|

"Kudüs için herkesin sesini yükseltmesi gerekiyor"

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Özlem Albayrak köşesinde "Kudüs için ses vermek" başlıklı yazısını kaleme aldı. Taha Kılınç, Kemal Öztürk, Mehmet Acet ve İbrahim Tenekeci de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
10:03 - 13/12/2017 Çarşamba
Güncelleme: 10:13 - 13/12/2017 Çarşamba
Yeni Şafak
Taha Kılınç, ​Özlem Albayrak, , Kemal Öztürk, İbrahim Tenekeci, Mehmet Acet
Taha Kılınç, ​Özlem Albayrak, , Kemal Öztürk, İbrahim Tenekeci, Mehmet Acet

Özlem Albayrak, Taha Kılınç, Kemal Öztürk, Mehmet Acet ve İbrahim Tenekeci'nin yazılarının en dikkati çeken bölümleri:

Özlem Albayrak: Kudüs için ses vermek

Aslında bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği Yunanistan gezisinde dile getirdiği Lozan meselesini yazmak niyetindeydim, ama bu yazının yayınlandığı bugün, İslam İşbirliği Teşkilatı Kudüs özel gündemiyle İstanbul’da toplanıyor olacak. Elimizle, dilimizle, kalbimizle güçlü bir ses vermek gerekiyor bugün. Zira ABD’nin İsrail büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararı, yani Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak resmî tanıma kararı, eğer uluslararası toplum tarafından ciddi bir baskı kurularak engellenemezse, sonu belirsiz bir yıkımlar silsilesinin başlangıç fişeği haline gelebilir.

Baksanıza daha şimdiden, Gazze’nin bombalanmaya başladığı, İsrail’in yine Filistinli çocukların üzerine ateş yağdırarak öldürdüğü haberleri gelmeye başladı bile. 

Taha Kılınç: Okuma ödevi

Ulu kadı Ebu Saad el Haravi sarıksız, kafası matem işareti olarak kazınmış bir şekilde, el-Mustazhirbillah’ın geniş divanına bağırarak girer. Peşinde, gözü yaşlı bir sürü yoldaşı vardır. Bunlar onun her sözünü gürültülü bir şekilde onaylamakta ve tıpkı onun gibi, kazıtılmış kafanın altında haşmetli bir sakaldan meydana gelen tahrik edici bir görüntü sunmaktadırlar. Sarayın önde gelenlerinden birkaçı onu sakinleştirmeye çalışır, ama onları horlar bir şekilde iten kadı, salonun ortasına doğru kararlı bir şekilde ilerler, sonra kürsüsünden konuşan bir vaizin coşkulu hitabeti içinde, mertebeleri hiç dikkate almaksızın herkese birden nutuk çeker:n Suriye’deki kardeşlerimizin deve eyeri ya da akbaba midesinden başka oturacak yerleri yokken, siz bir çiçek gibi uçarı bir hayatın içinde, huzurlu bir güvenliğin gölgesinde uyuklamaya nasıl cüret ediyorsunuz? Ne kadar çok kan döküldü! Ne kadar çok güzel kız, tatlı çehrelerini utançtan elleriyle örtmek zorunda kaldı! Yiğit Araplar hakarete alıştılar mı ve kahraman İranlılar şerefsizliği kabul mü ettiler?

Kemal Öztürk: İslam İşbirliği Teşkilatı liderlerine mektup

Saygıdeğer liderler,Bu mektup, yönettiğiniz halkların vicdanlarından sökülüp gelen kelimelerle yazıldı. Yoksul, mutsuz, hüzünlü Müslümanların, yüreklerinde taşıdığı acıyla yoğrulmuş kelimelerdir bunlar.

Kısılmış seslerimizle duyuramadığımız isyanımızı, size ulaştırmak için kelimelere döktük. Bugün İstanbul’da toplanırken, belki bu mektubu okur, belki yönettiğiniz halkların ne düşündüğünü, ne hissettiğini anlarsınız.Bir haftadır, İsrail’in fiilen, ABD’nin resmen Kudüs’ü işgalinin acısını atamadık yüreğimizden. Sokaklara çıktık, bağırdık, öfkelendik, isyan ettik ama 20 İsrail askerinin 14 yaşındaki Cüneyd’in gözlerini bağlayıp dövmesine, uçakların Gazze’de çocukları öldürmesine engel olamadık.

Mehmet Acet: Astana sürecinin yazılmamış bir hikâyesi

24 Kasım 2016…Tam bir yıl önce Türk jetlerinin bir Rus uçağını Suriye sınırını ihlal ettiği için düşürdüğü tarihin yıl dönümü. Türk Silahlı Kuvvetleri unsurları, Özgür Suriye Ordusu ile birlikte, ABD’nin “20 kilometreden daha aşağı inmeyin” diyerek karşı çıktığı el Bab operasyonunu sürdürürken, Wakka Kasabası yakınlarında bir hava saldırısına uğruyor.

3 asker şehit, biri ağır 10 yaralı.TSK’nın internet sitesi üzerinden aynı gün yapılan açıklamada, saldırının Suriye rejimine bağlı hava kuvvetleri tarafından gerçekleştirildiğinin değerlendirildiği dile getiriliyor. Ama ifadeden de anlaşıldığı gibi, bu net bir tespit değil, ihtimal hesaplarına açık bir “değerlendirme.” İşin tuhaf tarafı, daha önce bu türden saldırıları davul zurna çalarak duyuran Suriye rejimi de bu defa sessiz kalıyor, “Bu işi biz yaptık”demiyor.

İbrahim Tenekeci: Daima Kudüs

Batı dünyası, yahudi sorununu İslâm coğrafyasına ihraç etmiştir. Bu tarihten itibaren Müslümanlar'ın enerjisi büyük ölçüde buraya gitmiştir. Özgüvenler sarsılmış veya yıkılmıştır.Yahudiler'in işgal ettiği bölgenin tamamına, en başından beri 'Filistin toprakları' diyoruz. Tarihî hakikat budur. Mevcut durumu tanımadık, tanımıyoruz.

İsmail Kılıçarslan dün yazdı. Biz de daha evvel yazmıştık. Şurada hata yapıyoruz: Siyonizm denilen şeyin yahudilerle ilgisi yokmuş gibi konuşuyor, yazıyoruz. Bu tavrımız onlara geniş bir manevra sahası ve serbestlik sağlıyor. Basit bir soru: Siyonizm nedir ve mensupları kimlerdir?İsrailli işgalciler, 2008 yılında Gazze’ye tüm güçleriyle saldırı düzenlemişti. Çocuk ve kadın demeden binbeşyüze yakın Filistinli kardeşimizi şehit ettiler. 

#​Özlem Albayrak
#Taha Kılınç
#Kemal Öztürk
#Mehmet Acet
#İbrahim Tenekeci
6 yıl önce