Ankara Petrol Ofisi Kulübü'nde top koşturuyordu. Mahallenin göze batan topçusuydu. Futbol hayatının her şeyiydi. Tam Galatasaray'dan transfer teklifi aldığı sırada ciddi bir rahatsızlık geçirdi ve altı ay tedavi gördü. Sahalardan, spordan uzak kaldı. O sırada içindeki başka bir tutkuya, müziğe tutundu ve topçu Bahattin'den popçu Baha'ya dönüştü. İyi ki de öyle oldu. Yıllarca naif sesiyle aşıkların dili, romantiklerin vazgeçilmez ismi oldu. 'Aşk'a Devam' albümüyle yoluna devam eden Baha'yla aşktan, hayattan ve müzikten konuştuk.
Bizim tarzımızda insanlar çok göz önünde, kameralar önünde olmayı sevmez. Yaptığınız sanatın içeriğinden eminseniz bu tarz şeylere gerek yok. Doğru olan mutlaka bir yerelere gidiyor. Benim şarkılarımdan ziyade karakterim ve kişiliğim çok daha öne çıktı. Bunun böyle olması beni ayrıca mutlu ediyor. Şarkılar dışında insan olarak değer görmek benim için çok anlamlı. Hakkımda bir tane kötü haber yok. Bu gurur duyulacak bir durum. Şarkılar olmasa ben olmazdım. Son seksiz on yıldır aktif gibi gözükmüyorum ama her ay 11 konser yapıyorum. Hepsi de dolu.
- Üç gün öğretmenlik yapıp istifa ettim
- Eğitim fakültesinde okudum dediniz ama hiç öğretmenlik yapmadınız mı?
- 3 gün öğretmenlik yaptım, istifa ettim. Altındaki hikaye çok geniş ama kısacası umduğum ortamı bulamadım öğretmenlikte. Şimdi 'Müziğin Abisi' başlığı altında üniversiteli gençlerle kampüslerde bir araya gelip onlara tecrübelerimi aktaracağım. Böyle bir programımız olacak. Ayda iki üniversiteye gideceğim.
Hayatta her şey kısmet. Kaderde şarkıcı olmak varmış ama içimde kalmadı değil. Çok güzel bir aşamaya getirmiştim çünkü. Açıkçası tekrar dönmek istedim sahalara ama yönetim filan değişmişti, tedavimin altı ay sürmesi spordan epey uzak tutmuştu beni. Kilo da almıştım. Ondan sonra müziğe ağırlık verdim.
Bizde de her ailede olduğu bağlama ud bir kenarda vardı. Yedi yaşında bağlamayı kurcalıyordum. Ailem yeteneğimi fark edince üzerine gitti. Ankara Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik bölümü mezunuyum. Ana enstrümanım viyola, yardımcı çalgım da piyano. Türk müziği nağmelerinden modern bir tarza geçmiş oldum. Zamanla müzik tarzıma da yansıdı.
Çok sık aşık olmam. Ayran gönüllü değilim. Öyle bir yapım yok ama sıkı aşık olurum. Aşka ve insanlara saygılıyım.
Aşık Veysel'e sormuşlar aşk nedir diye. 'Seversin kavuşamazsın aşk olur' demiş. Herkesin kendince bakış açısı var ama aşkın acı ve ulaşılamaz bir tarafı var bence.
Şimdiki nesil bizim yaşadığımız çocukluğu yaşamadı. 45-50 yaşına geldik biz hala anne babamızın yanında bacak bacak üstüne atamıyoruz. Sahne adabı sonradan kazanılacak bir şey değil. Şimdi bir şarkıyla milyonlarca dinleniyor, insanlar peşinden gidiyor ama içi boş olduğu ortaya çıkıca o ilginin devamı gelmiyor. Bunalıma giriyorlar. Ne kadar acı bir durum. Gençlerin önce biraz kişisel eğitimle başlaması gerektiğini düşünüyorum.
Şimdi bir fenomen durumu çıktı ortaya. Şaşkınlıkla izliyorum. Biz ekranda aman saygıda kusur etmeyelim diye iki büklüm olurken onlar ekranların önünde küfür ediyorlar milyonlarca tıklanıyor izleniyorlar. El üstünde tutuluyorlar. Bazen ben bu toplumun neresindeyim diye de düşünüyorum. Bizim daha sık görünmemiz lazım diye düşünmeye başladım son yıllarda.
Ekonomik olarak Allah'a şükür kimseye ihtiyacım yok. Çok büyük hedeflerim olmadı. Böyle şeyler söylenmez ama çok fazla param olsaydı da bunu bir tarafta turmazdım. Paylaşırdım. Hedef para olmadı hiçbir zaman ama güzel standartlarda yaşıyorum.