|

Ortadoğu'nun yüzünü sinemada güldüreceğiz

Ramazan Kılıç, Penaber (Mülteci) filmiyle Sabancı Vakfı'nın kısa film yarışmasından ikincilikle döndü. Filmde Mısırlı ve Suriyeli arkadaşlarına rol veren Ramazan'ın hayali güçlü hikayeler yazmak. Filmin oyuncuları Fatima Hossam ve Mahmoud Al-Atassi ise Ortadoğu'nun kaderini sinemayla değiştirmek istiyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 12/02/2017 Pazar
Güncelleme: 23:09 - 11/02/2017 Cumartesi
Yeni Şafak
Sabancı Vakfı'nın 'mülteci kadınlar' temasıyladüzenlediği kısa film yarışmasında bu yıl Ramazan Kılıç'ın Penaber(Mülteci) isimlifilmi ikincilik ödülünün sahibi oldu.
Sabancı Vakfı'nın 'mülteci kadınlar' temasıyladüzenlediği kısa film yarışmasında bu yıl Ramazan Kılıç'ın Penaber(Mülteci) isimlifilmi ikincilik ödülünün sahibi oldu.

"Mültecidirler mülteci/ göçebeler gibi kapıdan kapıya/ diyar diyar dolanırlar/ kanatsız kartal olmuşlar"



Aram Tigran'ın cümbüşüyle hafızalarımıza kazınan Penaber (Mülteci) şarkısı dönüp dolaşıp yıllar sonra Ramazan Kılıç'ın Sabancı Vakfı Kısa Film Yarışması için çektiği filmde karşımıza çıktı. Geçtiğimiz yıl sonunda 'mülteci kadınlar' temasıyla düzenlenen yarışmaya şarkıyla aynı adlı Penaber filmiyle katılan Ramazan, İstanbul Şehir Üniversitesi'nde sinema okuyor. Penaber, bir kadının hayatını beş farklı fotoğrafla anlatıyor. Beş fotoğrafta hayatının evrelerine tanık oluyoruz. Filmde Sham Al-Amir adında küçük bir Suriyeli kız, Mısırlı Fatima Hossam ve yine Suriye'den Mahmoud Al-Atassi rol alıyor. Fatima ve Mahmoud Ramazan'ın 82 farklı ülkeden öğrenciyi ağırlayan Şehir Üniversitesi'nden arkadaşları. Film ekibiyle bir araya gelip Penaber'in hikayesini konuştuk. Yurtlarını terk edip Türkiye'ye sinema okumaya gelen bu gençler Ortadoğu'nun kaderini beyazperdede güldürmek istiyorlar.







SAVAŞI YAŞADIM KORKMADIM


Mahmoud Al-Atassi, dört yıldır İstanbul'da yaşıyor. Savaş başladığında üniversite eğitimi için Suriye'de bulunan Mahmoud'un ailesi Suudi Arabistan'da yaşıyor. Sinema okumak için İstanbul'a gelen Mahmoud, "Savaş sırasında ailem yanımda değildi. Savaşı çok ciddi yaşadım. Bombalar, tanklar, keskin nişancılar, uçakların arasında yaşadım. İki arkadaşım öldü yanımda. O ara korkmaktan ziyade bir şey yapmak zorundasınız. Ailem ayrılmam için zorladı. Yoksa kalıp savaşacaktım" diyor. Mahmoud'un Suriye'den ayrılmayı hiç düşünmeyişi vatan sevgisini çok iyi özetliyor.







TÜRKİYE'DE KALACAĞIM


Sinemayı seçmesinin nedenini ise "Bütün sinemacılar Ortadoğu'yla ilgili kötü resimler çiziyor. Ben kötülüklerin içinden iyi bir şeyler seçip çıkarmak istiyorum. Çünkü sinema insanı değiştirir" sözleriyle açıklayan Mahmoud'un büyük hedefleri var. Okul biter bitmez Türkçesini iyileştireceğini söyleyen Mahmoud, "Üniversiteler arası iletişim kuran bir proje geliştiriyorum. Mezun olunca bu projeyi hayata geçireceğim. Sonra bunu bir film şirketine dönüştürüp Türkiye'de filmler çekeceğim. Ortadoğu, sinemada kötü gösteriliyor. Bizi doğru yansıtacak projeler yapacağım" diyor. Mahmoud'un Penaber ile ilgili düşünceleri şöyle: "Penaber'in çok basit bir çıkış noktası var aslında. Ama insanların kalbine dokunan bir hikaye. Filmi güçlü yapan nokta da buydu bence."



BİZİ ANLATACAĞIM


Fatima Hossam, Mısırlı. O da üç yıldır İstanbul'da yaşıyor. Şehir Üniversitesi'nde sinema okuyan Fatima, filmde Mahmoud'un eşini canlandırıyor. "Mülteci konusu çok hassas bir konu. Ancak bu durumu anlayan biri bu filmde oynayabilirdi. Ben de rolü kalbimle hissettiğim için bu projede Ramazan'ın yanında oldum" diyen Fatima'nın sinema çocukluk hayali. Fatima, "Doğuda yaşayanlar hakkında hep başkaları konuşuyor. Biz hiç kendimizden bahsetmiyoruz, kendimizi anlatmıyoruz. Ben insanlara bizi anlatmak istiyorum. Sinemada ya terörist olarak gösteriliyoruz ya da başka türlü. Kesinlikle iyi değiliz. Ben bunu değiştirmek istiyorum. İstanbul bu konuda bana farklı bakış açıları kazandırdı. Burada farklı geçmişlere sahip değişik insanlar var. Bu aynı anda bir sürü kültürle karşılaşmanız ve tanışmanız anlamına geliyor. İstanbul bana böyle bir imkan sundu" diyor.







15 Temmuz'da kendimi Suriye'de hissettim


Mahmoud'un Suriye iç savaşı, Fatima'nın Mısır Devrimi deneyimleri aklımıza 15 Temmuz gecesini getirdi. Darbenin başarılı olma ihtimalinden çok korktuğunu söyleyen Fatima, "Bizim yaşadığımız hiçbir şeyi Türk halkının da yaşamasını, sizin de bizim gibi ülkenizi terk etmek zorunda kalmanızı istemem" diyor. Mahmoud'un arkadaşlarıyla beraber yaşadığı öğrenci evi Üsküdar'da. Fatih'te oturan diğer arkadaşlarından "Desteğe gelin" çağrısını alır almaz Fatih'e giden Mahmoud ise "Gecenin ilk başlarında çok üzüldüm. Sonra birden kendimi Suriye'de gibi hissettim. Üstümüzden jetler geçiyor, silah sesleri geliyor. Darbe başarılı olsaydı iç savaş çıkabilirdi. Türkler ve buraya sığınan bizler vatansız kalabilirdik. Şu an en güvenli ülke Türkiye" şeklinde konuşuyor.







Güçlü öyküler gerek


Filmin yönetmeni Ramazan Kılıç. Yarışmanın teması belli, 'mülteci kadınlar' ama Ramazan'a bu filmi çekerken asıl amacının ne olduğunu soruyorum. Ramazan şöyle bir cevap veriyor: "Filmi tasarlarken herhangi bir millete odaklanmadım. Mültecilik küresel bir sorun. Önemli olan kimlikler değil ortada yaşananlar, insani değerler. Bunları ön planda tutmaya çalıştım." Penaber bir öğrenci filmi gibi değil. Arkasında amatör profesyonel bir emek var. Ramazan okul bitince sektörde çalışıp biraz para kazandıktan sonra da kendi hikayelerini filme çekmek istiyor. Ancak her şeyden çok bolca öykü yazmak istiyor. Toplumun dürüst ve güçlü öyküler olmadan gelişemeyeceğini düşünüyor.















#Penaber
#Ramazan Kılıç
#Sabancı Vakfı
#Ortadoğu
7 yıl önce