|

Onlara her gün 15 Temmuz

15 Temmuz gecesi sokağa çıkan şehit ve gazi yakınları darbe davalarının görüldüğü Silivri’de, birkaç siyasi ve vatandaş dışında pek kimse gelmese, gelenlerin çoğu fotoğraf çektirip dönse de, bıkmadan usanmadan nöbete devam ediyor. Hepsi birer avukata, hakime, savcıya dönüşmüş; darbecilerin şecerelerini, suçlarını ezbere biliyorlar.

Yeni Şafak ve
04:00 - 2/10/2017 Pazartesi
Güncelleme: 03:30 - 2/10/2017 Pazartesi
Yeni Şafak
Şehit Mehmet Şefik Şefkatlioğlu’nun eşi gazi Vahide Şefkatlioğlu, darbecileri eserleriyle yüzleştirmek için her gün Silivri’ye gidiyor. İstanbul Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Selim Çelenk (sol başta) Vahide Şefkatlioğlu (ortada) ve yakınları.
Şehit Mehmet Şefik Şefkatlioğlu’nun eşi gazi Vahide Şefkatlioğlu, darbecileri eserleriyle yüzleştirmek için her gün Silivri’ye gidiyor. İstanbul Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Selim Çelenk (sol başta) Vahide Şefkatlioğlu (ortada) ve yakınları.

Darbecilerin yargılandığı Silivri'deki duruşma salonlarında, şehit yakınları ve gaziler, bıkmadan usanmadan nöbete devam ediyor. İşte darbe davalarının görüldüğü kampüste sıradan bir günün izlenimleri.

15 Temmuz gecesi sokağa çıkan şehitler ve gazilerin yakınları, darbe davalarının görüldüğü Silivri’de kimse gelmese de, gelenler fotoğraf çektirip geri dönse de, bir kaç siyasi, bir kaç vatandaş dışında destek olmasa da bıkmadan usanmadan nöbete devam ediyor. Vahide Şefkatlioğlu, Ramazan Tekin gibi şehit yakınları ve gaziler protez bacaklarına, ameliyatlı bedenlerine, onlarca kilometre gittikten sonra acılarıyla yüzleştiren yüzsüz darbecilere rağmen her gün duruşmalara gidiyor. Hepsi birer avukata, hakime savcıya dönüşmüş, darbecilerin şeceresini, suçlarını ezbere biliyorlar. FETÖcü yalan makinelerinin mumu çapraz sorguya kadar yanıyor. Avukatlar sordukları sorularla yalanları tek tek çürüttükçe gülme sırası şehit yakınları ve gazilere geliyor. Mutfakta olduğumuz için daha çok muhabir arkadaşlarımızın izlediği Silivri’deki darbe davalarının görüldüğü kampüste sıradan bir güne dair izlenimlerimiz:

SİLİVRİ’DEKİ DARBECİLER ŞANSLI!

Cezaevinin hemen karşısındaki dışında Duruşma Salonları yazan binada Perşembe günü aynı anda iki duruşma görülüyordu. Büyük salonda 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul’da aralarında mesai arkadaşımız Mustafa Cambaz’ın olduğu 89 kişiyi katleden darbecilerin de olduğu 24 sanık hakim karşısındaydı. Alt katta ise Selimiye Kışlası’nda 15 Temmuz darbe girişimine iştirak eden askerler yargılanıyordu. Silivri’nin Ankara Sincan’daki davalara göre en büyük farkı darbecilerin cezaevinden salonun arka kısmına kimsenin görmeyeceği şekilde alınmaları ve tünelden salona getirilerek izleyicilerle hiç muhatap olmadan sanık sandalyesine oturmaları. Sincan’daki gibi idam iplerini, hain yaftalarını duymaktan kurtuluyorlar.

ŞEHİT VE DARBECİ EŞİ AYNI KAPIDAN

Hem darbecilerin yakınları hem de şehit yakınları ve gaziler ile diğer izleyiciler duruşma salonuna aynı kapıdan giriyor. Darbecilerin yakınlarını fısıltıyla konuşmalarından bir köşeye pısmış duruşlarından ayırt edebiliyorsunuz. Duruşmaları izleyen darbeci yakını çok denecek kadar az. Taksim Meydanı ve Harbiye TRT binasını işgal eden darbecileri gönderen Kurmay Albay Nebi Gazneli’nin ifadesi sırasında şehit yakınları ve gaziler ile müştekilere ayırılan bölüm ile izleyicilere ayrılan sıralar ise neredeyse tamamen doluydu. Görevliler darbecilerin yakınları olduklarının anlaşılmaması için izleyici sıralarına da oturan darbeci yakınlarının olduğunu da iletse de sayılarının çok az olduğunu söyledi.


GÖREVLİLER YARDIMCI OLUYOR

Duruşma salonlarına girerken Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın kırmızı yelekli görevlileri dikkatleri çekiyor. Gelenlere yol gösteren, rehberlik yapan, ulaşım konusunda yardımcı olan görevlilerle sohbet etme imkanı da buldum. Bu sürecin kişisel olarak da bir parçası olmuşlar. Duruşmaların başladığı 2016 Eylül'den bu yana bir yıl geçti. Bu sürede duruşmaları aralıksız izleyenler kimler sorusuna görevlilerin tek cevabı var: Sadece şehit yakınları ve gaziler… Öyle ki artık görevlilerle, güvenliği sağlayan personelle kardeş gibi olmuşlar. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İstanbul İl Müdürü Selim Çelenk duruşma günlerinde her sabah Silivri’de güne başlayıp öğleden sonraya kadar şehit yakınları ve gazilerle bizzat ilgileniyor. Yine her gün İstanbul’dan bir ilçe müdürü ve sosyolog, psikolog, sosyal hizmet uzmanı gibi 5 görevli nöbetçi olarak Silivri’de görev yapıyor.

HEPSİ AVUKAT OLMUŞ

Şehit ve gazi yakınları bu süre zarfında birer avukata, savcıya hakime dönüşmüş. Duruşma sırasında darbeciler bir yalan söylediğinde şehit ve gazi yakınları hemen müstehzi ifadelerde gülüyor ve içlerinden münasip bir lisanla karşılık verdiklerini anlıyorsunuz. Şehit ve gaziler darbecilerin şeceresini ezberlemiş. Kimin rütbesi ne, hangi kışlada görev yapıyor, darbe günü neler yaptı, size tek tek sayıyorlar. Biz not alırken, kendi yazdığı ifadesini bile okumakta zorlanan Albay Nebi Gazneli’nin Kurmay olduğunu vurguluyor bir şehit babası, gülerek, ekliyor: “Bunlardan er bile olmaz!”

AVUKATLAR İYİ ÇALIŞMIŞ!

Müşteki avukatlarının oturduğu bölümde oturan ve gerek Cumhurbaşkanlığı gerekse şehit ve gazi yakınları adına müdahil olan avukatlar, sıra çapraz sorguya gelince yalancı darbecilerin mumunu tek tek söndürüyor. Avukat Yasin Şamlı, darbeden bir süre sonra Albay Müslüm Kaya ile birlikte yakalanan Nebi Gazneli’yi peşi sıra sorularla sıkıştırdıkça imdadına avukatı yetişip sorulara cevap vermemesini tavsiye ediyor. Özgüven havası estirmeye çalışan Gazneli ise her cevabında bir kez daha çuvallıyor. Örneğin Avukat Şamlı, saat ve dakika vererek, vatandaşa ateş emri verdiğini isbat edince Gazneli çareyi saçmalamakta buluyor: “O asker emri beyninin sol lobundan almıştır.”

Suçu askere yıkan 'büyük subay'

Dikkatimi çeken hususlardan biri de Avukatların darbecilerle diğer darbe davalarında verilen ifadelerdeki detayları tek tek çıkarıp köşeye sıkıştırmasıydı. Avukat Şamlı, darbeci Gazneli’ye yönelik hazırladığı 30 sorudan 11’ini sorunca Nebi Gazneli’nin tüm savunması çöktü. Gazneli’nin çaresizliğini özetleyen noktalardan biri de darbe girişimi gecesi işlediği suçları askerliğini yapan gariban erlerin üzerine atmasıydı. Yine avukatlardan Selçuk Kar’ın Nebi Gazneli’ye sorduğu “TSK’nın şerefli bir subayı olduğunuzu söylüyorsunuz ama darbe gecesi sizin birliğinizde görevli olmayan bir başka subayın emrine girmişsiniz; bu mudur şerefli subaylık?” sorusu karşısında Gazneli, bir dakika boyunca adeta küçük dilini yutmuş gibi susup kaldı. Yardımına “Cevap vermek zorunda değilsin” diye bağıran avukatı yetişti.


#15 Temmuz
#Silivri
7 yıl önce