|

'Eylemlere CHP doğrudan destek veriyor'

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Hasan Öztürk köşesinde CHP'nin destek verdiği 'Zulüm 1453’te başladı' gösterilerine işaret etti. İsmail Kılıçarslan, Kemal Öztürk, Ömer Lekesiz ve Abdullah Muradoğlu da gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
08:56 - 25/04/2017 Salı
Güncelleme: 09:29 - 25/04/2017 Salı
Yeni Şafak
İsmail Kılıçarslan, Kemal Öztürk, Abdullah Muradoğlu, Hasan Öztürk, Ömer Lekesiz
İsmail Kılıçarslan, Kemal Öztürk, Abdullah Muradoğlu, Hasan Öztürk, Ömer Lekesiz

Hasan Öztürk, İsmail Kılıçarslan, Kemal Öztürk, Ömer Lekesiz ve Abdullah Muradoğlu'nun yazılarının en dikkati çeken bölümleri:

'Darbe başarılı olacak' hevesiyle...


Yeri geldi mi senden benden daha dindar oluyorlar. “Dedem hacıydı, babaannemin başı kapalıydı. Ben de cumaya giderim” diye söze başlıyorlar. Ardından amalı, fakatlı cümlelerle “Bu çağda bunlar olur mu” ile devam edip dindarlığı sorguluyorlar; yetinmeyip demokratik yollardan elde edilen başarıları gayri demokratik tepkilerle yok etmek istiyorlar.Dahası, mensup oldukları “kamp”ı memleketin ana omurgası kabul edip kendileri dışındakini marjinal olarak niteliyorlar.Çağdaşlığın parantezini 10. Yıl Marşı ile açıp, İzmir Marşı ile kapatıyorlar… Şehirlerin merkezlerindeki saltanatlarını kimselerle paylaşmayı istemiyorlar.Kontrollerindeki marjinal grupların sokak nümayişleriyle merkezi iktidarı hizaya çekmeye yelteniyorlar. Sosyal iktidarı hiç kimseyle paylaşmak istemiyorlar!


28 Şubat'ın en civcivli günlerinde


Geçenlerde izlediğim, adını hatırlamadığım bir filmden bir sahneyle başlayayım hatırlamaya. 1940'lı yıllar. Gavurun 'çok konservatif' diye tanımladığı bir Amerikan kasabasına çekik gözlü bir ressam yerleşiyor. Tam da o günlerde meşhur Pearl Harbor baskınının haberi yıldırım gibi düşüyor kasabaya. Çekik gözlü ressama evini kiralayan tontiş teyze hemen duruma uyanıp koşturuyor kiracısının yanına ve şöyle diyor: 'Çekik gözlerin kasabada büyük sorun olur. Japonlar Pearl Harbor'u vurmuş. Ben senin Çinli olduğunu biliyorum, ama kasabalı için ikisi de aynı şeydir.' Adamcağızın cevabı çok net oluyor: 'Ben Amerikalıyım yahu.'Bilmem niye hatırladım bu sahneyi? Belki de çekik gözlü olduğumdandır. Belki de sürekli beni cevaplamaya mecbur bıraktıkları sorular sorduklarındandır. Belki de benim her seferinde 'ben Türkiyeliyim yahu' diye cevap vermek zorunda kalışımdandır.


-Devlet yeniden yapılandırmak


Tartışmamız gereken çok önemli konular var. Birileri, bizi başka bir yerde tartışmaya çekiyor sanırım. Şizofren gibi, halüsinasyon görüp, absürt şeylerle gündemi zehirliyorlar.İşimize bakalım, muhatap almayalım.Referandum sonucunda herkesin ciddi muhasebeler yapması gereken durumlar var. Sanırım tüm toplum mühendislerini bir araya toplasalar, böyle bir sonuç çıkaramazlardı. Kazanan, “zafer” kazanmış gibi kutlamadı, kaybeden yer ile yeksan olmadı.Milletin ortak aklının verdiği karar, hepimize düşünmemiz gerektiğini söylüyor. Sanırım siyaset de, ekonomi de, iş dünyası da, bürokrasisi de şimdi muhasebe yapıyor. Milletin verdiği kararı analiz ediyor, etmeli.Türkiye'nin en önemli gündemi nedir? Bir yandan da buna odaklanalım.


Kutlu kandil gecelerine güya...


Ekrem Demirli, Seyyid Şerif Cürcanî'nin, ıstılahı “bir topluluğun herhangi bir şeyi bir isimle isimlendirmede görüş birliğine varmaları” şeklinde tanımladığını söylüyor. (Kâşânî, Tasavvuf Sözlüğü, İz Yayınları, İst., 2004)Bu tanımdan bakınca son günlerdeki kimi hafta, gece, gün ve saatlere ilişkin tartışmaların, asıl, nitelendirildikleri kut-lu(ğ) teriminden kaynaklandığını söyleyebiliriz.Kut(luğ), Türkçe bir kelime. Uğur, devlet, baht, talih, saadet, ululuk demek.Söz konusu ıstılahla ilgili görüş birliğinin bozulmasından doğan algı ve anlayış sorunlarına değinmeden önce, tartışmanın mevcut yönü hakkında şu soruyu sormalıyım:Eğer, konu FETÖ tarafından istismara uğratılmamış olsaydı, bugün itibariyle Kutlu Doğum Haftası'na, kutlu kandil gecelerine güya İslami hassasiyetleriyle, dini koruma gayretleriyle karşı çıktıklarını söyleyenler yine de karşı çıkıyor olacaklar mıydı?Bunun cevabının olumlu olacağını hiç sanmıyorum. Çıksalar bile bu ancak, örneğin Tanrı, takdis vb. terimlerine karşı duyulan mesnetsiz, kulaktan dolma bilgiler eşliğindeki Molla Kasım tepkilerinden çok da farklı olmazdı.


'Trump vakası'


Bir zamanlar gerek ABD, gerekse Avrupa'daki seçimler sıradan insanlar için pek ilgi konusu olmazdı. Bu durum, “Soğuk Savaş” döneminin kapanmasının ardından değişti. “Soğuk Savaş” döneminde dünya sistemi belli bir dengede ve belli ideolojik kalıplar içerisinde yürütülüyordu. 1990'lardan itibaren Batı dünyası için “tehdit” unsuru olan “düşman” tanımı değişti. “Sovyetler Birliği' olarak vücut bulan bu “ortak düşman” Batı dünyasını “ortak politikalar” izleme konusunda birleştiriyordu. Bu durum ülkelerin siyasi hayatlarını ipotek altına alıyordu. Batı Avrupa'da Sovyetler Birliği'yle iyi ilişkilerden yana olan sol partilerin seçimleri kazanmaması için türlü entrika, komplo ve kumpaslara ise sıkça başvuruluyordu.Bugünkü durumdaysa “Avrupa Birliği” üyesi ülkelerde radikal solda ve aşırı sağda birçok parti “AB” ve ABD'nin ekonomik yaptırımlarına maruz kalan “Putin Rusyası” ile iyi ilişkiler kurulmasını savunabiliyor. “Soğuk Savaş” döneminde Batı'nın öncüsü olan ABD'de “Putin Rusyası” ile yakın işbirliği taraftarı olan, hatta AB'ye karşı hiç de olumlu hisler beslemeyen Donald Trump başkan seçildi. Barack Obama İran ile nükleer anlaşmayı gerçekleştirerek önemli bir adım atmıştı. Anlaşma'nın İran tarafındaysa 'reformcu' Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani vardı. İran'a yaptırımların kalkması beklenirken Trump'ın seçilmesiyle birlikte bu durum değişti. Trump, İran ile ilişkileri yeniden sertleştirmeyi savunuyor. Mayıs'ta İran'da cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Trump'ın seçilmesi İran seçimlerini de doğrudan etkiliyor. İran'da sertlik yanlısı, muhafazakâr bir adayın seçilmesi kuvvetle muhtemel. Bu adayın Dinî Lider Ayetullah Ali Hameney'in varisi olarak adı geçen İbrahim Reisi olacağı söyleniyor.


#​Hasan Öztürk
#İsmail Kılıçarslan
#Kemal Öztürk
#Ömer Lekesiz
#Abdullah Muradoğlu
7 yıl önce