|

"Kudüs niçin kaybedildi?"

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Zekeriya Kurşun köşesinde 'İstanbul’dan Kudüs’e giden yolun haritası' başlıklı yazısını kaleme aldı. Yusuf Kaplan, Yasin Aktay, Aydın Ünal ve Bülent Orakoğlu da gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
09:32 - 18/12/2017 Pazartesi
Güncelleme: 09:41 - 18/12/2017 Pazartesi
Yeni Şafak
​Zekeriya Kurşun, Yusuf Kaplan, Aydın Ünal, Yasin Aktay ve Bülent Orakoğlu
​Zekeriya Kurşun, Yusuf Kaplan, Aydın Ünal, Yasin Aktay ve Bülent Orakoğlu

Zekeriya Kurşun, Yusuf Kaplan, Yasin Aktay, Aydın Ünal ve Bülent Orakoğlu'nun yazılarının en dikkati çeken bölümleri:

Zekeriya Kurşun: İstanbul’dan Kudüs’e giden yolun haritası

Kudüs’te 1967 yılından beri süren haksız işgali kaldırmak için pek çok adım atılmıştır. Başarısız savaşlar, sonuçsuz anlaşmalar ve her seferinde yeni kayıpları beraberinde getiren “intifada” hareketleri. Ancak ilk defa 13 Aralık Çarşamba günü İslâm dünyası birlikte ses vererek umutları yeşertmiştir. Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı ile toplanan İslâm İşbirliği Teşkilatı (İİT) üye ülkeleri güçlü bir ses ile “(Doğu) Kudüs’ü bağımsız Filistin’in başkenti” ilan etmişlerdir. Bu karar Filistin’in son yüz yıllık tarihindeki en büyük dönüm noktasıdır.  Ayrıca bu karar sadece Kudüs için değil, İslâm dünyası için de büyük anlam taşımaktadır. Zira İslâm dünyası son yüz yılda ilk defa tavsiyeden öteye geçen “net ve gür” bir ses çıkarmıştır. Ancak bu karar ile zor bir yola girilmiştir. Bu yüzden, “İİT bu iddiasını ne kadar başarabilir, gücü buna yeter mi?” sorusu da zihinlerde yerini almıştır.

İstanbul’da toplanan İİT zor ve meşakkatli bir yolu açmıştır. Bunun yolcuları da kuşkusuz konunun nesnesi olan Filistinlilerden ziyade, diğer İslâm ülkelerinin siyasetçileri, bilim adamları ve aktivistleridir. Yani Kudüs ancak bu üç gurubun dirayet ve azmi ile kurtulabilecektir. 

Yusuf Kaplan: Hakikatin şifreleri: Hayatı okuma ve dokuma hamleleri...

Hakikat, hayatta gizlidir. İnsanın hayatında... Hakikatin şifreleri, hayata nakşedilmiştir. Keşfedilmeyi bekler...Hayatta şifrelenen hakikatleri keşfedebilmenin yolu, hayata değebilmekten geçer: Hayatı soluyabilmekten... Hayatı duyabilmekten... Hayatı soluyabilirseniz, hayatın size fısıldadığı hakikatin şifrelerini de arı-duru, su katılmamış bir berraklıkta duyabilmeniz imkân dâhiline girer...

Dolayısıyla hayata değebildiğiniz, hayatı soluyabildiğiniz ve hayatı duyabildiğiniz andan itibaren, hayatı, hayata nakşedilen hakikatin şifrelerini okumaya da başlayabilirsiniz...Çünkü hayat, Hayy’dan gelir, o yüzden canlı ve diridir; yine o yüzden insanı diriltir ve canlı tutar. Canlı hayat, insana can, canlanan insansa, hayata ruh katar...

Yasin Aktay: Akıl ve strateji, ABD politikasının neresinde?

ABD’nin dünyanın süper gücü olması elbette  bir tesadüften ibaret değildir. Bu güce erişmesinde sadece topraklarının devasa büyüklüğü veya maddi kaynakları belirleyici olmamıştır. Toprakları daha geniş, hatta doğal maddi zenginlikleri daha fazla olduğu halde Rusya, Çin ve Hindistan aynı güce sahip değil. Buna mukabil toprakları ve maddi kaynakları daha az olduğu halde kalkınmada mucizeler ortaya koyan devletler de olmuştur.

Bugün Avrupa’nın bir çok ülkesi toprak ve nüfus küçüklüğüyle hiç mütenasip olmayan bir ekonomik büyüklüğe ve zenginliğe sahip. Bunu başarabilmelerinin altında stratejik akıl ve mevcut kaynakların en iyi idaresinin çok büyük bir rolü var.

Aydın Ünal: Burj el Barajne

100 yıl önce, 9 Aralık 1917’de son Osmanlı askeri de Filistin’e veda ederken, Filistin toprakları üzerinde 600 bin Müslüman, 60 bin Yahudi nüfus vardı. 1948 yılına gelindiğinde ise Müslüman nüfus 1 milyon 200 bine, Yahudi nüfus da 800 bine ulaştı.

İsrail’in kuruluşundan hemen önce, 9 Nisan 1948’de Yahudi İrgun ve Stern terör örgütleri Kudüs yakınlarındaki Deyr Yasin köyünde 245 Müslümanı vahşice katlettiler. Bu korkunç olay 1 milyon Filistinlinin evlerini terk etmelerine neden oldu. 1950 yılında Filistin topraklarındaki Yahudi nüfus 1 milyon 200 bine ulaşırken, Müslüman nüfus 200 bine düştü.Bugün, Gazze, Batı Şeria, Ürdün, Suriye ve Lübnan’daki 61 mülteci kampında 4 milyon Filistinli iskan ediliyor. Dünya genelinde ise toplam 6 milyon Filistinli mülteci bulunuyor.

Bülent Orakoğlu: Trump Pentagon’un kuklası mı?

Bölgesel bir güç olan Türkiye’nin lideri Erdoğan, ABD’nin skandal Kudüs kararı sonrasında kısa bir süre içinde İİT üyesi 48 Müslüman ülkeyi İstanbul’da bir araya getirmiştir. Zirvede konuşan Erdoğan;  ‘’BM Güvenlik Konseyi’nin 1980 tarihinde aldığı karara göre hiçbir ülke’nin Kudüs’te büyükelçilik bulunduramayacağı nedeniyle kararın hükümsüz ve gayri meşru olduğunu açıklamıştır. İsrail’in işgalci ve terör devleti olduğuna işaret eden Erdoğan "Öncelikle Filistin devletinin BM üye 196 ülke tarafından tanınması gerekiyor. Bunun için hep birlikte çaba sarf etmeliyiz. Bir tarafta işgalci konumunda olduğu BM kararlarıyla tespit edilmiş İsrail var. Diğer tarafta ise işgal altında olduğu uluslararası toplumca kabul edilen, üstelik her geçen gün daha fazla toprağı gasp edilen Filistin var. Geldiğimiz noktada Filistin devletinin tanınmasının barış sürecine atıfla geçiştirilmesi mümkün değildir. Diğer ülkeleri Filistin devletini 1967 sınırları temelinde ve başkenti Doğu Kudüs olacak şekilde tanımaya teşvik etmeliyiz. Bu noktada hayati önem arz eden bir diğer husus, Filistinli kardeşlerimizin birlik ve beraberliğinin sağlanmasıdır. Yapılacak olan olağanüstü zirve, İslam ümmetinin mücadele azmini gösterecektir. Bu davayı, bu bayrağı hep beraber daha ileriye birlikte taşıyacağız” demişti.

Erdoğan liderliğindeki İslam ülkeleri tarihte bir ilk olarak Küresel Hegemonik Güç  olan ABD’nin hukuksuz kararına karşı birlik ve beraberlik içinde karşı çıkarak Doğu Kudüs’ü Filistin’in başkenti ilan etmişlerdir.

#​Zekeriya Kurşun
#Yusuf Kaplan
#Yasin Aktay
#Aydın Ünal
#Bülent Orakoğlu
6 yıl önce