Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, TV Net'te yayınlanan “İkiz Aynası" programında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. İstanbul Adliyesi'ndeki terör saldırısından sonra medyanın tutumuna ilişkin soru üzerine Akdoğan, “Basın meselesi iki kanatlı bir kuştur. Bir kanadı basın özgürlüğüdür, bir kanadı basın ahlakıdır. Bir tanesi olmazsa o kuş uçamaz. Basın ahlakı vesaire konusunda, basının kendisinin üretmesi lazım. Bu konuda bir duyarsızlık var. Ben bunu sorumsuzluk olarak görüyorum" dedi.
Akdoğan, bu olaylara ilişkin dünyada medyanın birtakım kriterler geliştirdiğini dile getirerek, “Cenazeler nasıl yayınlanacak, olay nasıl verilecek, bu konuda belli duyarlılıklar vardır. O ahlaki çerçeveyi kendisi oluşturmuştur. Türkiye'de kendisi oluşturmayıp da siz bir şey yaptırmaya çalıştığınızda bu bir müdahale gibi algılanabiliyor. Bunu bizim yapmaya ihtiyaç duymamamız lazım, basının kendisinin yapması lazım" diye konuştu.
Uzun yıllar Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başdanışmanlığını yapan ve bundan büyük onur duyduğunu dile getiren Akdoğan, şunları söyledi: “Tayyip Erdoğan gibi bir lider
kolay gelmez, yetişmez. Bence Cumhuriyet tarihine damgasını vuran birkaç kişiden biridir. Böyle bir liderle çalışmak, tarihin yazılmasına şahit olmak başlı başına onur verici. Böyle baktığımızda çok şeyler de öğrendim."
“Onlarca yıl yaşanabilecek olayları, biz birkaç yılda yaşadık. Belki birçok hükümetin başına gelmeyecek şeyler AK Parti hükümetinin başına geldi" ifadesini kullanan Akdoğan, bunların hepsinin kitap olarak yazılması, film olarak çekilmesi gereken işler olduğunu söyledi. Kendisinin bunları yazıp yazmayacağının sorulması üzerine Akdoğan, “Ben 'Yazamadıklarım' diye bir kitap yazmak isterdim herhalde" dedi.
Akdoğan, “Sayın Cumhurbaşkanımız bazen kızıyor, 'sen süreçlerle ilgili çok kitap yazmadın' diye, haklı da. Ben epey o süreçlerde vakanüvis gibi not tutan da kişiydim. Bunların bir kısmını biz kitap olarak yayınladık. Bütün bu 13 yılda yaşanan her şey kitaplaştırılamadı. Şu anda arkadaşlarımız bunlarla ilgili çalışıyor. Bunların hepsi tek başına ele alınması gereken şeyler. Bir şekilde bunların kayda geçirilmesi lazım" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile uzun süre çalıştıklarını ve bundan büyük onur duyduğunu dile getiren Akdoğan, şunları söyledi: “Tayyip Erdoğan Cumhuriyet tarihinin en önemli liderlerinden bir tanesidir. Bu kadar büyük bir başarı varsa bu tesadüf değildir. Muhtar bile olamaz denilen bir kişi Cumhurbaşkanlığı makamına geldiyse, bu süreçleri yönettiyse, büyük bir siyasi hareket çıkarttıysa, dünya lideri gibi bir pozisyona geldiyse, o siyasi hareket kendisinden sonra bu geçiş sürecini başarıyla tamamladıysa bu Tayyip Erdoğan'ın liderlik başarısıdır. Böyle bakınca 'bir liderde olması gereken özellikler nelerdir' diye kitap yazsanız, Erdoğan'ın birçok özelliğini orada görürsünüz."
Çözüm sürecinde muhalefetin tavrını da değerlendiren Akdoğan, bunun bir al-ver süreci olmadığının altını çizdi. “Biz kime, niye taviz vereceğiz, bir de ne verilmiş" diye soran Akdoğan, “Bunlar boş konuşuyorlar. Bunların bu konuda ne söyledikleri belli değil. Bir politikaları yok" dedi. Kendilerinin başından bu yana hep çağrı yaptıklarını, muhalefetin hep kapıları kapattığını söyleyen Akdoğan, “Bu süreç önemli bir süreçtir. Ben muhalefet olsam bu süreci önemserim,
onun parçası olmaya çalışırım" diye konuştu.
