Gazze'ye yardım götürmek için yola çıkan “Mavi Marmara” gemisine yönelik İsrail askerlerince düzenlenen saldırıya ilişkin dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin ve Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levvi hakkında açılan davanın dünkü duruşmasında savcı davanın düşürülmesini talep etti.
İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya firari sanıklar katılmazken, çok sayıda müşteki ve avukatı hazır bulundu. Mahkeme Başkanı Maksut Karakulak, bir önceki celse müşteki avukatları tarafından yapılan reddi hakim talebinin de İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildiğini belirtti.
Mahkeme Başkanı Maksut Karakulak, bir önceki celse istenen Türkiye ve İsrail arasındaki anlaşmanın geldiğini belirterek, gelen evrağa göre bu anlaşmanın 9 Eylül 2016 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdiğini belirterek, anlaşmanın gönderilen Türkçe metnini okudu.
İsral Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında yapılan bu anlaşmanın 9 Eylül 2016 tarihinde yürürlüğe girdiğini, Türkiye'nin yargılama hakkından vazgeçtiğini söyleyen duruşma savcısı Hüseyin Aslan, “Anlaşmanın 4. maddesi bizim için yargılama koşuludur. Bundan sonra davanın devam etmesi mümkün değildir” diyerek davanın düşürülmesini istedi.
Ara karar oluşturan mahkeme, İsrail-Türkiye Cumhuriyeti arasındaki anlaşmanın Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesi talebini
reddetti.Duruşmada zaman zaman gergin anlar da yaşandı. Mahkemenin talepleri değerlendirmek üzere ara vereceği sırada bir kadın “Adalet yok” diye bağırdı. Bunun üzerine salon bir anda karıştı. Gerginliğin sürmesi üzerine çevik kuvvet polisi duruşma salonuna girdi. Mahkeme yaşanan gerginliğin ardından duruşmayı 9 Aralık'a erteledi.
Savcı Aslan'ın talebinin ardından, mağdur avukatlarından Kaya Kartal söz aldı. Avukat Kartal, “Ortada bir anlaşma var. Bu anlaşma davayı tıkamakta. Bizce bu anlaşma yok sayılması gereken bir anlaşmadır. İşgalci İsrail ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki anlaşma bir ceza davasını düşürmemeli. Gerçek mağdurların hislerini yok sayarak imzalanan anlaşmalar devletler arasında önem arz etse de davayı etkilememeli, anlaşma yok hükmünde sayılmalıdır. Mahkemenizin bu anlaşmayı Anayasa Mahkemesi'ne göndermesi gerekir. Anlaşma evrensel hukuk ilkeleri ve temel hak ile özgürlükleri ihlal etmektedir. 2012'den bu yana mahkemenizde görülen bu davanın siyasi otorite ile ortadan kaldırılması yasara aykırı. Yargı bağımsızlığı ihlal edilmeye çalışılmaktadır” diyerek anlaşmanın yok sayılmasını ve yargılamaya devam edilmesini talep etti.
