Kendilerine “Barış İçin Akademisyenler" adını veren 89 üniversiteden bin 128 akademisyenin imzaladığı skandal bildiriye tepkiler çığ gibi büyürken CHP, hendekçi akademsiyenlere ve imzaladıkları bildiriye sahip çıktı.
CHP Parti Meclisi (PM) hafta sonu gerçekleştirilecek 35. Olağan Kurultay öncesi, sunulacak raporları görüşmek üzere toplandı. Kurultay konuşmasının hazırlığı nedeniyle Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun katılmadığı PM'ye, Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl başkanlık etti.Bir saat süren PM'de, kurultaya sunulacak mali ve faaliyet raporları onaylandı. PM, ayrıca bazı akademisyenlere yönelik gözaltı kararlarına ilişkin de bir bildiri yayımladı.
Akademisyenlere karşı yürütülen yargısal sürecin eleştirildiği bildiride "CHP Parti Meclisi olarak, ancak demokrasi dışı rejimlerde rastlanan, düşünceyi açıklama özgürlüğü ve bağımsız yargıyı hedef alan bu operasyonları hukuksuz, kabul edilemez ve son derece tehlikeli buluyoruz" ifadesi kullanıldı. PM adına bildiriyi okuyan Genel Sekreter Gürsel Tekin
şöyle konuştu:
CHP olarak düşünce açıklama özgürlüğünü demokrasinin vazgeçilmez temel ilkelerinden biri olarak kabul ettiklerini ve kararlılıkla savunduklarını aktaran Tekin, "Bu anlayışla, şiddet çağrısı içermedikçe ifade özgürlüğünü kullanan tüm yurttaşların yanındayız ve onlara destek olmaya devam edeceğiz. Söz konusu akademisyenler bildirgesi ekseninde devam eden hukuksuz soruşturma, gözaltına alma ve görevden uzaklaştırmaların derhal son bulmasını talep ediyoruz.
1128 akademisyenin ancak Kandil'de kaleme alınabilecek, "terör yandaşı" bir bildiriye imza atmasının ardından sözde yazarlarda aynı kervana katılmıştı. "Şehir savaşı" adı altında bir çok ilçeyi harabeye çeviren PKK'nın adının dahi geçmediği bildiriye imza atan akedemnisyenlere destek veren sözde yazarlar "Direnenlerin yanında olmak bir zorunluluktur" ifadeleri ile terör örgütüne destek vermişti. Aralarında Serra Yılmaz'ın da bulunduğu 400 sinemacı da bildiri yayınlayarak inadına hendek inadına terör diyen akademisyenlere destek vermişti.
Bildirilerde en dikkat çeken kısım devleti suçlamaları. Her fırsatta devlete saldırmayı özgürlük ve demokrasi savunusu olarak gören gürüh nedense ABD ve AB gibi ileri demokrasilerin terör örgütü olarak gördüğü PKK'nın terör eylemlerini görmezden geliyor.
