|

Resim benim için satranç oyunu gibi

Ressam Utku Dervent, ezber bozan çalışmalarıyla Contemporary İstanbul’un en çok konuşulan sanatçıları arasında yerini aldı. Geleneksel sanat anlayışını modernize ederek yeniden yorumlayan Dervent, “Resimlerim niyet bakımından sözsüz müzik gibidir, söylemeyen, anlatmayan ama görünür, duyulur hale getiren biçimsel kurgulardır” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 24/09/2017 Pazar
Güncelleme: 11:22 - 24/09/2017 Pazar
Yeni Şafak
Resim benim için satranç oyunu gibi
Resim benim için satranç oyunu gibi

13 Eylül’de kapılarını açan ve geçtiğimiz Pazar günü sona eren sanat etkinliği Contemporary İstanbul, 80 binden fazla sanatseveri ağırladı. Dünyanın dört bir yanından ünlü sanat galerilerinin katıldığı fuarda sanatçılar eserlerini görücüye çıkardı. Biz de sanat fuarını hem gezmek hem de sanat dünyasında ezber bozan çalışmalarıyla dikkat çeken ressam ve akademisyen Utku Dervent’le buluşmak üzere oradaydık. Türkiye’nin en önemli sanat galerilerinden olan Bozlu Art Project standında üç gün boyunca dönüşümlü olarak beş eseri sergilenen Dervent, geleneksel sanat anlayışını modernize ederek yeniden yorumluyor ve sanatseverlere ‘bakmakla görmek aynı değildir’ mesajını veriyor.

KENDİ KENDİYLE SATRANÇ OYNAMAK

Renklerin adeta birbiriyle dans ettiği tablolarda geometrik hatlar Dervent’in vazgeçilmezi. Bu tavrı neden tercih ettiğini sanatçıdan dinliyoruz: “Resimlerimde geometri kullandığım için çoğunlukla planlanmış görünüyor ve elbette bir takım planlar var ama sonuç yine de büyük ölçüde doğaçlamaya dayalı. Benim resmimde özellikle lineer geometriyi kullanma amacım yön, yönelim ve biçimlerin birbiriyle ilişkisinde ve o ilişkilerin oluşturduğu dinamiklerdeki kurguyu biçimsel bakımdan kolay okunabilir kılmak istiyorum.”

Resim yapmayı satranç oynamaya benzeten Dervent, “Resim alanını kare olarak belirlediğimde, kadraj aynı oranda kalacağı için resim dört yönden de okunabilir hale geliyor. Böyle olunca her yönden farklı bir ifadeyi görüp, bir sonraki adımı neye göre planlayacağımı seçebiliyorum. Bu da neredeyse kendi kendime satranç oynamam gibi bir şey” diyor.


‘NE VARSA İÇİNDEDİR’

Sanatçının ilham kaynaklarına gelince… “Resimlerim uzun ve esnek kökleri aracılığıyla çok farklı topraklardan besleniyor. Hatta bazen bir resimde bile birkaç farklı zihinsel coğrafyaya kök salmak dahi söz konusu olabiliyor. Sadece sanat ve tasarım dalları değil felsefe, ekonomi, iktisat, tıp, ziraat, astronomi, gastronomi, fizik, antropoloji, tarih gibi birçok farklı alandan da beslenliyorum. Bu tür bir çok yönlülüğün, bir sanatçıyı zinde ve esnek tutacak egzersizler olduğunu düşünüyorum” diyen sanatçıdan oldukça dikkat çekici bir tablosunun hikayesini dinliyoruz. Mevlana’nın ünlü Fihi Ma Fih (Ne varsa içindedir) adlı eserinden ilhamla hazırlanmış tablosu için şu yorumu yapıyor: “Mevlana'nın, anlattığı ve okuruna ahlaki dersler veren hikayelerinin en önemli ortak özelliği, bizim aynı konuya farklı yönlerden bakmamızı sağlayacak biçimde, olan biteni, zahiri anlamının ötesinde, batıni anlamıyla da ortaya koymasıdır. Ben de resmimde bunu göstermeye çalıştım. Bu resmi farklı yönlerden izleyebilirsiniz; bakış yönünüz değiştikçe gördüğünüz resim de farklılaşır. Bu da resme bakan kişiyi çok katmanlı bir dünyaya davet eder.”

DİLDEN BAĞIMSIZ

Dervent eserlerini nasıl bir ruh halinde yaptığını ise şu cümlelerle anlatıyor: “Eserlerimi, soyut geometrik kurgular olmaktan çok, algımı ve eylemlerimi belirleyecek biçimde yaşamımı yönlendiren zihinsel ve duygusal etkileşimleri görünür hale getiren haritalar olarak tanımlamayı tercih ederim. Ardarda içinde bulunduğum birçok ruh halinin, zaman içinde birbiriyle bağlanan ve içiçe geçen etkileşimlerinin toplamında ortaya çıkan, zihinsel-duygusal bir haritadır kurmaya çalıştığım. Anlatım dili olarak

soyut geometrik kurguyu seçmemin nedeni de imgesel çağrışımlardan, dolayısıyla da sözel dilden bağımsız bir ifadeyi tercih etmemdir. Bu anlamda resimlerim niyet bakımından sözsüz müzik gibidir, söylemeyen, anlatmayan ama görünür, duyulur hale getiren biçimsel kurgular.”

  • Her türlü ilhama kapım açık
  • Resim ilham işi midir yoksa bir tasarım işi mi? Bu soruyu Utku Dervent şöyle cevaplıyor: “Kompozisyonları önceden tasarlamam ama bazı pozisyonları önceden belirlerim. Neye ve nereden bakacağıma dair aldığım kararlar belirgin de olsalar, ya da yola çıkışımı belirleyen bir takım işaretler ve eğilimler mevcut olsa da, yolculuk boyunca ortaya çıkabilecek her türlü işarete açık ve hazır bulunmaya çalışırım.”
Karşılaşma üzerine kurguladım

Geleneksel orta oyunumuz Kavuklu ve Pişekar karakterlerini hepiniz bilirsiniz. Tıpkı Hacivat ve Karagöz ikilisi gibi devamlı birbirleriyle tartışır ve atışır. İşte sanatçı Dervent bu hikayeyi tablosuna taşıyor ama ana karakterleri gizleyerek. “Benim tablolarıma bakan biri o tablonun hikayesini ilk bakışta göremez” diyen Dervent sözlerine şöyle devam ediyor:“Çünkü ben karakterleri figür olarak göstermek yerine, aralarındaki ilişkiyi biçim ve renk ilişkileri üzerinden göstermeye çalışıyorum. Bu bakımdan, tüm yapı, farklı bakış açılarının karşılaşmasıyla biçimlenen bir koreografi üzerine kuruludur.”

#Utku Dervent
#Contemporary İstanbul’
7 yıl önce