|

Düşmanlık batıdan yükselir

''Önyargı karanlıkta kalmış olmaktan kaynaklanır. Gün ışığı onu arındırır'' Boksör Muhammed Ali bu sözleri yıllar önce, henüz İslamofobi kelimesi dünya lügatına girmeden önce kurmuştu.

Yeni Şafak ve
04:00 - 16/04/2017 Pazar
Güncelleme: 07:11 - 16/04/2017 Pazar
Yeni Şafak
​Düşmanlık batıdan yükselir
​Düşmanlık batıdan yükselir

Aslında kendisi 11 Eylül saldırılarından sonra CNN Muhabirinin yönelttiği o meşhur soruya cevap verirken de, ringde yumruğunu savururken de henüz ismi konmayan ‘islamofobi’yle mücadele ediyordu. Peki biz Batı’nın karanlığı içerisinde ortaya çıkan İslamofobi ile nasıl mücadele etmeliyiz?

Bu sorunun cevabı geçtiğimiz hafta İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) tarafından düzenlenen ‘Dünyada İslamofobi ile Mücadele’ isimli çalıştayda tartışıldı. Farklı ülkelerden uzmanlar ve akademisyenler çözüm üretebilmek için bir araya geldi. Uzmanlar, son on yıl içerisinde bu kavramın keskin dönüşümlerden geçtiği ve siyasi bir zihniyet olarak Batı toplumuna yerleştiği konusunda hemfikir. Çözüm için tüm dünyanın mücadele etmesi gerektiğini söyleyen Avusturya Salzburg Üniversitesi’nden Farid Hafez, “İslamofobi dominant grupların güç oluşturmak için kullandığı bir güç yapısı. Bununla mücadele etmek için yapmamız gereken en basit şey ise bu yapılara meydan okumak. Bu mücadele yalnızca Müslümanların değil, adaletsizliklerin karşısında duran herkesin mücadelesi”



TOPLUM ARTIK TEPKİSİZ

İslamofobinin artık siyasi bir mesele haline geldiğini belirten İİT Genel Müdür Yardımcısı Ufuk Gökçen, son 10 yılda bu terimin keskin dönüşümler geçirdiğini belirtiyor. Gökçen, “Bu dönüşümler sonucunda islamofobi toplumun ana katmanlarına yayılıyor. Özellikle Batı'da çok tehlikeli bir gidişat var. Bu gidişatları teşvik eden ise siyasi liderlerin konuşmaları. Bu yüzden insan hakları düzeyinde yaklaşım tek başına yeterli değil. Üye ülkelerin birlikte tavır alması çok önemli. Bu tavır hep birlikte muhataplarla konuşmayı gerektirir. Teşkilat olarak belirli insiyatiflere teşvik vermek, diyalog geliştirmek ve insan hakları gibi konularla uğraşmak üzere atamalar yapılması gerek. Avrupa’dan bir lider islamofobiyi destekleyici şekilde konuştuğunda teşkilattan bir siyasi lider çıkıp bu açıklamaya karşıt tezler üretmeli. Özellikle Avrupa’da göçmen nüfusu olmayan Müslüman ülkeler fazla ilgi göstermiyor. İlgi gösteren kesim orada daha çok vatandaşı, soydaşı olan ülkeler. Tabi Türkiye bunun başında geliyor. Türkiye bu tepkiyi gösteriyor ama diğer ülkelerden bu tepkiyi alamıyoruz. Eskiden özellikle siyasilerin bu ayrıştırıcı söylemlerine tepki gösterilirdi. Artık toplum tepki göstermiyor” şeklinde konuşuyor.

Savaş insanları radikalleştiriyor

İslamofobinin arkasında pek çok tetikleyici olduğunu kaydeden BM Yerleşik Koordinatörü Adam Abdelmoula ise, “En önemlilerinden birisi Batı’daki Müslüman göçmen sayısının artması. Bizim üzerimize düşen bir çok çözüm üretmek ancak Avrupa’nın da kendisine çekidüzen vermesi ve Müslüman nüfusa eşit vatandaşlık hakları sağlaması gerekiyor. Bunu yapmadıkları sürece radikalleşmeler devam edecek. Şu dönemde Avrupa ülkelerinde Müslüman olmayan insanlar bile radikalleşmeye başladı. Almanya, İngiltere’de birçok insan hapishanelerde Müslüman oluyor. Hapishanelerde öğrendikleri İslam’ın aslıyla birleşmeyince radikalleşiyorlar. Bu problem dinden çok dini özümsememekle alakalı. Çözümün sorumluluğu ise yalnızca Müslüman ülkelerini değil, Batı’yı da kapsıyor. Çünkü bu bahsettiğimiz sıkıntılar Doğu ile Batı arasında savaşlar meydana getiriyor. Bu da insanların mülteci olmasına yol açıyor. Aynı zamanda radikalleşmelerin büyümesi için şartlar ortaya çıkıyor ve İslam adına kötü bir algı oluşturuyor” ifadelerini kullanıyor.


Çözüm tarihte saklı

“Bununla nasıl mücadele etmeliyiz?” sorusunu yönelttiğimiz bir diğer isimse BM Özel Sözcülerinden Doudou Diene. Diene’ye göre çözüm için önce anlamamız gereken şey İslamofobi’nin derin bir tarihe dayandığı. Diene bu fobinin dayandığı tarihi de şöyle açıklıyor: “Batı, tarihten bu yana kendilerinden uzak tutmaya çalıştıkları nüfusun aslında uzun zamandır kendi ülkelerinde olduğunu fark etti. Çünkü değişen zamanda çoklu kültür denen şey artık küçük kasabalara bile ulaştı. Bu çoklu kültür arasında Müslümanları görünceyse korktular. Ancak unuttukları bir şey daha var: Kendileri de bir zamanlar göçmendi. Şimdiki göçmenler ise tarih boyunca ülkelerinden uzak tutmak için savaştıkları insanlar. Uzak tutmak ve Doğu’nun sadece ekonomik gücünden, kaynaklarından faydalanmak istediler. Fakat bu gücün bir kültürü olduğunu unuttular. Bu gücü sürekli toplumdan dışladılar. Dışlamalar neticesinde gücün sahipleri Avrupa’ya karşı savaşmaya başladı. Bu savaş ekonomik, siyasi yönlerin yanında sanat ve müzik gibi alanlarda da kendisini gösterdi. Ve bu kültür zamanla Avrupa’nın kültürünün bir parçasına dönüştü. Buna karşı İslamofobi’yi ürettiler ve bu korkuyu sürekli beslediler, beslemeye de devam ediyorlar.”

  • SETA tarafından geçtiğimiz haftalardan yayınlanan 2016 Avrupa İslamofobi raporuna göre:
  • *İnternet, TV ve politikacıların söylemleri Müslümanlara ve mültecilere yönelik şiddet içerikli eylemlerin yüzde 50 üzerinde artmasına sebep oldu.
  • *Almanya’da İslam karşıtlığı iki katına çıkarken, Hollanda’da bir yılda tam 49 cami kundaklandı.
  • *Bazı Avrupa ülkelerinde camilere haftada en az iki kez saldırı düzenlendi.
  • *Avrupa’da Müslüman bir kadının sokakta saldırıya uğrama oranı Müslüman erkeklere göre yüzde 70 oranında daha yüksek.
Adalete inananlar birleşsin

“Her şeyden önce İslamofobi denen şeyin İslam ve Müslümanlarla hiçbir ilgisi olmadığını bilmemiz gerekiyor” diyen Avusturya Salzburg Üniversitesi’nden Farid Hafez, sözlerine şöyle devam ediyor: “Bunun tersini düşünürsek, bu bizi hiçbir zaman çözüme götürmez. İslamofobi dominant grupların güç oluşturmak için kullandığı bir güç yapısı. Bununla mücadele etmek için yapmamız gereken en basit şey ise bu yapılara meydan okumak. Eğer sebeplerinden bahsedersek bunlara alternatif sebepler üretmemiz gerekir. Buna Müslüman algısının karşısına farklı bir fotoğraf koymakla başlayabiliriz. Bu işin eğitim yönü. Politik çözümü ise varolan aşırı sağcı partilerin karşısında yer alacak alternetiflerden geçiyor. Ancak hepsi bu kadar değil. İslamofobi adaletsiz güç sistemleri tarafından destekleniyor. Sosyal ya da siyasi çözümler bu adaletsizlik karşısında yeterli gelmez. Bu yüzden adalete inanan ve bunun için çabalayan herkesin yardımını almamız gerekiyor. Bu mücadele yalnızca Müslümanların değil, adaletsizliklerin karşısında duran herkesin mücadelesi.”

#İslamofobi
#Avrupa
#CNN
#Muhammed Ali
7 yıl önce