FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminden sonra tutuklanan askeri öğrencilerin suçsuz olduğuna ilişkin oluşturulan algı çöktü. 15 Temmuz gecesi kendisine ait olmayan silahla nizamiyede nöbet tutan Kara Harp Okulu öğrencisi H.G., örgütün yardımıyla Harbiye’ye girdiğini söyledi. H.G., “Örgüte yakın olmayanlar askeri okula giremezdi” dedi.
FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminden sonra tutuklanan askeri öğrencilerin suçsuz olduğuna ilişkin oluşturulan algı çöktü. Darbe girişimi sırasında Kara Harp Okulu’ndaki eylemlere ilişkin 68 öğrenci hakkında hazırlanan iddianamede yer alan bir itiraf, askeri okulların neredeyse tamamının FETÖ’cülerden oluştuğunu ortaya koydu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 15 Temmuz sırasında Kara Harp Okulu’nda 4. sınıfta olan 68 öğrenci hakkında hazırladığı iddianamede, şüphelilerin “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, TBMM ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma” suçlarından cezalandırılmaları istendi.
Darbe girişimi için düğmeye basılmasının ardından Harbiyelilerin acil olarak içtimaya alındığına dikkat çekilen iddianamede, şüphelilere malzemelikten kendilerine ait olmayan silahların dağıtıldığı belirtildi. Silahlı bir şekilde nizamiyelere mevzilenen cuntacıların komutasındaki şüphelilerin, kışla giriş ve çıkışlarında darbe karşıtı halk eylemlerine ve güvenlik güçlerine engel olmak için görev aldıkları vurgulandı.
Şüpheliler arasında yer alan H.G., etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini belirterek itirafçı oldu. Kara Harp Okulu 4. sınıf öğrencisi olan ve darbe girişimi gecesi kendisine ait olmayan ve hiçbir kaydı tutulmayan HK33 piyade tüfeğiyle 2 numaralı nizamiyeye gittiğini aktaran H.G., FETÖ’ye ait evlerde kaldığını ve “Halit” kod ismini kullandığını anlattı.
Askeriyeye girmek için FETÖ’yü aracı olarak kullandığını ileri süren H.G., “Örgüte yakın olmayanlar askeri okula giremezdi. Örgütün yardımıyla Kara Harp Okulu’na girdim” dedi. Kendisiyle ilgilenen mahrem abileri de tek tek deşifre eden H.G., “Darbe girişimi öncesi dönem örgüt açısından sıkıntılı olduğu için görüşmelerimiz bu dönemde daha seyrek olurdu. Bizden sürekli tedbir yapmamız istenirdi” diye konuştu.
Başka bir FETÖ soruşturmasında şüpheli olan Hüsnü G.’nin itirafları da iddianameye girdi. Hüsnü G., Kara Harp Okulu’nun mahrem abilerinden birisi olduğunu, 14 öğrencinin de sorumlusu olduğunu belirtti. FETÖ ile herhangi bir irtibatının olmadığını iddia eden ancak iddianameye giren itirafçı beyanlarıyla yalanı açığa çıkan şüpheli İlkay Şen’in HTS kayıtları dikkat çekti. Askeri öğrenci olduğu dönemdeki telefon kayıtları incelenen Şen’in farklı farklı sabit hatlarla 358 görüşmesi belirlendi. 15 Temmuz öncesi ve sonrası yürütülen FETÖ soruşturmalarıyla mahrem yapılanmada yer alan abilerin/imamların, örgüt üyeleriyle sabit telefonlar (ankesörlü) üzerinden iletişime geçtiği ortaya çıkarılmıştı.
İddianamede, 15 Temmuz günü, “bütünleme sınavı” adı altında okulda bulunan şüphelilerin darbe faaliyeti kapsamında hazır edildiği belirtildi. Şüpheliler de ifadelerinde 15 Temmuz sabahı bütünleme sınavı olduğu için okulda bulunduklarını ancak sınavlarının 1 gün sonrasına ertelendiğinin kendilerine söylendiği ve bu konuda başka bir açıklamanın yapılmadığını ileri sürdü. Ancak savcılık tarafından söz konusu sınavlara ilişkin bilgi talep edilmesi üzerine Kara Harp Okulu’nun, böyle bir durumun olmadığını belirterek şüphelilerin ifadelerini çürütecek nitelikte yanıt verdiği kaydedildi.
Kara Harp Okulu Komutanı’nı derdest eden firari İlhami Polat’ın mevcut hükümetin terör örgütleriyle anlaştığı, ordunun yönetime el koyduğu ve sıkıyönetim ilan edildiği, emirlere uymayanların en ağır şekilde cezalandırılacağı yönünde konuşma yaptığı ifade edildi. Bu konuşmayı dinleyen şüphelilerden Abdurrahim Ala ise şüpheli Nuri Şimşekoğlu isimli arkadaşının ön tarafa çıkarak “Biz şimdi polislere ve halka mı ateş edeceğiz?” diye sorduğunu, İlhami Polat’ın da “Size söylenenleri yapın, her şey güzel olacak” dediğini anlattı.
