır deme şansımız bile yok. Fiyatı bile biz belirlemiyoruz. BTK'nın koyduğu, fiyatlarla o hizmetleri vermek zorundayız. Rakamlara baktığınızda da durum oldukça net. Türkiye'de şuanda 270 bin kilometre fiber alt yapı var. Bunun 219 bini Türk Telekom tarafından yapılmış.
Neden böyle bir şey yapayım, onlar öyle istiyor diye. Türkiye'ye ne faydası var. Ben böyle bir altyapıyı inşa etmişim ve herkese açık. Fiyatı da belli. Bu yeni şirketi kuran firmalar zaten gelip benim altyapımı kullanabiliyorlar. O şirketin içinde olunca ne faydası var. Ben geçen sene eğer altyapınız yoksa yatırım yapmadıysanız paniklemeniz lazım dediğimde paniklediler. Bu şirketler Ağrı'ya, Bitlis'e, Erzincan'a, Erzurum'a ve diğer benzer şehirlere yatırım yapmak istediler de birileri onlara hayır mı dedi. Tam tersi isteselerdi her halde onları kırmızı halıyla karşılarlardı. Ama onlar para kaybettiklerini düşünerek yapmadılar. 4.5G'yi düşünerek yapmaları gerekirdi ama yapmadılar biz yaptık. Biz gerekli fedakarlıkları yaparak bugünleri düşünerek yaptık.
Bunu söylemekle beraber, bu tamamen ticari de bir karar biz yapmayı onlar yapmamayı seçtiler. Fiberle ilgili çalışma yapacak olan herkes önce şuna karar verecek. Ben bunu inşa mı edeyim, yoksa hali hazırda olan fiberi kiralayayım mı? Mesela biz dört yıl boyunca Ağrı'ya yatırım yapmışız. Bu ticari bir mantıktan öte sorumluluk hissettiğimiz için olmuş. Bu yönetim kurulumuzun da desteği sayesinde oldu. Türk Telekom iyi bir vatandaştır.
