Başbakan Ahmet Davutoğlu, 5 saat süren Bakanlar Kurulu toplantısının ardından A Haber-ATV ortak yayınına konuk oldu. Davutoğlu, programda gündem başlıklarını değerlendirdi.
Davutoğlu'nun açıklamasından satır başları:
"Bakanlar Kurulu toplantısında operasyonlar değerlendirildi ve bundan sonra atılacak adımları konuştuk. Somut konular görüşüldü. Hangi nitelikte olursa olsun tüm terör faaliyetleri karşısında her türlü tedbiri almaya kararlıyız.
İncirlik Üssü'nün ve gerekli işbirliğinin oluşmasına karar verdik. Askeri görüşmelerde mücadele nasıl yürütülecek bu konudaki çalışmalara hemen başlanacak. ABD ile görüş ayrılığı giderildi.
Hava güvenliğinin sağlanması durumunda birçok hedef aynı anda gerçekleşir. Biz, Türkiye sınırları içerisinde DAEŞ'i görmek istemiyoruz. Suriyelilerin kendi ülkelerini savunması esas ilke bu olacak. Müttefik ülkelerinin Türkiye'nin niyetini doğru algılaması gerekiyor. Birçok diplomatik temasta bulunduk.
Önemli olan bu mücadelede kendi halkımızın desteği ve uluslararası destek. Bugün yürüttüğümüz mücadelede bu destekler var. Kesin netice alana dek sürdüreceğiz. 2013 Mayıs'ında verilen söz tutulacak. Bütün silahlı unsurlar Türkiye'yi terk edecek. 121 ülkeden destek geldi.
Suriye ordusunu kendi halkıyla savaşa soktu Esed. Şimdi 10 binlerce askerin ölümüne, 100 binlerce Suriyelinin ölümüne ve milyonlarca Suriyelinin ülkesini terk etmesine neden oldu. Halkıyla savaşan ordu ayakta kalamaz. Esed döneminin bittiği anlamına geliyor. Bir an önce halkı temsil eden bir yeni siyasi döneme geçmek gerekiyor. DAEŞ'in zemin bulmasının nedeni de bu şartlardır.
DAEŞ'in Türkiye ile sıkıntısının farklı boyutları var. Türkiye bölgesel istiktarın en önemli garantisi. Bu anlamda DAEŞ bölgede kaos kurmak istemesi konusunda Türkiye engel oluyor. Bizi tehdit olarak görmesi, bizim de onları tehdit olarak görmemiz doğal bir sonuç. Başarımız DAEŞ ideolojisinin anti tezi.
Halkımızı kaygılandıracak bir durum yok. Son yıllarda özellikle gelebilecek kötü bir haber için gece boyu telefonlarımız hep alarmda kaldı. yeter ki vatandaşlarımız Türkiye'nin her yerinde huzur içinde uyuyabilsinler.
Yabancı savaşçılara dair gözaltı noktasında Türkiye, kapalı bir toplum değil. Aslında 1050 kişi gözaltında. Turizmi etkilemeden, teröre karşı aktif bir mücadele vereceğiz.
Ne oldu Türkiye'de? 7 Haziran'dan sonra günde 6 terör eylemi gerçekleştirilmiş. Emniyet raporlarını okumadan uyumam. Birileri bu dönemi bir terörün ve kaosun yaygınlaşması için fırsat olarak gördü. Bazıları TIR'ları yaktı. Kimin hakkı var bu TIR'ları yakmaya? Askerlerimize ve polisimize saldırmaya başladılar. Türkiye durduğu yerden bir operasyon başlamadı.
Eş zamanlı operasyonlara başladık. Güvenlik birimlerimizle toplandık ve konuyu masaya yatırdık. Sürekli teyakkuz halinde durmak durumundayız. Terör örgütleri eş zamanlı olarak durdurulmazsa prim vermiş olursunuz. İstismarların önünü açmış olursunuz. Etnik yapımızla oynadıkları yerleri başlarına yıkarız. Özel Güvenlik Toplantısı'na giderken, askerimizi şehit ettiler. DAEŞ'i cezalandırmak, vatandaşlarımıza saygımızın bir gereği.
PKK, DAEŞ ve DHKP-C'ye karşı işte sesimiz çıktı. Operasyonlarımız halkın sesidir. Demokrasinin sesidir. Artık Türkiye bir hafta önceki Türkiye değildir. Artık herkes ayağını denk alsın. Birileri heveslenmesin.
HDP, PKK'dan korkar. Her türlü tedbiri alırız. Dün ve bugün Gazi Mahallesi'nde istismara neden oldular. Alevi vatandaşlarımıza dokunacak biri olursa, karşılarında bizi bulur. Ama birileri silahlı cenaze töreni düzenliyorsa bu herkese saygısızlıktır. Özellikle Cemevi'ndeki dedelere de teşekkür ediyorum. Ama kimse silahlı gösteri yapma imkanı bulamayacak.
Kalaşnikofun seçim başarısıyla ne alakası var. Seçim sonrası oyunu gördük. Devlet işleri yanlış gitse, benden hesap sorulacak. Ben bu makamdayım da kudret makamında değil miyim? Hesap sorulacaksa kudret de bendedir. Bu kudreti kullanacaksam Demirtaş'tan izin alacak değilim.
PKK'nın başı bozukluğuna izin veremeyiz. Kimsenin öldürme yetkisi yok. Cezalandırma yetkisi ancak adalet tarafından sağlanır. Bunlar kaos çıkarmak istedi. Şimdi belirsizlik yok, herkes görevini verecek. Siyasi parti siyasi partidir, terörün sözcülüğü yapamaz. Çözüm süreci bağlamında yeni bir süreç isteniyorsa önce bunu PKK'ya söylesinler. Size artık ihtiyaç yok desinler.
Bir dakika ömrüm kaldığını bilsem, ülkeme zarar verecek durum olsa dahi karar verir ve imzamı atarım.
Partilerin kapatılmasına ilkesel olarak karşıyım. Seçimlerden yeni çıktığımız bu dönemde, hiç bir partinin kapatılmasını siyasi olarak doğru görmem. Hukuki olarak terörle bağlantısı araştırılır, bağımsız yargı görevini yapar. Parti kapatılması bir çözüm değil.
HDP bu dersi çıkarması lazım. 80 milletvekiline sahip bir parti artık kitleselleşmeyi öne çıkarmalı. Türkiyeleşmek dedikten sonra, Doğu ile Batı arasında ayrımcılık yapmaması ve silahı savunmaması lazım. Sözün geçmiyorsa neden İmralı'ya gitmek istiyorsun?
Çözüm süreci adını kamuoyu verdi. Demokratikleşme ve terörün durması bizim amacımız buydu. Bir ayaklı yürümez bu iş. Demokratikleşme yönünde adımlar attık ama PKK silahsızlanma yönünde adım atmadı. HDP en aşırı fikrini savunabilir. Kimse de bir şey demez. Fikir ifadesi konusunda HDP'lilere hukuki yaptırım uygulanmadı. Bu tablo içerisinde neden silah? Biz görüyoruz ki Türkiye'yi kaosa sürükleyen bir yapı var.
Medyanın çok sesliliğine açık değiller. Herkesi eleştirmeyi istiyorlar ama eleştirilmek istemiyorlar. Star Medya'ya yapılan saldırıları şiddetle kınıyorum. Demirtaş, 'iktidara gelirsek bu medyaya el koyacağız' dedi. Bunlar işaret.
Bir taraftan bu terör faaliyetleri sürerken, paralel yapının tutumlarına dikkat etmek lazım. DAEŞ' Türkiye destek veriyor diyorlardı. Dört gündür Türkiye DAEŞ'e karşı operasyonlarını sürdürüyor. Pararlel medya şimdi nerede? Şimdi HDP ile el ele ilerliyorlar. 'Sivil kayıp' dediler, Kandil'de sivil ne arar? Bunları herkes sorgulamalı.
HDP 'neden bize bilgi verilmedi?' diyebilir Önce saflarını seçsinler, sonra bilgilendiririz. Verdiğimiz bilgiyi nereye servis edecekler onu bir bilelim. Sonra bir gereğini yaparız. Ama o belirleme olmadan ve şehitler için sesi çıkmamışken tabi bu konuda bizim tutumumuz açık olur. Askerimizi öldürenleri savunursan, askerimiz sana bilgi vermez. Polisimizi öldürenleri savunurken, polisimiz sana bilgi vermez. Kınıyorum ve lanetliyorum demelisin.
Arkadaşlarımız müzakereler çerçevesinde görüşmelerini yoğun bir şekilde sürdürüyor. Kimse Türkiye'de bir belirsizlik olacağını düşünmesin. Hedefimiz hükümeti bir an önce kurmak. Koalisyon partisi değil koalisyon kuruyoruz."
