Körfez turunu tamamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Nisan Referandumu'nun ilk mitingini ayağının tozuyla Kahramanmaraş'ta yaptı. Cuma namazını Abdülhamid Han Camii'nde kılan Erdoğan, daha sonra Müftülük Meydanı'nı dolduran onbinlere seslendi. Cumhurbaşkanlığı sistemine karşı 'hayır' cephesini eleştiren Erdoğan, “Bunların itirazı sisteme değil, millete. Bunlar Tayyip Erdoğan'a karşı değil, millete karşı. Ya ben kimim? Ben bir faniyim. Benim 16 Nisan'a çıkacağıma elimde bir belge var mı? Yok. Biz faniyiz ama sistem bu noktada kalıcı. Dolayısıyla biz fani olanı değil, baki olanı konuşuyoruz. Bu sistemi şahsım için isteyecek, bunca mücadeleyi nefsim için verecek kadar halim yok, karaktersiz değilim” dedi. Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı sistemi, şahsımın projesidir. Belediye başkanlığımdan bu yana savunduğum, ısrar ettiğim bir reformdur. Diğer hizmetler gibi ülkemize ve milletimize faydalı olacağına, yarar getireceğine inandığım için bu sistemin mücadelesini verdim, veriyorum” ifadelerini kullandı. Yeni sistemle birlikte millet kimi isterse onun cumhurbaşkanı olacağını vurgulayan Erdoğan, “İstediğiniz neyi yapamıyorsunuz da sistemi değiştiriyorsunuz?” eleştirisi aldıklarını hatırlatarak şunları söyledi:
“Bizden önce gelenler neyi yapamıyorlardı? Niye yapmadılar? Mesele insan meselesi ama bunun yanında bir de sistem güçlü olursa insanla sistemi birleştirdiğiniz zaman pik yaparsınız ama biz çok engellendik. Aynı partiden cumhurbaşkanı, başbakan olunca hızlandık. Atama yapacaksın 'olmaz' dediler, niye? 'Ben öyle istiyorum.' 'Sayın cumhurbaşkanım ben bununla çalışacağım, niye böyle yapıyorsunuz.' 'Hayır, olmaz.' 'Sayın cumhurbaşkanım niye olmaz. Bakın benim bu size teklif ettiğim isim uluslararası kariyeri olan bir kişi.' Tutturdu 'olmaz.' Yapmadı. Niye? Bir tanesinin hanımı başörtülüydü, ondan. Çok enteresan. Bir diğerini teklif ettim, hanımının başı açıktı ve ABD vatandaşıydı, ona da 'hayır' dedi. Anlamakta zorlanıyorsunuz. Neden? Sonra baktım ki çok daha farklı şeyler geldi, bunlarla mücadele ede ede geldik, bunlara rağmen buralara geldik. Bu işler şahıslara bağlı olmasın, ülkenin geleceği kişilerin tercihlerine, gayretlerine endekslenmesin diye işi bu sisteme bağlamaya çalışıyoruz.”
“Bundan sonra milletimiz Türkiye'nin yönetimini sadece ülkesi için kendisinin ve evlatlarının geleceği için projesi, programı, hazırlığı olana, hizmet için aşkı, sevdası, niyeti olana teslim edecektir. Meclis'teki zayıf dengelere, vesayet güçlerine dayanarak ülkenin ve milletin başına musallat olanlar bu sistemde kendilerine yer bulamayacaklar. Yürütme ile yasama arasındaki sınırları iyice netleştirerek herkesin kendi işine odaklanmasına imkan sağlıyoruz. Yani cumhurbaşkanı ülkeyi yönetecek, Meclis kanunları çıkartacak, yargı hukukun işlemesini sağlayacak. Bu sistemde hiçbir güç diğerinin üzerinde tasallut oluşturamayacağı için eski Türkiye'de sık sık şahit olduğumuz kavgaları, çekişmeleri, yetki aşımlarını inşallah artık yaşamayacağız.”
