Kilis Valiliği, geçen çarşamba günü Öncü ve İnanlı Hudut karakolları ile Darmık ve Çerçili Hudut karakolları arasında yer alan sınır hattının 5 gün süreyle 'özel güvenlik bölgesi' olarak ilan edildiğini duyurdu. Bu karardan bir gün sonra Dağ Hudut Karakolu yakınlarında devriye görevi yapan askerler sınır hattında Türkiye'ye geçmeye çalışan IŞİD militanlarının bulunduğu grubu engellemek istemesi üzerine çatışma çıktı. Çatışmada Astsubay Yalçın Nane şehit oldu, 2 asker ise yaralandı. Çatışmanın ardından Kilis sınırındaki Suriye'nin Bab bölgesinde bulunan bazı IŞİD hedefleri F 16 savaş uçakları ve obüs toplarıyla vuruldu.
Kilis Valisi Süleyman Tapsız, son günlerde sessizliğin hakim olduğu sınır hattında güvenlik önlemlerinin en üst seviyede olduğunu söyledi. Kilis ile Suriye arasında 111 kilometrelik sınır hattı bulunduğunu hatırlatan Vali Tapsız, son yıllarda sınır hattında her türlü önlemlerin alındığını ifade etti. Son yıllarda askeri kanattan gelen talepler doğrultusunda belirli bölgelerde tel örgü, hendek, aydınlatma ve modüler beton duvar uygulaması önlemlerinin alındığını vurgulayan Vali Tapsız, "Son 1 aydır da bölgedeki sıcak gelişmeler nedeniyle sınırımıza askeri araç, gereç ve personel yönünden ciddi anlamda takviyeler yapılarak güvenlik tedbirleri en üst seviyeye ulaştırıldı. Dağ Hudut Karakolu'nda görevli askerlerimizin üzerine Suriye topraklarından DEAŞ mensuplarının ateş açmasıyla çatışma yaşandı. Bu çatışmada maalesef bir astsubayımız şehit oldu, 2 askerimiz yaralandı. Yaralı askerlerimizin durumları iyi ve tedavilerinin ardından taburcu oldular. Bu hadiseden sonra Ankara'dan gerekli planlamalar yapılarak F 16'larla Suriye tarafındaki DEAŞ hedefleri bombalandı" dedi.
Kilis'te güvenlik güçlerinin IŞİD'e katılmak isteyen yabancı savaşçılara yönelik yoğun mücadele içerisinde de olduğunu dile getiren Kilis Valisi Süleyman Tapsız, son 2 yıl içerisinde 31 ülkeden 400 civarında kişinin yakalandığını söyledi. Vali Tapsız şöyle dedi:
"Kamuoyunda Türkiye'nin DEAŞ'i desteklediği veya göz yumduğu şeklinde bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Sadece ilimizdeki durumu anlatmak gerekirse, 2 yıllık süreç içerisinde sınırımızdan DEAŞ'a katılmaya çalışan veya oradan dönen Türkiye haricinde 30 farklı ülke vatandaşı 400'ün üzerinde kişi yakalandı. Bu sınırımızda aldığımız önlemlerin en üst seviyede olduğunu gösteriyor. Yakalanan bu insanlarla ilgili hemen adli işlem başlatılıyor ve daha sonra sınır dışı ediliyor. Türk vatandaşlarla ilgili de adli işlem hukuki boyutta yapılması gereken yapılıyor, tutuklamalar oluyor ve yargılanıyor, alması gereken cezayı alıyor. Türkiye bu konudan en çok rahatsız olan ülke. Karşımızda otorite boşluğundan, DEAŞ'ten bir terör örgütü olmasından en fazla rahatsız olan biziz. Çünkü her türlü tehdide açık konumda oluyorsunuz. Bizim mücadele etmememiz, gevşek davranmamız gibi bir şey söz konusu değil, tersine 400 civarı insan yakalanmış ilgili işlemler yapılmış. Bu noktada biraz da algı oluşturulmaya çalışıyor diye düşünüyoruz. Sınırda biz yaşıyoruz, askerler can siperane görev yapıyor ve böyle bir duruma müsaade etmemiz söz konusu bile değil."
