|

Kabe’yi kaybederiz

Kabe'nin bütün Müslümanların şerefi, onuru ve varlık gayesi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kudüs'ü kaybedersek sıranın Mekke ve Kabe'ye geleceğini söyledi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 16/12/2017 Cumartesi
Güncelleme: 01:39 - 16/12/2017 Cumartesi
Yeni Şafak
Erdoğan, Kudüs’ü kaybedersek Kabe’yi de kaybedeceğimizi söyledi.
Erdoğan, Kudüs’ü kaybedersek Kabe’yi de kaybedeceğimizi söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kudüs’ü kaybedersek Kabe’yi de kaybedeceğimizi söyledi. İstanbul’da düzenlenen Necip Fazıl Ödülleri Programında, ödüllerin takdiminden sonra gündemdeki konuları değerlendiren Erdoğan, özetle şunları ifade etti:

SON SÖZÜMÜZÜ SÖYLEMEDİK

Milyarlarca Müslüman olarak da son sözümüz henüz ağzımızdan çıkmadı. Her şeyin bir zamanı olduğu gibi, bu büyük inkılabın da bir zamanı vardır. Şimdi Kudüs üzerinden, tüm Orta Doğu’yu, tüm Müslümanları hedef alan yeni bir saldırı başladı. Bu konuda da ilk adımları çarşamba günü büyük ölçekte attık, inşallah devamını da getireceğiz. Şunu iyi biliyoruz. Kudüs giderse Medine’yi koruyamayız. Medine giderse Mekke’yi koruyamayız. Mekke giderse Kabe’yi de kaybederiz.

Unutmayınız Kudüs demek İstanbul demektir, İslamabad demektir, Jakarta demektir. Medine demek, Kahire demektir, Şam demek, Bağdat demektir. Kabe demek, tüm Müslümanlar olarak hepimizin şerefi, namusu, onuru, haysiyeti, varlık gayesi demektir. Biz bunların hiçbirinden vazgeçemeyiz. Allah’ın emrine ve ecdadın emanetine sahip çıkmak için ne gerekiyorsa bunu yapacağız.

SADECE MİLLETİ DİNLEDİK

Necip Fazıl, Büyük Türkiye hedefini realite dışına çıkarmaya, Büyük Türkiye ümidini kaybettirmeye çalışanları da ağır şekilde eleştirmiştir. Biz 15 yıldır büyük Türkiye’yi, güçlü Türkiye’yi, kendisiyle birlikte tüm dostlarının, soydaşlarının, dindaşlarının, mazlumların ve mağdurların umut kapısı, güven kaynağı bir ülkeyi inşa etmenin gayreti içindeyiz. Biz üstadın ömrü boyunca hep bekleyip durduğu o inkılap var ya, işte onu gerçekleştirmek için çalıştık, çalışıyoruz. Devlerin kıvranışına, cücelerin çırpınışına aldırmadan tarihin en büyük iman devini ayağa kaldırmak için gecemizi gündüzümüze katıyoruz.

Şayet tıpkı geçmişte yapıla geldiği gibi ‘otur’ denildiğinde otursak, ‘sus’ denildiğinde sussak, ‘ver’ denildiğinde versek, inanın bu saldırıların hiçbiriyle karşılaşmazdık. Sadece ve sadece milletimizin ne dediğine baktık. Türk milleti olarak daha dünyaya son sözümüzü söylemedik.

  • 5 kişilik jüri tarafından belirlenen bu yılki Necip Fazıl Ödüllerine, şiir dalında Nihayet Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Murat Özel, hikaye-roman dalında Necip Tosun, fikir-araştırma dalında Ahmet Özalp, ilk eser dalında Betül Nurata ve Emre Ergen, uluslararası ödül alanında Bosnalı Cemalettin Latiç, saygı ödülünde de Prof. Dr. Teoman Duralı layık görüldü. Duralı, ödülünü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden aldı.

#Cumhurbaşşkanı Erdoğan
#Kabe
#Kudüs
6 yıl önce