|

"Kabe yoluna düşenler..."

Yeni Şafak yazarlarının gündeme ve hayata ilişkin analizlerini sizler için derledik.

Yeni Şafak
10:26 - 13/08/2017 Pazar
Güncelleme: 10:38 - 13/08/2017 Pazar
Yeni Şafak
Ömer Lekesiz, Hayrettin Karaman, Yusuf Kaplan, İsmail Kılıçarslan, Hasan Öztürk
Ömer Lekesiz, Hayrettin Karaman, Yusuf Kaplan, İsmail Kılıçarslan, Hasan Öztürk

Hayrettin Karaman, İsmail Kılıçarslan, Yusuf Kaplan, Ömer Lekesiz, Hasan Öztürk'ün yazılarının en çok dikkati çeken bölümleri:

"Bugün tarikat yok..."

Bir önceki yazımda geleneğimizde, ümmetin birliği ve cami cemaati dışında cemaat adıyla bilinen bir topluluk bulunmadığını, çeşitli İslâmî hizmetler için bir araya gelmiş toplulukların veya oluşturulmuş kurum ve  kuruluşların daha ziyade  tarikat  ve vakıf adıyla kurulduğunu ifade etmiştim.Bugün Türkiye’de resmen tarikat yok, sivil toplum kuruluşları var. Sivil toplum kuruluşları seküler sistemin yapılarıdır, tarikat ve cemaatle alakaları yoktur. Karıştırılmasın diye kısaca tanımını aktarayım:


"Yapamam’ kelimesi lügatinde yok"

Onun gibi adamları çocukluğumun Ankara’sından hatırlarım en çok. Yere sağlam basan, sözünde duramazsa ölecek gibi olan, sevdiğini karşılıksız ve ölümüne seven adamlar. Kara kavruk, mert, müdanasız adamlar. Elinden her iş gelen adamlar.Size CeKa’yı anlatmanın bir yolunu bulmalıyım. ‘Gomunizm kovaladık diye ODTÜ’den attılar ya la bizi İsmail abi’ cümlesiyle başlayalım o halde. Dikkat isterim. Standart bir ‘Angara bebesi’ olarak o imkansızlıklar içinde ODTÜ’yü kazanabilmek için öyle böyle değil zehir gibi kafaya ihtiyaç var. Okuldan kovulunca İstanbullar, şuralar buralar. Video kasetlerin altın günleri. Haftada iki filmin çekildiği demler. CeKa nasıl olduysa sektöre girmiş. Onun gibi bir keser, bir avuç çiviyle ev yapabilme becerisine sahip adamlara hastadır filmciler. Hemen cevheri fark etmişler tabii. ‘Yağmur yağdırılacak CeKa, şuraya çadır kurulacak CeKa, şu siperi bir kazıver CeKa.’

Yazının tamamını okumak için tıklayınız....

"Olacak iş değil!"

Kültürlerini ihmal eden toplumlar, başka kültürlerin kölesine dönüşmekten ve geleceklerini imha etmekten kurtulamazlar.Türkiye’de kültürü ihmal ediyoruz: Kendi intiharımızın yapı taşlarını döşüyoruz… Yaşadığımız şey, bir trajedi değil, traji-komedi. Traji-komedi; çünkü bu toplum, hüdainâbit bir toplum değil; aksine, dünyanın en zengin, en derinlikli kültürlerinden birine sahip; ama bu kültürü kendi ellerimizle yok ediyoruz… Olacak iş değil gerçekten! Bu yazıda, önümüzü açacak, uzun soluklu bir millî kültür hamlesinin nasıl gerçekleştirilebileceğinin ipuçlarını vermeye çalışacağım.

"Kabe yoluna düşenler..."

Onların gidişlerine değil, gittikleri yere takılıyor asıl aklım. Benim dört umreden sonra, Hac için de gitmem nasip olduğunda, orada hatırlamak üzere not ettiğim aşağıdaki kimi hususları, şimdi Kâbe yoluna düşen o dostlarımı selamla uğurlama niyetiyle paylaşıyorum:Amentü’yü, Allah ile aramızdaki bir sözleşme olarak kabul edip hayatımızı onunla kayıtladığımızda, ilkin Kelime-i Tevhid, Kelime-i Şehadet ve tayin edilmiş kıblenin bilgisiyle donanırız. 


Kıble bilgisi, bizimle aynı inancı paylaşanlarla kurduğumuz ilk temas, ilk birlikteliktir; başkalarının da bildiği, verili bir bilgi (ilme’l-yakîn) olması bakımından bu sayede yeni bir ortaklığa tabi oluruz.Değil mi ki, nefsimizin en önemli özelliklerinden biri merak etmektir. Neden, niçin, nasıl diye sormaksızın inanmayı, doğru bir inanmanın şartı saysak da, kıblemizin bilgisinde derinleşme arzusundan alıkoyamayız kendimizi.

"Kuzey Irak'ın kaderi, Türkiye'nin kaderi"

Yaz haddinden fazla sıcak geçiyor. Hem bölgemiz için hem Uzakdoğu için. Güney Amerika’da olanlarsa (Venezuela) takip edilmeyi hakeden türden.Türkiye’yi yakından ilgilendirene gelince... Elbette Ortadoğu’da sonbahar sonuna kadar olup bitecekler, bizim daha da yakından ilgilendiriyor. Kuzey Irak Kürt bölgesi referandum için gün sayıyor. Bu aşamada “Bağımsızlık referandumu” bölgeyi nasıl etkiler göreceğiz. Elbette Türkiye ile Kuzey Irak arasındaki son dönemde çok çok iyi olan ilişkiler o referandumdan sonra nasıl etkilenir bunu da takip edeceğiz. Kuzey Irak Kürtlerinin kaderleri Türkiye’nin kaderinden bağımsız düşünülemez diyenlerdenim.

Yazının tamamını okumak için tıklayınız....

#Yeni Şafak
#Yazar
7 yıl önce