|

Sabahattin Ali'nin gerçek Madonna'sı

Sabahattin Ali’nin ilginç bir evlilik hikayesi var. Yazar, önce yakın arkadaşı Ayşe Sıtkı İlhan’a evlilik teklifi ediyor. Geri çevrilince de Aliye Ali’ye teklif ediyor ve ‘evet’ cevabını alınca kendisini geri çeviren Ayşe Sıtkı’ya “Sen benim gibi kelepiri kaçırdığınla kal” diyerek nispet yapıyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 19/02/2017 Pazar
Güncelleme: 02:00 - 19/02/2017 Pazar
Yeni Şafak
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

Sanatçıların ve yazarların gündelik yaşamları merak edilenler top on listesi yapılsa muhakkak ilk sıralarda yer alır. Nereden mi biliyorum? Otobiyografi, biyografi kitaplarının çok satılıp okunmasından. Mesela siz şimdi Sabahattin Ali'nin Aliye Ali'yle nasıl evlendiğini merak etmiyor musunuz? Ben de öyle düşünmüştüm. Hemen anlatayım: Sabahattin Ali, müstakbel eşiyle yani gerçek Madonnası'yla Erenköy'deki Salih amcasının köşkünde tanışıyor. Tanışmalarını Aliye Ali, “Grup halinde İçerenköy'de yapılan bir sünnet düğününe gittik. Dönmek istediğimizde Sabahattin yanımızda yoktu. Giderken kullandığımız lüks lambalı fenerle bir ağaç altında onu kitap okurken bulduk. Gidiyoruz dendiğinde kalktı ve feneri benim yüzüme tutarak gözlerimin içine uzun uzun baktı” sözleriyle anlatıyor.



ÖLÇÜLÜ BİR HAYATA MUHTACIM


Ancak bu bakışlar Aliye Ali'yi o kadar etkilemiyor. Aradan yıllar geçiyor. Sabahattin Ali hayatını düzene sokmak için evlenmeye karar veriyor. İlk önce arkadaşı Ayşe Sıtkı İlhan'a evlilik teklifi ediyor. Ayşe Sıtkı onun bu isteğini şaka olarak yorumlayıp geri çeviriyor. Sabahattin Ali, bu cevaptan sonra aslında ilk gördüğü günden beri aklından çıkaramadığı Aliye Hanım'a evlilik teklifi ediyor. Aliye Hanım'ı ailesinden istettikten sonra da Ayşe Hanım'a şu mektubu yolluyor: “Mühim bir havadisim var. Evleniyorum. Hatta nişanlandım bile. Sen benim gibi kelepiri kaçırdığınla kal. Birisi “Niçin evleniyorsun” dese vereceğim cevap şudur: Çalışabilmek için... Ben kendimi her hususta idare edemiyorum. Halbuki muhakkak muntazam ve ölçülü bir hayata muhtacım ve ancak bu şekilde faydalı işler çıkarabilirim.”







SEN BENİ TAMAMLAYACAKSIN


Sabahattin Ali'nin eşine yazdığı mektuplar en az öyküleri kadar meşhur. Söz kesilemesinden evleninceye kadar geçen üç ayda Aliye Ali'ye yazdıkları aşkı, heyecanı ve özlemi çok iyi anlatıyor. Bir mektubunda şöyle diyor: “Etrafın şeni sıktığı zaman kitap oku. Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz. İnsan muhitin bayağı, manasız, soğuk tesirlerinden kurtulmak istediği zaman yalnız okumak fayda verir. Bana en felaketli günlerimde kitaplarım arkadaş oldu. Fakat bu yetmiyor. Şiirlerimde de gördün ki kitaplara rağmen çok ıstırap çektim. Çünkü candan bir insanım yoktu. Sen benim yarım kalan tarafımı ikmal edeceksin.”







Onun zihninin kölesiydim


Halide Edib Adıvar da başka sevmiş eşi Salih Zeki'yi. Üstelik o başka bir kadınla evlenmek istemesine rağmen. Halide Edib buna izin vermiyor ve ayrılma kararı alıyor. Fakat ona olan tutkusu, üzerinden yıllar geçse de dinmiyor. Asistanı Mina Urgan'a anlattığına göre Halide Edib, ömrü boyunca Salih Zeki'den başkasını sevmiyor. Onunla yaşadığı ilişkiyi “onun kölesiydim, zihninin kölesi” sözleriyle anlatıyor. Salih Zeki hayatının son yıllarını akıl hastanesinde geçiriyor. 1921'de de vefat ediyor. Tüm bunları nereden öğrendiğime gelecek olursak 'İstanbul'un 100 Sevdası' diyeceğim. Kitapta burada anlattıklarımdan çok daha fazla aşk hikayesi var.














#Sabahattin Ali
#Ayşe Sıtkı İlhan
#Aliye Ali
7 yıl önce