Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, parçalanmış bir İslam dünyasının İsrail’i cesaretlendirdiğine dikkat çekti. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, İslam Dünyası Yükseköğretim Alanının Oluşturulması Toplantısı’nın açılış oturumunda konuşan Erdoğan, “Müslümanların mevcut güçsüzlüğünden, parçalanmışlığından cesaret alan İsrail yönetimi her gün yeni bir uygulamayla Kudüs’ün İslami karakterini tahribe yelteniyor” dedi. Körfez ülkeleriyle Katar arasındaki krizi hatırlatarak, “Açarız telefonu ‘Şurada şöyle bir konu oldu. Neden ne, niçin? Bu sıkıntının altında yatan nedir’. Bunu konuşur ve çözüm yolları ararız. Ama yok çözüm yollarına gitmeyip etrafımıza birilerini de almak suretiyle eğer herhangi bir kardeşimizi köşeye sıkıştırırsak bu kabul edilebilir bir şey değildir. Biz bunları yapmamalıyız, bu bize yakışmıyor” ifadelerini kullanan Erdoğan, şu mesajları verdi:
“İslam dünyasının bugün birlikten ziyade ayrışmalarla, barıştan ziyade çatışmalarla gündemde olması ne kadar acıdır. İç savaş, kardeş kavgası, teslimiyet politikaları bizi birbirimizden her gün biraz daha uzaklaştırıyor. İşte Suriye, Irak. Ölen kim? Müslüman. Öldüren? İslam kisvesi altındaki müsveddeler. Üstelik de ‘La İlahe İllallah’ diyor yine öldürüyor. Böyle bir mantıksızlık, böyle bir akli noktada zayiat olabilir mi? Ama bunları yaşıyoruz. Suriye ve Irak’ta, her bir taşında binlerce yıllık medeniyetin izleri olan şehirler enkaz yığını haline geldi. Halep, Hama, İdlib harabeye çevrildi. Musul kütüphanesi talan edildi. Bağdat kütüphanesindeki binlerce el yazması kitap ya imha edildi ya da çalındı. Muhteşem mimarileriyle kütüphaneler, camiler, külliyeler bir bir yok edildi.”
“Son birkaç asırdır yaşanan sıkıntılara rağmen İslam medeniyeti Batı tarafından yutulamayan, yenilemeyen, teslim alınamayan tek medeniyettir. Ciddi birtakım hasarlar alınmış olsa da medeniyetin çelik çekirdeği halen sapasağlamdı. Hasarlarımızı gidermek de bizim elimizdedir, biz gidereceğiz, biz bunu yapmayacağız. Doğru tedavinin yolu, öncelikle teşhisin doğru konulmasından geçiyor. Her fırsatta Türkiye’yi eleştiri yağmuruna tutanlar mesele Filistin, Kudüs olunca birden susuyor. Hiç kimse artık bizden bıkkınlık derecesinde bu ikiyüzlülüklere daha fazla sessiz kalmamızı bekleyemez. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa’nın izzetinin ve onurunun korunması sadece Filistinlilerin değil tüm İslam aleminin görevidir. İsrail’in Müslümanları rencide eden metal dedektör uygulamasından geri adım atması gerilimin azaltılması noktasında doğru bir adım olmuştur. Tabii ki bundan memnuniyetimiz sözkonusudur ama arzumuz, yeterli midir, değildir. Cuma namazlarına gelen Müslümanlara o kapıların kapanmasına tahammül etmemiz mümkün değildir. Kaldı ki Mescid-i Aksa, sadece Filistin’de yaşayanların değil, tüm dünya Müslümanlarının mabedidir. Bunun kapısı dünya Müslümanlarına kapatılamaz. İsrail Kudüs’le ilgili yerleşik teamüllere, hukuka ve insan haklarına saygılı davranmalıdır.”
- Yardımcıdoçentlik neyin nesi?
- Dünyanın en iyi ilk 500 üniversitesi arasında İslam ülkelerinden çok az kurumun bulunduğuna dikkat çeken Erdoğan, İslam toplumlarının, en zeki öğrencilerini ve en parlak beyinlerini batılı eğitim kurumlarına kaptırdığına işaret etti. Yurtdışına okumak için gidenlerin birçoğunun geri dönmediğini belirten Erdoğan, “Gençlerimizi kendimizden uzaklaştıran asıl sebepler üzerinde düşünmemiz gerekir. İlmi ve fikir hayatımızın çölleşmesine yol açan bu beyin göçünü önleyecek tedbirleri bir an önce hayata geçirmeliyiz” dedi. Erdoğan ayrıca akademik unvanlardan ‘yardımcı doçentlik’e ilişkin eleştirilerde bulundu. Erdoğan, “Ülkemdeki rektörlerimizden de ricam var. YÖK Başkanı’mız ile de bunu konuşuyorum. Allah aşkına şu yardımcı doçentlik olayı nedir? Şunu bir gözden geçirin. Yardımcı doçentlikle ön kesiyoruz. Dünyanın kaç yerinde acaba yardımcı doçentlik var? Ben araştırdığım yerlerde doğrusu böyle bir mekanizma pek görmüyorum. Bunu birileri birilerini oyalamak için yapmışlar. Bu, gerçekten ilmiye sınıfına bir paravan, engel oluşturuyor. Bunu aşmamız lazım” şeklinde konuştu.
