|

Mültecilerin sesini dünya duysun istiyoruz

Amerikan halk müziğini Ortadoğu ezgileriyle harmanlayan Country For Syria grubu konser gelirlerini Suriyeli mültecilere bağışlıyor. Kampları ziyaret ederek Suriyeli çocukların yüzünü güldüren grubun kurucusu Owen Harris, Amerika'nın sadece 10 bin Suriyeli mülteciyi kabul etmesini okyanusta bir damla olarak nitelendiriyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 9/10/2016 Pazar
Güncelleme: 19:33 - 8/10/2016 Cumartesi
Yeni Şafak

Country For Syria, Ortadoğu halk müziğiyle Amerikan country müziğini birleştiren bir müzik grubu. Suriyeli mültecilerle ve dünyadaki diğer çatışmalardan etkilenen gruplarla dayanışma göstermeye ve bunun için para toplamaya çalışıyor. Grup, Amerikalı, Suriyeli, Türk, Kürt, Çek, İspanyol, Fransız ve İranlı müzisyenler oluşturuyor. Grubun kurucusu Owen Harris, Country For Syria'nın hikayesini anlattı. Altı yıldır İstanbul'da yaşayan Amerikalı Harris, hem akordiyon çalıyor hem de solistlik yapıyor. Gündüzleri de mülteciler için çeşitli organizasyonlarda çalışıyor. Amerika'nın sadece 10 bin Suriyeli mülteciyi kabul etmesini eleştiren ve bunu okyanusta bir damla olarak değerlendiren Harris, "Şu an Suriye'de iç savaş var. Amerika'da da 150 yıl önce iç savaş vardı. İki ülkenin müziğinin köklerinde aynı temalar var. Toprak, aşk, yurt, göç, vatanseverlik gibi... Batı'daki mülteci algısını değiştirmek istiyoruz. Bizim kültürlerimiz arasında çok ortak noktalar var. Hepimiz insanız. Biz de tarihte benzer olaylar yaşadık. O kadar uzak ve farklı değiliz" diyor.



Country For Syria'nın hikayesi nedir?


Biz bir müzik kolektifiyiz. Altı ülkeden gelen müisyenler var ve Arap müzikleriyle Amerikan halk müziğini karıştırıyoruz. Şimdi Suriye'de bir iç savaş var. Amerika'da da bir iç savaş vardı yüz elli yıl önce. Aslında Arap müziğinin ve country müziğinin temaları aynı. Örnek vermem gerekirse toprakla ilişki, eve duyulan özlem, aşk, ana yurt, coğrafya, göç... Amerikan iç savaş boyunca insanlar çok fazla toprak kaybetti ve göç etti. Arap müzikleri de aynı temalardan bahsediyor. Müzikal olarak da iki tür iyi yakışıyorlar. Ritimler farklı ama eğlenceli...



Hangi amaçlarla yola çıktınız?


İlk başlarda Suriyeli ve Araplar'la herkes çok fazla empati kuruyordu. Amerika'da o diyalog sonra biraz daha kirli ve kötü oldu. Aslında onlar dayanışma ve empati kurmuyorlar. "Mülteciler Türkiye'de, Ortadoğu'da kalsın, biz görmek istemiyoruz. Biz anlamak istemiyoruz" diyorlar. İlk amacımız Batı'daki bu dili değiştirmek. Bizim kültürlerimiz arasında birçok ortak nokta var. Hepimiz insanız. Biz de tarihte benzer olaylar yaşadık. O kadar uzak ve farklı değiliz.





GÖZÜMÜZ TÜM MÜLTECİLERDE


Şu an Türkiye'deki mültecilerin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?


Ben sadece Suriyeli mültecilerle çalışmıyorum. Kamerunlu, Pakistanlı, Iraklı mültecilerle de çalışıyorum. İlk başta çok zordu çünkü hiçbir sistematiği yoktu. Zaten acil bir durumdu. Sistematik olamazdı. Kanunlar iyileştiriliyor. Türkiye, mülteciler için güzel şeyler yapıyor. Amerika sadece 10 bin Suriyeli mülteci kabul etti. Okyanusta küçük bir damla... Bence bu büyük bir iş ve Türkiye mümkün olduğu kadar iyi yapıyor. Ama bu sadece Türkiye'nin görevi olmamalı.



KONSER PARASI AİLELERE


Daha çok nerelerde konser veriyorsunuz?


Taksim'de Kırmızı Tazı, Balat'ta Atölye Kafası, Kadıköy'de kargART, Cihangir'deki CreAtölye çıktığımız mekanlardan bazıları... Festivallerde de yer alıyoruz. Daha çok atölye ve müze tarzı mekanlarda sahne almayı istiyoruz. İlk başlarda mekan bulmakta zorlanıyorduk ama şimdi kapılar bize kolay açılıyor.



Nasıl bağış topluyorsunuz?


Aslında mekanlar bize para veriyor. Her konserde şapka dolduruyoruz. O parayla mülteci ailelere yardım ediyoruz. Her konser için farklı bir aile seçiyoruz. Ben ve Bashar mülteci ailelere yardım eden organizasyonlar için çalışıyoruz gün boyu. O aileleri biz belirliyoruz.



Bugüne kadar kaç aileye ulaştınız peki?


Ben başka bir organizasyonla da çalışıyorum. Orada 20- 25 aileye yardım ettik. Project Lift'in yardım ettiği aile 100'ü geçmiştir. Country For Syria olarak da her konser başka bir aileye yardım topluyoruz. Haftada bir iki konser yapıyoruz. Şimdiye kadar 50-60 aileye ulaştık.



Ne kadar zamandır İstanbul'dasın?


2010 yılından beri buradayım. Benim aslında üvey babam Türk. Burada iki üvey kardeşim ve babaannem var. İstanbul Teknik Üniversitesi Müzik İleri Araştırmaları Merkezi'nde (MIAM) etnomüzikoloji okuyorum.





İstanbul'u nasıl buldunuz?


Bizim grup için çok ilginç bir şey. Batı'dan gelen yabancılar olarak biz İstanbul'u seçtik, özellikle burada yaşamak istiyoruz. Gruptaki Türkler zaten burada yaşıyor. Suriyeliler ise zorla geldiler. Onların Türkiye'den başla bir seçeneği yoktu. O yüzden hepimizin bakış açısı farklı.



Country müziğini geleneksel Arap enstrümanlarıyla kullanıyorsunuz. Nasıl bir sentez oluşturdunuz?


Bashar: Cevap vermesi zor. Çok garip bir müzik yapıyoruz aslında. Koma notalar çalıyoruz ama country müziğinin orijinalinde koma sesler yok. Dediğim gibi garip ama güzel bir müzik yapıyoruz.


Owen: Suriyeli müzisyenler çok yetenekli olduğu için bu sentez başarılıydı. Ben tek başıma yapamazdım.



Kamptaki çocuklara umut verdik


Türkiye'deki mülteci kamplarını ziyaret ediyor musunuz?


Diyarbakır'daki Fidanlık Mülteci Kampı, Dargeçit Köyü ve Türkiye Suriye sınırında bulunan Cizre kasabasını ziyaret ettik. Orada yaşayan insanlar zor bir durumda. Kamp ve köylerde o çocukları eğlendirmek, onlara umut vermek çok iyi geldi.



Birlikte yaşamak mümkün


Gelecek hedefleriniz neler?


Amerika'da on konserlik bir tur düzenleyeceğiz. Şu an vize bekliyoruz. Ortadoğu ülkelerini de ziyaret etmek istiyoruz. Suriye'yi çok isteriz ama imkansız gözüküyor. Türkiye'nin içindeki diğer kampları ziyaret edeceğiz. Daha fazla aileye yardım etmek istiyoruz. Turdan döndükten sonra albüm yapacağız. Biz hep umutluyız, belki bizim müziğimiz o büyük konuşmayı değiştirir. Amerika'dan gelen çok çirkin konuşmalar var. Yabancıya hoş değil. Halktan halka bir mesaj göndermek istiyoruz: Birlikte yaşayabiliriz.



#Country For Syria
#Owen Harris
8 yıl önce