|

'Diyanet'le uğraşanların amaçları'

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Hayrettin Karaman köşesinde Diyanet İşleri Başkanlığı'na yönelik tartışmalara işaret etti. Aydın Ünal, Kemal Öztürk, Merve Şebnem Oruç ve Ali Saydam da gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
10:23 - 8/06/2017 Perşembe
Güncelleme: 10:33 - 8/06/2017 Perşembe
Yeni Şafak
​Hayrettin Karaman, Kemal Öztürk,  Ali Saydam, Aydın Ünal,  Merve Şebnem Oruç.
​Hayrettin Karaman, Kemal Öztürk, Ali Saydam, Aydın Ünal, Merve Şebnem Oruç.

Hayrettin Karaman, Aydın Ünal, Kemal Öztürk, Merve Şebnem Oruç ve Ali Saydam'ın yazılarının en dikkati çeken bölümleri:

Diyanet kesinlikle parti siyasetine bulaşmamalıdır

Siyasetçinin halkla işi vardır, halkla işi olanın dinle işi vardır, dinle işi olanın da Türkiye’de Diyanet’le işi olacaktır.Diyanet İşleri Başkanlığı bütün kesimleri ve renkleriyle Türkiye’de yaşayanların önemli bir kurumudur; kanunla bu kuruma verilmiş bulunan “halkı din yönünden aydınlatma” vazifesi bütün halkı içine almaktadır.

Diyanet ortak akılla çalışır, geniş çerçeveli Ehl-i Sünnet Müslümanlığı'nı anlatır, ama buna katılmayanları da bir şekilde kucaklamaya çalışır.Türkiye’de bu İslam anlayışını beğenmeyenler, kendi dar kadrolu veya karizmatik tek şahsa bağlı İslam anlayışlarını “tek doğru İslam anlayışı” olarak bilirler, bundan asla vazgeçmezler, gerektiği zaman farklı görüntüler verseler de farklı olanları dışlama; ilkeleridir (ya Müslüman saymazlar veya kendi anlayışlarına göre Ehl-i Sünnet'ten dışlarlar).

İslami hareketi hanedanlığına büyük tehdit

Katar krizinin altında enerji savaşlarından İran’a, tarihi husumetlerden keyfi efelenmelere kadar birçok neden var. Ama en önemli neden hiç kuşkusuz “İslami hareket” olarak isimlendirilebilecek bölgedeki İslami muhalefet ya da direniş hareketleri. İslami hareket bağlamında Katar krizinde kim nerede duruyor?

FİLİSTİN: Filistin ve Kudüs meselesi İslam coğrafyasındaki tüm muhalif İslami hareketlerin merkezinde yer alıyor. Bağımsız ve başkenti Kudüs olan bir Filistin devleti kurulmadıkça coğrafyamıza huzur gelmesi imkânsız. Batılılar ve Siyonistler ise bu konuda en küçük bir olumlu yaklaşım sergilemiyorlar. Bölge ülkelerindeki yönetimler, Filistin meselesinde tabandan gelen baskı ile Batı’nın baskısı arasında sıkışmış durumdalar.İSLAMİ HAREKETLER: Bölgedeki haksızlık, adaletsizlik, sömürü, eşitsizlik, zulüm, baskı ve yoksulluk tabanın da desteklediği Hamas, İhvan gibi İslami hareketler doğurdu. Bu hareketler El Kaide, DAİŞ gibi terörist hareketlerden çok farklılar. Barışçıllar, haklılar ve halkla güçlü diyaloglar kuruyorlar. Her ne kadar terör örgütü olmasalar da, Filistin meselesinde hassas oldukları, bölgedeki statükoyu, sınırları, zulmü, yoksulluğu sorguladıkları için hem bölge ülkelerinin yönetimleri, hem de Batı tarafından sevilmiyorlar. Türkiye’de AK Parti de zaman zaman bu parantezin içine dahil ediliyor ve başarılı bir model olduğu için de statükoya “tehdit” olarak görülebiliyor.


İşaretin dünyaya yayılması

Yine bir Ramazan gecesiydi. 5 Ağustos 2013. Kahire’de Rabiatül Adaviyye meydanında, bir milyondan fazla insan darbeyi protesto gösterisi düzenliyordu. Firavunlar döneminden bu yana, Mısır halkı ilk kez kendi iradeleriyle bir lider seçmiş, bir yıl geçmeden, askeri bir darbeyle Mursi’yi tutuklamışlardı.

Mısır halkı bunu protesto ediyordu.Her gece o meydanda kalıyorlardı. Bir milyon insan iftar açıyor, yüz binden fazla insan gece orada yatıyordu.Tüm dünyaya darbeye karşı Mısır halkının nasıl direndiğini gösteriyorlardı. Anadolu Ajansı, dünya medyasının ambargo koyduğu bu direnişi dünyaya ilk duyuran olmuş ve meydanı ilgi merkezi yapmıştı. DARBEYE İSYAN İŞARETİNİN DOĞUŞU İşte bu yüzden Rabia meydanına gittiğimde, ajansın adını duyan herkes bizi misafir etmek, ikramda bulunmak istiyordu.

İsrail’in Filistin Başbakanı yapmayı arzuladığı Dahlan

23 Mayıs’ta Katar Resmi Haber Ajansı’nın (QNA) hacklenmesiyle başlayan ve üç gün önce Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) başta olmak üzere bazı ülkelerin Katar’la diplomatik ilişkilerini kesmesi ile derinleşen kriz büyüyor. 2014’teki büyükelçi çekme krizinin çok ötesinde bir kriz bu.İşin ciddiyetini anlatan iki gelişme dün yaşananlar. İlki İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in dün Tahran’da Meclis ve Humeyni türbesinihedef alan eş zamanlı terör saldırıları sonrası Ankara’ya gerçekleştirdiği ani ziyaret. İkincisi ise hükümetin, Katar’da TSK unsurlarının konuşlandırılmasını içeren anlaşmanın TBMM Genel Kurulu gündeminde öne çekilerek dün ele alınmasını istemesi. ABD Başkanı Donald Trump’ın Riyad ziyaretinin hemen ertesinde başlayan krizin vardığı boyut, çoğu kişiye Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ve Suudi Arabistan Kralı Selman’ın Uluslararası Radikal Düşünceyle Mücadele Merkezi’nin açılışında dünya küresine dokunarak verdikleri absürt pozu hatırlattı ve “ABD Riyad’a gitti ve Katar’ın ipini çekti,” fikrini oluşturdu. Trump’ın konuya istinaden paylaştığı tweet’ler de işin tuzla biberi oldu. Şahsen ben Katar krizini çıkaranların o küreye dokunan eller olduğunu düşünmüyorum.

Büyük bir ‘tertip’e işaret etmiyor mu?

Malumunuz üzere bu Perşembe İngiltere’de genel seçimler var. Son birkaç aydır Londra’daki terör olayları boşuna değil. Terör saldırılarının hangi tarafa, kime yarayacağına ancak tahmin edebiliriz. Bilemeyiz. Fakat bilinen bir şey varsa, o da şudur: Aynı örgütün üstlenip durduğu terör saldırılarının stratejik hedefi aynıdır. DAEŞ dahil tüm terör odakları ve onların iplerini ellerinde tutan kukla oynatıcıları aynı yere ateş etmektedirler.

İngiltere’deki terör saldırılarının ardından ABD, vatandaşlarını uyarmadı, geri de çağırmadı. Belki Londra’ya gelen turist sayısında da pek bir azalma olmadı; ancak Başbakan Theresa May genel seçimlerle ilgili yaptığı son konuşmasında güvenlik ile ilgili endişelerini dile getirmiş.Londra’nın batısındaki Slough’da düzenlenen bir kampanya etkinliğinde konuşan May, ‘terör şüphelilerinin sınır dışı edilmesi ve tehlike arz ettiği halde mahkemeye çıkarılamayan kişilerin özgürlüklerinin kısıtlanması’ için insan hakları yasalarında değişikliklere gidebileceklerini vurgulamış ve ilave etmiş

#​Hayrettin Karaman
#Aydın Ünal
#Kemal Öztürk
#Merve Şebnem Oruç
#Ali Saydam
7 yıl önce