Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından aralarında Deniz Kuvvetleri Komutanlığının (DKK) eski Genel Sekreteri Deniz Kurmay Serkan Saral Saral'ın da bulunduğu 21'i asker 24 sanık hakkında "FETÖ üyesi olmak" suçuyla 15 yıla kadar hapis istemiyle açılan davada ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, 7 kişinin adli kontrol şartıyla tahliyesini kararlaştırdı.
Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar ve avukatları katıldı.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinden birleştirme talebiyle gönderilen dosyanın, bu dava dosyasıyla birleştirilmesine onay veren mahkeme heyeti, birleştirme talebiyle gelen dosyadaki sanıkları dinledi.
Sanıklardan İsmail Çelik, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla verdiği savunmasında, daha önce 19. Ağır Ceza Mahkemesindeki savunmasına ekleyeceği bir husus olmadığını belirtti. Çelik, tahliyesi ve beraatini istedi.
SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katılan sanıklar Hacı Ali Ateş ve İhsan Üstün de örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'u kullandıkları yönündeki iddiayı reddetti. Sanıklar, tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, daha sonra Memduh Taşçı'yı tanık sıfatıyla dinledi. DKK'da görev yaptığını, sanıklardan Serbülent Yılmaz ile yaklaşık 5 yıl birlikte çalıştıklarını anlatan Taşçı, şunları kaydetti:
"Yaklaşık 2,5-3 yıl önce Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinden bazılarının FETÖ ile irtibatına yönelik ihbar mektupları geliyordu. Serbülent Yılmaz, bu mektupları derleyip komutanlara arz etmekle görevliydi. Yılmaz, ihbarlarla ilgili yapılan incelemelerin sonuçlarını da Genelkurmay Başkanlığına gönderiyordu. Aynı tarihte paralel yapı mensuplarının kendi aralarında haberleşmek için ByLock kullandıklarına ilişkin bazı haberler vardı. Serbülent Yılmaz o tarihlerde bu programı FETÖ'cüleri tespit için indirdiğini söyledi. Bu durum komuta katına da bildirildi. Ancak herhangi bir tespit yapılamayınca programı kaldırdı."
Heyet, tanık beyanından sonra sanıkların taleplerini dinledi. Sanıklardan eski Kurmay Albay Serkan Saral, FETÖ ile irtibatının bulunmadığını, iftiraya uğradığını ve suçsuz olduğu söyledi.
FETÖ'nün darbe girişimini tatilini yaptığı Antalya'da televizyonlardan öğrendiğini ve Kurmay Başkanına haber vererek Ankara'ya geldiğini belirten Saral, "FETÖ üyesi olsam 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gün neden Antalya'da tatilde olayım? Menfur darbe girişimini ve FETÖ'yü hep lanetledim. Devletimizin ve milletimizin ne kadar büyük bir tehlike atlattığının farkındayım." dedi.
Telefonunda ByLock tespit edilmediğini, iddianamede örgütle irtibatını gösteren herhangi bir delil de bulunmadığını savunan Saral, tahliyesini istedi.
Sanıklardan Serbülent Yılmaz da 2015'te Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki paralel yapı mensuplarının tespitiyle görevli olduğunu, terör örgütü üyelerinin haberleşmek için ByLock kullandığını öğrenince FETÖ'cüleri tespit amacıyla bu programı telefonuna yüklediğini söyledi.
Mahkeme başkanının, programı neden şahsi telefonuna yüklediğini sorması üzerine Yılmaz, o dönem bunda bir yanlış görmediğini ifade etti.
Yılmaz, program üzerinden arama yaptığının hatırlatılması üzerine, "Arama yapmadım. Arama yapıldığı iddia edilen tarihte mesaideydim, mesaiye telefon sokmuyoruz. 13 saniyelik bana gelen bir aramadan dolayı 13 aydır içerideyim. Programı aramada kullanmadım, beni arayan da olmadı." diye konuştu.
Diğer sanıklar da suçsuz olduklarını belirterek, tahliye talebinde bulundu.
Savcılık mütaalasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklardan Ahmet Şahin, Serkan Saral, Serbülent Yılmaz, Fatih Emre Ülger, Kenan Tural, Bülent Turan ve Mustafa Fatih Altın'ın adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmak üzere tahliyesine hükmetti.
Diğer sanıkların tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, davayı 19 Aralık'a erteledi.
