Yusuf Kaplan, Özlem Albayrak, Hasan Öztürk, Ömer Lekesiz ve Faruk Beşer'in yazılarının en dikkati çeken bölümleri:
Felaketten vesayete...
Türkiye'de iki vesayet düzeni hâkim iki asırdır.Birincisi, bürokratik vesayet düzeni.İkincisi de, kültürel vesayet düzeni.Türkiye fiilen Batılılar tarafından sömürgeleştirilemedi ama zihnen Batıcılar tarafından sömürgeleştirildi.Bürokratik vesayet düzeni, devleti, milletin elinden aldı.Kültürel vesayet düzeni de, milleti zihnen teslim aldı.Çifte kuşatma bu: Tavandan bürokratik vesayet sistemiyle, tabandan kültürel / zihnî vesayet düzeniyle Türkiye kuşatıldı.Artık şu kesin: Bu çifte kuşatma yarılmadıkça, Türkiye düzlüğe çıkamaz, kendi geleceğini kendi elleriyle kuramaz!
-AYM'nin denetimine açık hale getiriliyor
Yüzde 50 + 1 meşruiyet için
Size bugün gündeme ilişkin cümleler kurmak istemiyorum. Sizleri bugün Anadolu'ya götürmek… Orada hızlı bir seyrüsefer yaptırmak niyetindeyim. Niyetim halis… Bilinsin isterim.
*Günlerdir Anadolu'dayım… Ağırlıklı olarak Karadeniz, Orta Anadolu ve Doğu'nun ortaya yakın şehirlerinde.Ordu'daydım mesela… Iğdır'daydım, Elazığ'da, Malatya'da, Kayseri'de mesela…Antalya'ya da yolum düştü, Adıyaman'a da, Şanlıurfa'ya da… Bilecik, Kütahya'ya da… Sakarya, Bolu'ya da… Tokat'tan da geçti yolum, Yozgat'tan da.Ne yalan söyleyeyim Anadolu'ya çıktığımda dinginleşiyorum… Ruhum diriliyor. Hele bir de kara yoluyla seyahat etmişsem. Hele bir de FM bandında bir türkü frekansı yakalanmışsa…
Yahudiler Arap komşularına ikram ederdi
Yahudi takviminin ilk ayı olan Nisan'ın 15'inden 21'ine kadar kutlanan bayramın adıdır: Fısıh.Tevrat'a göre ilk Fısıh (Pesah, Hamursuz) Bayramı, Hz. Musa'nın gündüz verdiği kurban emrinin, onu izleyen gecede gerçekleşen Mısır'dan çıkış emrine birleşmesiyle başlamıştır. Diğer bir ifadeyle Fısıh Bayramı, İsrailoğulları'nın Mısır'daki kölelikten kurtulmalarının simgesidir.Aynı zamanda Fısıh, kutlanış tarzı, ilgili ritüelleri bakımından Yahudilerin seçkinliğini, kendilerinin dışındakilere karşı kesin bir ayrımı ve ötekileştirmeyi vurgular ki, bu hususlar Tevrat'ta şöyle kayıt altına alınmıştır:“Rab Musa ile Harun'a şöyle dedi: 'Fısıh Bayramı'nın kuralları şunlardır: Hiçbir yabancı Fısıh etini yemeyecek. Ama satın aldığınız köleler sünnet edildikten sonra ondan yiyebilir. Konuklar ve ücretli işçiler ondan yemeyecek. Fısıh eti evde yenmeli, evin dışında çıkmamalı. Kemikleri kırmayacaksınız. Bütün İsrail topluluğu Fısıh Bayramı'nı kutlayacak. Yanınızda yabancı bir konuk Rab'in Fısıh Bayramı'nı kutlamak isterse, önce evindeki bütün erkekler sünnet edilmeli; sonra yerel halktan biri gibi İsrail halkına katılıp bayramı kutlayabilir. Ama sünnetsiz biri Fısıh etini yemeyecektir. Ülkede doğan için de, aranızda yaşayan yabancı için de aynı kurallar geçerlidir.”
Ebucehil'de de belki aynı hastalık vardı
Beni çok üzen bir mektubu, belki katkınız olur diye sizinle paylaşmak istiyorum.“Hocam; ben … Teknik Üniversitesinde idari personel olarak çalışıyorum. Üniversitede okuyan bir oğlum var. Öğrenciliğinin bir döneminde çeşitli vakıf evlerinde kaldı, bu arada … Hocanın derslerine katıldı. Okumayı seven hem İslami hem ilmi bilgisi yüksek bir genç. İki ay öncesine kadar her şeyin normal olduğunu sanırken, bize artık ateist olduğunu söyledi. Anne ve Baba olarak yıkıldık ancak elimizden bir şey gelmiyor. Bu hususta bize yardımcı olmanızı istirham ediyorum. Anladım ki iman olmayınca sağlığın da bir değeri yokmuş”.Ona aceleden şunları yazdım:Zor bir durum. Allah hepimize yardım etsin. Ama hidayeti verenin sadece Allah olduğunu bilmeliyiz. Hz. Peygamber de amcasını bir türlü ikna edemeyince, belki sizin üzüntünüzün yüz katı üzülmüş, Allah da onu şöyle teselli etmişti: “Sen dilediğine hidayet veremezsin, hidayeti dilediğine ancak Allah verir”.