Devleti yönetme gücüne silah zoruyla sahip olmak için darbe girişiminde bulunan Fethullahçı Terör Örgütü'ne mensup askerler, 15 Temmuz 2016 akşamı darbe girişiminde bulundu. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere illerin önemli noktalarına operasyonlar düzenlendi. Birçok insan da kısa bir şaşkınlık sonrası meydanları doldurup darbeci askerlerin karşısına dikildi. Vatanı, bayrağı ve imanı için göğsünü siper eden milletimiz, büyük bir dayanışma ve birlik örneği gösterdi. Hem o gece hem de takip eden akşamlarda alanlar boş bırakılmadı.
Darbe protestoları sırasında objektiflere birçok kare takıldı. Bunlardan en dikkat çekeni ise çarşaflı bir kadının direksiyonunda olduğu hafriyat kamyonu üstündeki Türk bayraklı gençlerdi. Başbakan Binali Yıldırım'ı da ağlatan bu sahne, sosyal medyada paylaşıldı ve televizyonda sıkça konuşuldu. Meydanlarda olan ve evde kalmasını tembih eden eşinden habersiz hafriyat kamyonunu Taksim Meydanı'na getiren Şerife Boz bize o geceyi anlattı. Darbe yapıldı haberleri dolaşırken evde tedirgin şekilde haberleri izlediğini söyleyen Boz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın “Meydanlara gelin" sözü ağzından çıkar çıkmaz hiç durmadan yalın ayak sokağa fırlar. Çeliktepe Levent'ten Boğaz Köprüsü'ne kadar koşar: “Bir şeyler olduğunu biliyorduk ama detayına hakim değildik. Vatanım, bayrağım, milletim için canımı veririm diyerek gittim. Devlet için, millet için, din için oradaydık. Çocuklarımı bırakıp arkama bile bakmadım."
Normalde eşinin yüksek sesle konuşmasından bile korkan, çekingen biri olarak kendini tanımlayan Şerife Boz, “O akşam gözüm ne eşimi ne çocuklarımı gördü. Hiç korkmadım. Eşim önden gitmişti. Oğlum geri dönmem için yalvardı. Takdiri ilahidir, ne yazmışsa onu göreceğiz dedim, kızlar diğer çocuklar hep arkamdan geldi. Ailece çatışmanın ortasına yürüdük. Tankların yanına, karakola kadar gittim. Askerle yüz yüze geldik. Ölseydik ailece ölecektik. Demek ki daha içecek suyumuz varmış" diyor. Köprüden evine yürüyerek gidip yürüyerek dönenen Boz, o geceyi bir hayal gibi yaşadıklarını belirtiyor ve ekliyor: “Düşman düşmana yapmaz, askerimiz bunu nasıl yapar dedim. Sabaha kadar köprünün üzerinde ağladım. Haftada 3 gün geçtiğimiz köprüyü tanımaz olduk."
51 yaşındaki Şerife Boz, Boğaz Köprüsü'nde sivil halka ateş açılmasının ardından çevresinden geri dönmeye başlayanların olduğunu ve onları uyardığını söylüyor. Sesinin hiç kısılmadığını belirten Boz, “Selaları duydukça bambaşka duygularla dolduk. Bol bol dua okudum. İki gece sabahladık. Allah beterlerinden korusun. O rütbeli askerler benim kadar azimli olamazdı. Savaş da olsa hazırım, göğsümü gere gere yine giderim" diyor. Sabah eve döndüklerinde ise Taksim'e gitme kararı alıyor. Çocukları ve torunları başta olmak üzere bu sefer mahalleden kişileri de kamyona doldurup yola çıkıyor.
Caddeye indiğinde ise Beşiktaş ışıklarda bir grup, kamyonun çevresini sarar, binenler olur. Alkışlar ve sloganlar eşliğinde yüzlerce kişi kamyonun üstünde Taksim'e varılır: “Kocam evden çıkma dedi kamyonla peşinden gittim. Başımı camdan çıkartıp tekbir getirdim. Bütün halk bağırıp sevinçle yanımıza geldi. Bana orada Şerife Bacı diye bağırdılar. Adımı nereden biliyorlar derken meğer Kurtuluş Savaşı kahramanlarından birinin adı da Şerife'ymiş. Bu da ayrı bir gurur oldu benim için."
Şerife Boz'un eşi Şenol Boz, nakliye işiyle uğraşıyor. Şerife hanım eşi hasta olduğu günlerde ve mecbur kaldıklarında kamyonu zaman zaman kullanıyormuş. Gümüşhaneli Boz Ailesi 10 yaşındaki torundan 82 yaşındaki dedesine kadar meydanlardaydı. Eşiyle gurur duyduğunu belirten Şenol Boz, o akşam korna ve sevinç nidaları duyup baktığında Taksim Meydanı'nda kendi kamyonunu gördüğünü ve çok şaşırdığını söylüyor ve ekliyor: “İmanımız aynı, din kardeşiyiz, mesele bu. Önemli olan bu bayrağın altına toplanmak."
Şerife Boz'un kamyonla Taksim'i fethettiği akşam yan koltuğunda oturan Semra Tutar, ayağından rahatsız. Bu sebeple kapısının önünde kutlamalara katılmış. Şerife Boz'un kamyona bindiğini görüp hiç düşünmeden yanına geçen Tutar, “Rahat ve refah içinde tehlikesiz olarak yaşamak için sokaklardaydık. Bizim gibi vatan ve millet aşkıyla herkes oradaydı" diyor. Polisin meydana girmelerine izin verdiğini ve istediğiniz gibi davranabilirsiniz dediğini belirten Tutar, halk tarafından çok güzel karşılandıklarını söylüyor.
