Bülent Orakoğlu, Aydın Ünal, Mehmet Acet, Yusuf Kaplan ve Ahmet Ünlü'nün yazılarının en dikkati çeken bölümleri:
Artık bir sır değil
Yasin, Fırat, Elif, Bilal, Taha, Emin ve daha niceleri…
PKK bu kez de Viranşehir'de kan döktü. Adliye lojmanlarına yapılan saldırıda, 26 yaşındaki bekçi İbrahim Kete ile 11 yaşındaki Ahmet Oktay Günak hayatını kaybetti.
Ahmet Oktay'ın acılı anne ve babasının sözleri yürekleri dağlıyor. “Lojmanda bulunan aç bir kedi yavrusuna sütlü ekmek götürürken patlama oldu, bir daha eve gelemedi” diyor Oktay'ın babası. Annesi ise, “Oğlum cennetlik, onlar kendilerini düşünsün. Gönülleri hoş olmasın. Ateş burama düştü. Ben şehit annesiyim. Vatan sağ olsun” diye ağıtlar yakıyor.
Her Salı olduğu gibi yarın yine TBMM Genel Kurulu açılacak. Viranşehir saldırısı gündeme gelirse, HDP yarım ağız üzüntülerini ifade edecek. Tahmin etmek güç değil, “şiddetin şiddeti doğurduğunu” iddia edecek, Oktay'ın devlet şiddeti yüzünden öldüğü imasını yapacak, PKK'ya yine toz kondurmayacak.
'Zannediyorum dikkate alacaklar'
Geçen hafta Perşembe başlayıp Pazar akşamı biten Malta-Almanya gezisinde Başbakan Binali Yıldırım'a eşlik ettik. Gezinin Malta ayağıyla ilgili aktaracak fazlaca sözümüz yok. Bu küçük Akdeniz ülkesinin AB Dönem Başkanlığını üstlenmesini, Türkiye'nin üyelik sürecine sıcak yaklaşımını, bu minvalde yürütülen görüşmelerin faydalı geçmiş olduğunu not edip devam edelim.
Başbakan'ın gezisinin Almanya bölümünün üç temel ayağı vardı:
1. Şansölye Merkel ile sabah kahvaltısında yapılan görüşme,
2. Münih Güvenlik Konferansına katılanlarla ikili temaslar,
3. 16 Nisan referandumunda kullanacakları oylarla sonuçları bu defa daha doğrudan etkileyecek olan Türk toplumuyla salon mitinginde buluşma.
İngilizlerle birlikte Yahudiler kurdu
Batı toplumlarında İslâm korkusu, nefreti ve düşmanlığı hızla yayılıyor...
Müslümanların camilerine, kurumlarına, işyerlerine ve evlerine saldırı olmadığı gün yok neredeyse...
Hızla tırmandığı gözlenen ırkçı ve yabancı düşmanlığını körükleyen söylemler ve eylemler, Batı toplumlarında yaşayan Müslümanları çok zorlu ve tehlikeli bir gelecek beklediğini gösteriyor.
Sessiz kalamayız o yüzden.
Çalışılan süreler torba kadroda değerlendirilir mi?
2010-2012 yılları arasında hissesi % 50'nin üzerinde olan Belediye iktisadi teşebbüsünde çalıştım. (Hatta Belediyenin hisse oranı %99'du.) 2012 yılında KPSS ile memuriyete atamam oldu. Belediye iktisadi teşebbüsünde çalışmış olduğum yılları memuriyet yıllarıma saydırıp kademe yükselmesine veya diğer hakların kazanılması yolunda (şef, müdürlük sınavına giriş hakkı gibi) etkisi olur mu?
Bu soru ışığında torba kadro uygulamasının ince noktalarını vb. birçok konuyu izah etmeye çalışacağız.
Kazanılmış hak ve emekli müktesebine etkisi nasıldır?