Başbakan Binali Yıldırım, "15 Temmuz'a 'kontrollü darbe' diyerek, 15 Temmuz'a 'tiyatro' diyerek, şehitlerimizin yakınlarıyla, gazilerimizle alay eden o ana muhalefet partisinin genel başkanları, vekilleri hazır olun, bu millet size öyle bir ders verecek ki artık yerinizden doğrulamayacaksınız." dedi.
Yıldırım, AK Parti Kocaeli İl Başkanlığı Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'ndaki konuşmasında, 2 gün önce AK Parti'nin kuruluşunun 16'ncı yılının kutlandığını hatırlatarak, "Liderimiz, kurucu genel başkanımız tekrar yuvaya döndükten sonraki ilk kutlamamızı gerçekleştirdik, muhteşem bir doğum kutlaması oldu." ifadelerini kullandı.
Marmara Depremi'nin 18'inci yıl dönümü olduğuna değinen Yıldırım, her yıl Gölcük'te yaşanan acıları hatırlamak, depremin oluşturduğu tahribatı canlı tutmak ve bundan sonraki yıllar için buna benzer acı olayların yaşanmaması için anma toplantıları düzenlendiğini dile getirdi. Yıldırım, depremde hayatını kaybedenlere rahmet diledi.
Yıldırım, Kocaeli'nin yaşadığı derin acıya rağmen ayağa kalkabildiğini belirterek, katılımcılara şöyle seslendi:
- "2002'de ülkenin içinde bulunduğu karanlık günlere bir güneş gibi doğan AK Parti'nin lokomotif şehrinin adı Kocaeli'dir. Kocaeli, Türkiye'nin üreten, ürettiğiyle Türkiye'nin zenginliğine zenginlik katan bir şehrimizdir. Bizim gönlümüzde yeri çok ama çok özeldir. Kocaeli her daim liderimiz Recep Tayyip Erdoğan'la, AK Parti'yle ve milletiyle beraber olmuştur. Kocaeli, 2002'de başlayan kutlu yürüyüşün en güzel temsilcisi olan şehrimizdir. Kocaeli, size bir teşekkürüm daha var. 16 Nisan'da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi değişikliği için sandık başına gittiniz ve yüzde 56 'evet'le Türkiye için çok yüksek bir katılım gerçekleştirdiniz. Hepinize çok teşekkür ediyorum."
AK Parti'nin iktidarı boyunca "kalkınma" ve "adalet"i hedef olarak koyduğunu dile getiren Yıldırım, "Kalkınmada Türkiye'nin nereden nereye geldiğini hepimiz gördük, bir Türkiye'yi 3 Türkiye yaptık, Türkiye'yi 3'e katladık. Dış borçlarını ödeyemeyen, IMF borcu altında adeta can çekişen bir ülkeden bugün sadece dışarıda ihtiyaç sahiplerine yılda 6 milyar hibe destek yapan bir Türkiye haline geldik. Dünyadaki bütün dış desteklerde ABD'den sonra ikinci ülke Türkiye. Türkiye, Suriye ve Irak'ta yaşanan iç savaş sebebiyle 3 milyondan fazla savaştan canını kurtarmak için ayrılan kardeşlerimize kucak açtı. Bu, dünyada hiçbir ülkenin üstesinden gelemeyeceği bir iştir, ama biz, değerlerimiz olan geçmişimizden aldığımız tecrübeyi geleceğe taşıyan, Osmanlı'nın torunları olarak, bu kardeşlerimizi bağrımıza bastık." diye konuştu.
Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti'nin "dağ gibi sorunları", "dağ gibi hizmetlere" dönüştürdüğünü ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bir şeyi daha gerçekleştirdik. O da vesayetlerle, kumpaslarla, engellerle mücadele etmek. Adeta şeytan taşlamaktan vakit kaldıkça yol yaptık, havaalanı yaptık, tünel yaptık, hızlı tren yaptık, hastaneler yaptık, adliye sarayları yaptık; tarımda, ekonomide, turizmde, sosyal desteklerde çığır açtık. 15 yılda neler oldu hafızamızı tazeleyelim. AK Parti iktidara geldi, 'Tek başına iş başına', 'Yakın ışıkları Türkiye aydınlansın', 'Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak' dedik ve iktidara geldik. Ancak gördük ki iktidarı bize veren bu millet, Ankara'ya gönderdi, Ankara'da gizli ortaklarımızın olduğunu gördük. Milletin ayağına gitmeyen, milletten destek isteme zahmetine katlanmayan vesayet odakları, Ankara'da AK Parti'nin önünü kesmek, hızını azaltmak için kıyasıya mücadele etti. Cumhurbaşkanı seçilecek, Türkiye'nin en büyük partisi Cumhurbaşkanını seçemiyor, 363 milletvekiliyle Cumhurbaşkanını seçtirmiyorlar. Neymiş '367 vekil Meclis'te olması lazım'mış. Yeni bir icat; maksat Cumhurbaşkanını seçtirmemek. Bu da yetmezmiş gibi elektronik muhtırayla, bildirgeyle AK Parti iktidarına ayar vermeye çalıştılar, ama yanlış adrese geldiler. O gelen elektronik bildirgeyi iadeli taahhütlü olarak sahiplerine geri gönderdi AK Parti ve dedi ki 'Ey arkadaşlar, biz talimatı düsturu sadece milletten alırız, halka hesap veririz, hakka hesap veririz. Bu vesayet odaklarının uslanacağı yok. 'Cumhurbaşkanını vekiller seçemezse, asıllar seçer' dedik, millete geldik. Kocaeli ne dedi? Cumhurbaşkanının doğrudan seçilmesine yol verdiniz."
Yargı yoluyla darbe yapmaya çalışıldığını anlatan Yıldırım, şunları söyledi:
Başbakan Yıldırım, bu ülkelerdekilerin, "Ey yöneticiler, başımızdakiler. Bu paraları oraya buraya verip çarçur etmeyin. Yol, okul, hastane yapın, milletin ihtiyaçlarını karşılayın", Türkiye'deki "gezicilerin" ise kendilerine, "Köprü, dünyanın büyük havalimanını, tünelleri yapmayın. Bırakın Türkiye geri kalsın" dediğini kaydetti.
Milletin bunu gördüğünü vurgulayan Yıldırım, benzerlerinin 17-25 Aralık sürecinde de FETÖ'cüler tarafından yapıldığını ve söz konusu kişilerin yargı darbesiyle karşılarına çıktığını dile getirdi.
Bu kişilerin derslerini alıp, hak ettikleri muameleyi gördüğünü belirten Yıldırım, "Çünkü karşılarında dik duran ama dikleşmeyen bir lider, Recep Tayyip Erdoğan vardı. Fakat bunlar uslanmaz. O günden sonra yine de boş durmadılar. Nihayet 15 Temmuz... 15 Temmuz Türkiye’nin yakın tarihine altın harflerle geçen bir gece olmuştur. 15 Temmuz, askerin üniforması içine girmiş, silahını, cephanesini, tankını, tüfeğini, uçağını, helikopterini çalmış alçak FETÖ'cülere karşı kahramanlık destanının yazıldığı gecenin adıdır. 15 Temmuz gecesinde halkın gücü tankın gücünü yenmiştir. O gece, bu ezanlar dinmemiş, ay yıldızlı bayrağımız inmemiştir. Yedisinden yetmişine tüm vatandaşlarımız Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla meydanlara inip, ülkeye sahip çıkmış, alçaklara hak ettiği dersi vermiştir." diye konuştu.
Bu süreçte kongreler yapıp, taze kan ve heyecanla yollarına devam edeceklerini dile getiren Yıldırım, gece gündüz demeden çalışacaklarını ve Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesine ulaştıracaklarını söyledi.
Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye'nin son dönemde büyük badirelerden geçtiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"2016'nın 22 Mayıs'ında kongre oldu. Partinin genel başkanlığını daha sonra da Başbakanlık görevini aldım. Ancak bir yıl içinde o kadar olay yaşadık ki 50 yıla sığmayacak işle bir yılda karşılaştık. Tabiri caizse, başımıza gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi. İktidara geldikten hemen sonra 15 Temmuz darbesiyle karşılaştık. Onu defettik, bu sefer ekonomik kriz kapımızı çaldı. Hükümet olarak aldığımız hızlı kararlarla bu krizi de bertaraf ettik. 2016’da büyüme biraz düştü ancak yine de 2,9'la Avrupa’nın en büyük büyüme oranına geldik. Dünya büyüme oranının yarım puan da üstüne çıktık. Ancak 2016'nın sonu, 2017'nin ilk çeyreği Türkiye Cumhuriyeti yakın tarihi için bir dönüm noktasıdır. Yıllardır darbe üreten, vesayet odaklarını cesaretlendiren, sorun ürüten bu sistemin, parlamenter sistemin ve 1980 darbesinden kalan bu anayasanın değiştirilmesine karar verdik. MHP ile beraber çıktığımız bu yolda 16 Nisan referandumunu yaptık. Bu referandum, AK Parti iktidarının en zor şartlarda başarıyla sonuçlandırdığı bir referandumdur. Allah’a şükür milletimiz ve sizlerin gayretiyle 16 Nisan'da Türkiye, millet değişime, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne 'evet' dedi. Bu ne anlama geliyor? Birçok anlamı var. Artık vesayet odakları tarihin tozlu sayfalarına gömülüyor. Tek bir vesayet kalıyor. Tek vesayet vesayet sahibi de millet oluyor. Millet görevi, yetkiyi veriyor. Beğenirse bir daha 5 yıl veriyor. Beğenmezse yetkiyi alıyor."
Referandumun 4 temel yenilik getirdiğini dile getiren Yıldırım, bu kapsamda artık iktidar boşluğu yaşanmadığını vurguladı. Başbakan Yıldırım, artık seçim gecesi veya ikinci turda ülkeyi kimin yöneteceğinin belli olacağını söyledi.
Başbakan Yıldırım, yeni sistemle devamlı istikrar sağlandığını ve çok güçlü iktidarla birlikte istikrarın da geldiğini ifade etti.
Yeni sistemle artık Türkiye’nin bölünme riskinin tamamen ortadan kalktığının altını çizen Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu:
"Çünkü iktidar olmak için yüzde 50 artı bire ihtiyaç var. Yani oyların yarıdan bir fazlasını almak gerekiyor. Bu da ülkenin her köşesinden, doğusundan batısından kuzeyinden güneyinden her yerden destek almak demektir. Eğer bu desteği alamazsanız, iktidar olma şansınız yok. Dolayısıyla bölgesel, etnik milliyetçilik ve bölücülükle siyaset yapan akımların iktidar olma şansı sıfır. Üniter yapı, toprak bütünlüğümüz... Ülkesiyle, milletiyle bölünmez bütünlüğümüz yüzde yüz garanti altına alınıyor. Bir başka güzellikle de meclis güçleniyor, yürütme güçleniyor. Yargı da tam bağımsız ve tarafsız hale geliyor. Tüm bunları, milletimizin duası, desteğiyle başardık. Kocaeli'ndeki gençler, hanımefendiler, ana kademeyle, sizlerle başardık."
Kongre sürecine girdiklerini anımsatan Yıldırım, bunları yıl sonuna kadar tamamlamayı planladıklarını ve 2018’te de büyük kongreyi yapıp, 2019 yerel, Cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimlerine hazırlanacaklarını söyledi.