Aydın Ünal, Hayrettin Karaman, Kemal Öztürk, Serdar Tuncer ve Sema Karabıyık'ın yazılarının en dikkati çeken bölümleri:
'Aziz arkadaşlarım...'
Bütçe görüşmeleri denildiğinde kuşkusuz merhum Necmettin Erbakan'ın o muhteşem konuşmaları da hatıra gelir. Meclis'in tutanaklarını taradık ve Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın, Milli Selamet Partisi Genel Başkanı olarak yaptığı konuşmalardan bazı ifadeleri buraya alıntıladık. Buyurunuz:
* “Paramıza şahsiyetli bir mahiyet verilmek lazım gelir” (1975).
* “Daha bir kaç gün önce bu bütçe müzakereleri yapılırken maalesef burada CHP Genel Sekreter Yardımcısı Deniz Baykal, yapmış olduğu konuşmasıyla hayırlı bir iş işlememiştir... Burada bir tashihatı vazife sayarım: Hazreti Hasan (r.a.) Kerbela'da şehit olmamıştır. Bu hakikati öğrenmelerinde fayda var” (1975).
* “Bundan sonraki Cumhurbaşkanı seçimi tek dereceli olarak, doğrudan doğruya millet tarafından yapılmalıdır. Başkanlık sistemine geçilmelidir. Hükümet, Başkan tarafından kurulacağı için, Başkanlık sisteminde, bugünkü hükümet buhranları temelinden ortadan kalkmış olacaktır” (1975).
TL'nin terkedilmesinin sebepleri
Yirmi yıldan fazla zaman geçti, o günlerde hükümet Diyanet'ten “halkın doları terk etmesi ve TL'ye geçilmesini” tavsiye eden bir hutbe okutmasını istemiş ve bu hutbe de okunmuştu. Ben de o günlerde bir yazı kaleme almıştım. Nereden nereye geldiğimizi ve o günkü talep ile bugünkü talebin farkını göstermek için bazı kısımlarını sunuyorum:
Bizim tarihimizde para ile hutbe arasında bir ilişki yok değildir; bir devlet kurulduğunda, o devlete mahsus para basılır ve başkanı (sultanı, halifesi, emîri) adına hutbe okunurdu. Bu Cuma günü de câmilerimizde para ile ilgili bir hutbe okundu, fakat ne gariptir ki, bu hutbenin konusu, halkı tarafından büyük ölçüde terk edilen devlet parasının kullanılması, hem halkı hem de idarecileri tarafından büyük ölçüde kullanılan bir yabancı paranın (doların) da terkedilmesi talebi ile ilgili idi. Bu devletin önemli sayıdaki halkı ve aydınları (beyinleri) da, tıpkı parasını terk ettikleri gibi ülkesini de terk etmişler, yabancı ülkelere giderek orada hayat sürmeye ve üretim yapmaya koyulmuşlardı. Diyanet İşleri Başkanlığı'na “dolar yerine Türk Lirası kullanılmasını isteyen, teşvik eden” bir hutbe okutmasını telkin edenlerin, önce TL'nin terkedilmesinin sebeplerini teşhis etmeleri, sonra da bu teşhise dayalı tedbirler almaları gerekirdi. Bir de daraldıkları zaman başvurdukları dine ve dindara karşı tavırlarını gözden geçirmeleri icap ederdi. Ne onu yaptılar, ne bunu; hutbe istediler okundu, ne sonuç vereceğini göreceğiz.
-Cerablus'ta hasımız
Yıllardır siyaseti, uluslararası ilişkileri, devletler ve milletler arası ittifakları düzenleyen bir çok kavram değişti, evirildi ya da içi boşaldı. Bu nedenle olsa gerek, dünyadaki gelişmeleri, yeni sosyolojiyi, değişimi ve kendi halimizi tanımlamada sorunlar yaşıyoruz.
Bazılarını anlatmaya çalışayım.
Uluslararası ittifaklar
Belki de şaşırmamız gereken konulardan biri, dünyadaki geleneksel ittifakların artık eskisi gibi olmadığı, şeklinin ve türünün değiştiği konusudur.
Kalbimiz istila altında
İçinde yaşadığımız bir dünya var, bir de içimizde yaşattığımız dünya… İlkinde yaşamak bizim elimizde değil, ikincisini yaşatmak bizim elimizde.
Bu iki dünyanın da kendince gerçekleri var. Bu gerçekleri fark edebilmek için bilgiye muhtacız. Bilgi, birinde yaşayabilmemizi sağlıyor; diğerini yaşatabilmemizi.
Bilgi ile fark ettiğimiz gerçekler bu iki dünyanın gündemlerini oluşturuyor. Birisinin gündemi kalbimizi ve aklımızı istila ettiği anda diğerini ihmal etmekle karşı karşıya kalıyoruz. İçimizdeki dünyanın orantısız istilasından meczup olmaya kapı aralanabilecekken içinde yaşadığımız dünyanın kalbimizi işgali, bizi daha az insan olmanın eşiğine terk ediyor.
Çetin kavga...