|

'Fikri etkiye açık gençler'

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Mehmet Acet köşesinde Akif Emre'yi anlattı. Kemal Öztürk, Özlem Albayrak, Taha Kılınç ve İbrahim Tenekeci de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
08:56 - 24/05/2017 Çarşamba
Güncelleme: 09:07 - 24/05/2017 Çarşamba
Yeni Şafak
Taha Kılınç, İbrahim Tenekeci,​Özlem Albayrak, Mehmet Acet, Kemal Öztürk.
Taha Kılınç, İbrahim Tenekeci,​Özlem Albayrak, Mehmet Acet, Kemal Öztürk.

Mehmet Acet, Kemal Öztürk, Özlem Albayrak, Taha Kılınç ve İbrahim Tenekeci'nin yazılarının en dikkati çeken bölümleri:

Bir bardak çay, birkaç lokma eksiğiyle bir poğaça

Sene 1996…İstanbul Reşitpaşa'da, Kanal 7'nin dış haberler servisinde, Reuters'tan gelen haberlerin çevirisini yaparak 20 yaşında mesleğe adım atmışız.Bir sabah, villadan bozma ofisin, bizim çalıştığımız teras katına, yeni atanmış Dış Haberler Koordinatörü sıfatıyla bir adam çıktı geldi.Ben Akif Emre dedi, tanıştık.Birkaç hafta içinde, tanıştığımız adamın, çok gezmiş, çok okumuş, çok tefekkür etmiş, fikri kariyerini ise ağırlıklı olarak İslam coğrafyası üzerine yapmış biri olduğunu fark ettik.Dış haberler servisinde çalışan 'fikri etkiye açık' gençler olarak ilgimizi çekecek nitelikleri vardı.

Tam o günlerde tanıdım Akif Ağabeyimi

O günler…Yani, ideallerimizin peşinden deli gibi koştuğumuz, karnımızın aç, üstümüzün hırpani, rutubetli öğrenci evlerinde büyük hayaller kurduğumuz o günler…O günler…Yani, bir davanın yanıp tutuşan gençleri, dünyayı değiştirecek, zalime pençeyi vuracak, mazlumu koruyacak aslan kesildiğimiz o günler…O günler…Yani, dünyaya ait her şeyi elimizin tersiyle ittiğimiz, doğruluk ve dürüstlüğün baş köşemizde asılı olduğu, hakikati haykırdığımız o günler…O günler…Yani, aşkı bilmediğimiz, derdi sevdiğimiz, zenginliği bilmediğimiz garibana tutulduğumuz, yalanı bilmediğimiz, doğruluk için ölmeye hazır olduğumuz o günler…O günler…

Galiba kötü olan biziz

FETÖ'nün çatı davası başladı, ilk duruşma önceki gün görüldü. Duruşmaya ilk olarak “Yurtta Sulh Konseyi” üyesi 38 sanık alındı. Bu sanıklardan, Hava Kuvvetleri eski Komutanı Akın Öztürk mahkemede hiçbir şeyden haberi olmadığını iddia etmiş: “Yüce milletim, beni yetiştiren komutanlarım ve silah arkadaşlarım iyi bilsin ki bu hain darbe girişimine hiçbir katkım, hatta haberim bile yoktur. Ben bu rütbe ve yaşa gelmiş bir asker olarak silah arkadaşlarıma, vatandaşlarıma silah doğrultacak biri değilim. Bu hain darbe girişimiyle hiçbir ilgim ve alakam yoktur. Aynı şekilde acılarını paylaşıyorum. 46 yıllık hayatım boyunca çok sık olarak ölümle burun buruna geldim. Keşke ölseydim de bu şekilde yargılanmasaydım. İçim çok acımaktadır. 15 Temmuz gecesi kalkışılan darbe girişimi ile ülkemiz ve milletimiz bir travma yaşamıştır”.Oysa Akıncı Hava Üssü İddianamesi'nde, Akın Öztürk darbe girişiminin askeri kanadının bir numaralı sanığı olarak görünüyor. Öztürk'ün, Yurtta Sulh Konseyi tarafından Genelkurmay 2. Başkanlığı'na atandığı, diğer darbe yöneticileriyle eylem ve işbirliği içinde hareket ettiği, darbe faaliyetinin başarılı olabilmesi için, gerekli koordinasyonu sağladığı ve emirleri verdiği de sıralanıyor. İddianamede, aralarında Akın Öztürk'ün de bulunduğu asker ve sivil FETÖcü isimlerin darbe gecesi 143. Filo'da toplandıkları, bu kişilerin, kimin nereye ne şekilde gideceğine, hangi eylemlerin yapılacağına, hangi noktaların uçak ve helikopterle vurulacağına dair aldıkları kararları ilettikleri isim isim aktarılıyor.

Arap halkları böyle sesleniyor

Barack Obama yönetiminin kararsızlıklarından ve zikzaklarından epey canı yanan Arap halkları, ABD'nin yeni başkanı Donald Trump'a epeydir “Ebû İvanka” künyesiyle sesleniyor. Özellikle Suriye'ye Trump'ın emriyle düzenlenen askeri operasyonla yaygınlık kazanan ve sosyal medyada büyük karşılık bulan bu isimlendirme, Araplardaki “babaları, çocuklarının ismiyle anma” geleneğine uygun. Ebû İvanka, “İvanka'nın babası” anlamına geliyor ve Trump'ın kendisi gibi tüccar kızı İvanka'ya işaret ediyor.Suudi Arabistanlı işadamı Ahmed İbrahim, Amerikan Los Angeles Times gazetesine yaptığı açıklamada, bu tercihin ilginç bir yönünü vurguluyor: “Birini çok sevdiğimizde, onun isminin önüne genelde 'ebû' takısını getiririz. Trump'a normalde oğluna nispetle 'Ebû Eric' dememiz gerekirdi ama 'Ebû İvanka' dedik, çünkü İvanka gerçekten muhteşem. Sayısız Suudi kadın, onunla buluşmaya can atıyor. İvanka zekayı ve tarzı temsil ediyor.”Ebû İvanka Donald Trump'ın Suudi Arabistan ziyareti de, tam bu imaja uygun görüntülere sahne oldu. Gözler Trump'tan çok karısı Melania ve kızı İvanka'nın üzerindeydi. İmzalanan silah anlaşmaları da, “aşırılıkla mücadele” temalı konuşmalar da hep bu magazin figürlerinin gölgesinde kaldı. Medyanın cehaleti ziyaretin spot ışıklarıyla çarpışınca, ortaya “Melania, başörtüsü takmayı reddetti” türünden abuk yorumlar da çıkabildi. Oysa Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'ı ziyaret eden ya da orada yaşayan yabancı bayanlara başörtüsü mecburiyeti bulunmuyordu.

Akif Emre, evvela güven veriyordu

Yeni yazımı bitirmiştim ki kıymetli büyüğümüz Akif Emre'nin vefat haberi geldi. Sessizlik ve mukadderat.Kendisiyle yirmi yıl evvel tanışmıştım. İlk kez geçtiğim bir yol gibiydi. Son temasımız on gün önce oldu. 'Daha sık görüşelim' temennisiyle ayrıldık.Akif ağabeyle herhangi bir mesaimiz yahut yolculuğumuz olmadı. O yazıyordu, biz okuyorduk. Geziyordu, takip ediyorduk.Pazartesiyi salıya bağlayan gece, Mevâkıf'ı okuyup bitirmiştim. Abdülcebbâr an-Nifferî'nin sonsuz eseri. Arapça'dan tercüme eden Nurullah Koltaş. (Büyüyen Ay Yayınları.)Kitabın ilk sayfasından: “Az sayıda kişi, asıl vatanımızdan hayli uzaktaki bu gurbet hayatını anlamlı kılmaya yönelik birtakım arayışlar içine girmiştir ve hâlihazırda girmektedir.”

#​Mehmet Acet
#Kemal Öztürk
#Özlem Albayrak
#Taha Kılınç
#İbrahim Tenekeci
7 yıl önce