|

"Peki ama ne demek racon?"

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... İsmail Kılıçarslan köşesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Kimse benim adıma racon kesmesin" ifadelerine işaret etti. Hasan Öztürk, Hatice Karahan, Abdullah Muradoğlu ve Ömer Lekesiz de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
08:58 - 22/08/2017 Salı
Güncelleme: 09:11 - 22/08/2017 Salı
Yeni Şafak
Ömer Lekesiz, ​İsmail Kılıçarslan, Hatice Karahan, Abdullah Muradoğlu ve Hasan Öztürk.
Ömer Lekesiz, ​İsmail Kılıçarslan, Hatice Karahan, Abdullah Muradoğlu ve Hasan Öztürk.

İsmail Kılıçarslan, Hasan Öztürk, Hatice Karahan, Abdullah Muradoğlu ve Ömer Lekesiz'in yazılarının en dikkati çeken bölümleri:

Açık konuşmak gerekirse

Bundan bir süre önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘benim adıma sadece sözcüm konuşur’ demesi bazıları için yeterli olmamış olacak ki Erdoğan sonunda kendi derin köklerinden bir deyim seçerek ayarı verdi önceki gün: ‘Kimse benim adıma racon kesmesin.’Buraya nasılsa döneceğiz. Dilimize İtalyanca'dan geçen güzelim ‘racon’ kelimesinin bendeki ilk çağrışımı, adamımız Güven Adıgüzel’in 2011 yılında arkadaşlarıyla çıkardığı Racon Dergisi. İyi denemeydi lakin uzun ömürlü olmadı. İstanbul alt kültüründe yaygın olarak kullanılan ‘Kasımpaşalı gibi racon kesmek’ deyiminin de kelimenin bendeki ikinci çağrışımı olduğunu not düşeyim. Peki ama ne demek ‘racon?’ İtalyanca'daki anlamı ‘saygınlık ve itibar.’ Türkçe'deki ilk anlamları ise ‘kural, yol, yöntem, gösteriş, çalım, fiyaka.’ Gelelim raconun argodaki anlamlarına. İlk akla geleni şu: ‘Kabadayılık âleminde geçerli yöntem ve kurallarla bir anlaşmazlığı neticeye bağlamak.’

Kumpasa kumpasla mukabele etmeyiz

FETÖ ile mücadele ediyormuş gibi görünenlerin bir kısmının yöntem olarak FETÖ taktikleri uyguladığını gördükçe...Ve bir zamanlar FETÖ ile içli dışlı olanların bugün FETÖ savar halllerine şahit oldukça, dinimizin bize vazettiği makuliyet bahsini yeniden hatırlıyorum. Hazreti Peygamber (as) bir hadisinde, “Bir insanı çok sevme ki bir gün olur nefret edersin, bir insandan nefret etme ki olur ya bir gün seversin” diyor. Aslında beşeri ilişkilerdeki sınırları bize hatırlatıyor. Ancak bu hadis dün öyle, bugün böyle davrananlara da iyi bir örnek. Dün, aşırı FETÖ savunucularının bir kısmı bugün aşırı FETÖ savar rolü üstlenmiş görünüyor. Dün de yadırgatıcıydı halleri, bugün de...

Dış pazar boyutları var

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti için çıktığımız Ürdün yolundan selamlar... Günübirlik planlanan seyahat kapsamında, Erdoğan’ın Ürdün Kralı ile birebir görüşmesinin yanı sıra, heyetler arası görüşmeler de yer alacak. İki ülke, bilindiği gibi öteden beri çok ayaklı işbirliklerini ajandasına alıyor. Bu ayaklardan biri de, hiç şüphesiz ekonomi… Nitekim ekonomik bağların süregelenden daha güçlü bir yapıya kavuşturulması gayesi son dönemde daha da çok güdülüyor. Öyleyse bu seyahat vesilesiyle, mevcut duruma ve potansiyele şöyle bir göz atalım. HIZLANMA İSTEĞİ Öncelikle Ürdün ekonomisindeki vaziyeti hatırlayacak olursak, son yıllarda %2-3 bandında seyreden bir gelişim hızından bahsediyoruz. Ülkedeki ekonomik performansın eskiye nazaran yavaş gitmesinin ardında, madencilik sektöründeki gelişmelerin yanı sıra, özellikle Suriye ve Irak krizlerinden etkilenen dış pazar boyutları var.

ABD’nin dış politika tercihleri

ABD Başkanı Donald Trump’ın Baş Stratejisti Steve Bannon’ın “Beyaz Saray”dan uzaklaştırılmasıyla “Hizipler Savaşı” yeni bir safhaya girdi. “Globalistler” ve “Ulusalcılar” arasında 6 aydır süren güç savaşını şimdilik Bannon ve mürettebatı kaybetti. Bannon, “Globalistler”in önündeki tek engel değildi kuşkusuz, ama en tehlikelisi ve en savaşçısıydı.  Trump, tabandan gelen bir siyasetçi olmadığı halde hem parti içinde adaylığını kabul ettirdi ve hem de Hillary Clinton karşısında seçimi kazandı. Bu seçim zaferinde, kampanyaya çok kritik bir aşamada dahil olan “Breitbart News”in yönetim kurulu başkanı Steve Bannon’ın büyük payı vardı. Bannon, “Cumhuriyetçi Parti”yi daha popülist bir sağ çizgiye taşımak isteyen “Beyaz-Milliyetçi” akımın önde gelen ismiydi. Breitbart ise hareketin platformuydu. Seçim kampanyasının stratejisini kuran Bannon, Trump’ın “Önce Amerika” söyleminin de mimarıydı. Bannon’ı Trump’ın seçim kampanyasına monte eden isim,  “Cumhuriyetçiler”in ve “Çay Partisi”nin önde gelen bağışçılarından “Mercer Ailesi” idi. Ailenin reisi Robert Mercer, “Breitbart”ın finansörüydü.  Bannon’ı Breitbart’ın tepesine yerleştiren de oydu.

İlk etapta seçtiklerimi aşağıda paylaşıyorum

Kitap kurdu, adı üstünde bir kurtçuk, kağıt ve kitapları kemirme özelliğine sahip kimi böceklerin kurtçuğu; okur ve yazarların dünyasında ise çok fazla kitap okuyan kimseden istiaredir.Kitap kurdu, günümüzde bibliyomanın karşılığı olarak da kullanılıyor ama sanırım bu yanlıştır, çünkü bibliyomaniye yani kitap edinme hastalığına maruz kalan kişiye bibliyoman denir. Elias Canetti’nin Körleşme’sindeki, Kien gibi. Bir kitap kurdunun kitap alması ise, 1-okumayla, 2-yakın zamanda ona ihtiyaç duyacağını sanmayla, 3-kaynak değeri yüklemeyle sınırlıdır. Örneğin, Marie Sophie ile Gül Ayetleri’ndeki yaman şiirlerin şairi Serkan Ozan Özağaç bu manada tam bir kitap kurdudur. Yoğun bir merak ve ilgi güzelliğiyle, okunması elem olanı kitabı, ne eder eder, bulur ve okur. Aramakla mı bulur yoksa bulmak için mi arar, orasını bilemem. Kimi önemli kitaplara onun tavsiyesiyle ulaşmışımdır, tıpkı Açılım Kitap Yayınevi’nin hemen okunulası kitaplarına ulaştığım gibi.

#​İsmail Kılıçarslan
#Hasan Öztürk
#Hatice Karahan
#Abdullah Muradoğlu
#Ömer Lekesiz
7 yıl önce